Sinanpaşa’da çiftçinin büyük gelir kaynağı olan bezelye üretimi, bu yılda çiftçinin yüzünü güldürmezken, Sinanpaşa Ziraat Odası Başkanı Abdullah Türkyılmaz, bu yıl bezelye satışının 2 TL’den açıldığını ve 50 kuruşa kadar düştüğünü söyledi. Geçen yıl bezelye satışının 3 TL’den kapandığına dikkat çeken Türkyılmaz, bu yıl çoğu mahsulün tarlada kaldığını ifade etti.
ÇİFTÇİ BEZELYE EKMEZ
Önümüzdeki yıllarda çiftçinin bezelye ekmeyeceğini de iddia eden Türkyılmaz, “Seneye bezelye konuşmayız. Çiftçilerin ekeceğini düşünmüyoruz. Çoğu bezelye tarlada kaldı, çiftçi ya tohuma bıraktı ya da hayvan yemi olarak kullanacak. Bunun sebebi alıcıların gelmemiş olması ve arz talep meselesinden kaynaklanmaktadır. Pazarda da talep olmayınca ürünler elde kaldı” dedi
ÇİFTÇİNİN YÜZÜ GÜLMEDİ
Girdi faaliyetlerini çok yüksek olduğunu belirtenTürkyılmaz, “ Tohum ve ilaç yüzde 100 arttı. Bezelye maliyetli bir ürün. Çiftçinin bunu tercih etme sebebi kısa zamanda çabuk para kazanmak için. Bu sene bezelyeden yana çiftçinin yüzünün gülmediğini söyleyebilirim. Diğer ürünlerin kuraklığa rağmen iyi oldu. Ülkemizdeki kuraklığa rağmen arpa ve buğdaydaki verimlilik ve fiyat iyi durumdadır. Fiyatlara bakacak olursak Tarım Kredi Müdürlüğü’nün belirlediği piyasaya göre arpa 2 bin 300-2 bin 400’den açıldı. Daha sonra ton bazında 2 bin 100 TL’ye düştü ama şuan 2 bin 200 TL’den gidiyor. Bu günlerde 2 bin 500-2 bin 600 gibi gidiyor. Fiyatlar fena değil” dedi.
“FİYATLAR DÜŞMEZSE EKİM OLMAZ”
Gübre fiyatlarında da artış olduğunu dile getiren Başkan Türkyılmaz; “Fiyatlar fena değil derken geçen seneki gübre fiyatları ile bu seneki gübre fiyatları arasında afaki farklar var. Geçen yıl dap gübresini 155 TL’den satarken şuan 330 TL’den satıyoruz. Yüzde 20, yüzde 30 gibi farklar var.Seneye gübre fiyatları düşmezse ekim de az olur, ürün de az olur” diye konuştu.
ARZ TALEP MESELESİ
Bezelyenin sanayi değil,pazar ürünü olduğu için depolama şansları olmadığını da hatırlatanTürkyılmaz, “Ürünü tarladan kaldıracaksın, aracı gelip götürecek, aracı hale götürecek halden pazara gidecek. Pazarda satılırsa, talep görürse tekrar halden alınacak. Maliyeti çok yüksek. Soğuk hava deposundan sonra pazara sürülemez. Ancak fabrika kendi bünyesine alırsa soğuk hava deposunda bekler.Geçen sene 3 TL’den talep vardı. Belki de ürün azlığındandı bilemiyoruz” dedi.
VATANDAŞTAN TALEP YOK
Vatandaşın kooperatif kurma, soğuk hava deposu talebi üzerine Sinanpaşa Ziraat Odası olarak araştırma yaptıklarını, hallere gittiklerini dile getiren Başkan Türkyılmaz, “Talep olması lazım. Sizler tüketici olarak pazardan bezelye yiyeceksiniz, para edecek. Pandemiden dolayı da talep olmadığını düşünüyoruz. Para etmemesine rağmen rekolteside güzeldi. Zaten para etseydi rekolte olmazdı” diye konuştu.
TOHUM FİYATLARI UÇTU
Tohumun kilosunu 30 TL’den başladığını ve 40 TL’ye kadar da çıktığını söyleyen Türkyılmaz, “Piyasada Tarım Kredi Kooperatifi, özel sektör 25 TL’den başladı, 40 TL’ ye kadar gitti. Sattığım tohumların 3’te birini peşin aldım. Vatandaş bezelye ekmesin diye zorladım ama yine de ekti. 10 yıldır tohum satıyorum. İlk defa sattığım tohumun 3’te birini peşin kalan kısmını sezon sonu vadeli sattım. Günü geldi, çiftçi arpasını satacak, buğdayını satacak, hayvanını satacak ödeyecek” dedi.
AYNI UMUTLA EKİYORLAR
Çiftçinin her sene umutla ekip, daha çok borçlandığını vurgulayanTürkyılmaz; “Yıl yılı aratıyor derler. Çiftçi acaba seneye kazanır mı? Tutar mı?diye ekiyor.Çiftçi her geçen gün bankaya borçlanıyor. Kredi çekiyor tohum borcu ödüyor. 20 yıl önce 2 buçuk milyar dolar olan borç şuan 185 milyar lira. Çiftçi sayısı her geçen yıl azalıyor” dedi.
ÇİFTÇİ KAZANMIYOR, BİTİYOR
Her yıl odadan kaydını sildiren birçok çiftçinin olduğunu belirten Türkyılmaz, “Üretimden çıkan bir sürü çiftçi var. Bugün ortalama 3 milyon olan çiftçi sayısı 2 buçuğa düşüyor. Köylerin boşalma sebebi budur. Vatandaş para kazansa köyünü kentini terk etmez” diyerek, çiftçiliğin bittiğini söyledi.Bezelyenin kumar işi, riskli olduğunu da ekleyen Türkyılmaz, “Çiftçilere fazla bezelye ekmelerini önermem. Ekmek isteyenler de az eksinler” dedi.>>ODAK ÖZEL HABER
