TV’lerde mahkemeleri, belediye seçimleri,  Feto’cular, Apo’yu, yolsuzluklar, trafik kazaları, MEB reformları, öğretmen atamaları, bedelli askerlik, YÖK, KPSD sınavı vb. konuları sözde değerleyen çok bilmişleri izlemekten gına geldi. Üç beş gevezeyi bir araya getirerek, saatlerce aynı konu hakkında konuşturmak insanı isyan ettiriyor. Bu malum kişiler bazen aynı gün iki kanalda bile yer alıyorlar. Doğal olarak da gittikçe daha az kişinin izlediği sevimsiz kişiler oluyorlar. Ben bu programları kısa bir süre izledikten sonra başka kanallara geçiyorum. Günün değişik saatlerinde izlenen programlar içinde yarışma, kelime bulma, şansını deneme, aile aldatmaları, cinayetler, vb. programları emekli olmuş aile bireyleri birlikte izleyip, eğleniyorlar. Bu arada çaylar içiliyor, pasta, börek gibi yiyecekler de tüketiliyor. Elbette kaliteli diziler de ihmal edilmiyor. Aynı saatlere denk gelen, tutunan dizileri izlerken aile içinde ufak tefek bazı sorunlar çıksa da sağduyu ile bu sorunların üstesinden geliniyor. Gündüz saatlerinde çok ilginç konuları ele alan programlara bayılıyorum. Bunlar içinde çok kaliteli halk tipi sanatçılarımızın sunduğu programlar vardı. Bu programlar içinde ne ararsanız bulunuyordu. Bunlar yanında büyük ilgiyle izlenen evlendirme (çöpçatanlık) programları yer alıyordu. Bu çöpçatanlık programları (tepkiler sonucu kaldırıldı.) toplumdaki değişimi ve sosyal kaliteyi göstermesi bakımından çok değerliydi. Kadın 40-45 yaşlarında, 80 yaşlarında emekli maaşı, evi ve arabası olan olgun bir eş arıyor. Mutlu bir çift olacağımızdan eminim diyor. Adam 30 yaşında, 45 yaşında dul bir bayana talip oluyor. İşi gücü yok ama iyi niyetli. Ben şanslı bir insanım, her hafta milli piyango, spor loto, spor toto vb. oynuyorum. Yılbaşı milli piyango dev çekilişi için de tam bilet alacağım diyor. Kadının başından 3 talihsiz evlilik geçmiş, 3 çocuğu varmış. Emekli maaşı, evi ve arabası olan, dürüst, kendisinin kıymetini bilecek, çocuklarına babalık edecek, içki ve sigarası olmayan, yakışıklı bir eş arıyor. Adam dini bütün bir eş arıyor. Talip olduğu bayan başı örtülü, uzun etekli bir hatun. Yalnızca 3 defa evlenmiş. Programa katılan bazı şahıslar ellerinde kaşıklar, çifte telli oynayarak sahneye giriyorlar. Bunlar içinde şarkı söyleyenler, şiir okuyanlar da var. Seyirciler arasına aday çiftler hakkında, birbirlerine uygun veya değil diye kanaat belirten paralı yorumcular da yerleştirilmiş. Evlenme kararı alan çiftler program sonunda güzel bir düğün töreniyle evlendiriliyorlar. Program sunucuları bile bu törenlerde göz yaşlarını tutamıyorlar. Sunucu eli boş dönenlerden birine üzülmemesini söylüyor. Sunucunun aldığı cevap çok ilginç. “Hayır hiç üzülmüyorum. Bu program sayesinde mahallede herkes beni tanıdı. Bundan sonra eş bulmam çok kolaylaştı.’’ Yemek yarışması programları da toplumdaki gelişmeyi ve ev hayatındaki kaliteyi göstermesi bakımından önemli. Cımbızla seçilmiş 5 kişi programa katılıyor. Her halde format gereği ukala tipler, çok kibar erkekler, hayatlarında menemen bile yapmamış karakterler, kendilerine sıra geleceğini unutan huysuzlar programda arzı endam ediyorlar. Programlar suni bir kibarlık gösterisiyle başlıyor ancak ilerleyen dakikalarda katılımcılar marifetlerini göstermeye başlıyorlar. Yıllarca kullanmadıkları yemek takımlarını yıkamadan tozuyla sofrada kullananlar, yemeklerde saç kılı, salatada kurt çıkanlar, çatal bıçakları yerleştiremeyenler bu programlarda yer alıyor. Yemekler genellikle çorbayla başlıyor ancak basit bir çorbayı bile beceremeyenler çoğunlukta. Pilav yaparken, pirinci tuzlu ılık suda bekletmeden, yıkamadan tencereye koyanlara da şahit oluyoruz. Aptallık edip, zor bir menüyü tercih edenler içinde yemeklerini hazır edemeyenler çoğunlukta. Çok basit Anadolu yemeklerini bile bilmeyenler içinde çiçek bamyanın ipliklerini haşlamadan önce çıkarmaya çalışanlara bile rastlanıyor. Bu programlarda bir gerçek bütün açıklığıyla ortaya çıkıyor. Bazı evlerde doğru dürüst yemek yapılmıyor, yapılanların bir kısmı da bir şeye benzemiyor. Haber programlarına ise asabınızı bozmamak için hiç değinmemek yerinde olur. Bu programları seyretmenin en büyük faydası, aile hayatındaki farkında olmadığımız değişiklikleri görmeye başlamamız.