Afyon...

Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar.

Bu topraklarda yaşananlar, mücadeleler...

Gelecek kuşakların mutlaka bilmesi, anlaması ve kendilerinden sonra gelecek olanlara aktarması önemli.

 

Büyük Zaferin 100. Yılı.

Bir asır...

Dile kolay geliyor ‘bir asır’ demek.

Yüz yıl önce...

Kocatepe’de yaşananlar.

Bizler, bizlerden önceki kuşak...

O mücadeleleri layıkınca anlatabildiler mi, bizler anlatabiliyor muyuz?

Bence hayır.

Eğer o mücadeleyi başka bir ülkenin insanları yapmış olsalar dı bugüne kadar yüzlerce film çekilir, binlerce kitap yazılırdı.

 

Bu eksikliğimiz bir gerçek maalesef.

*

Büyük Zaferin Komutanı.

Mustafa Kemal Atatürk.

Nasıl bir insandı?

Nasıl bir komutandı?

 

Nasıl bir komutan olduğuna dair tarih kitaplarında az da olsa bilgiler var ama, O’nu tam manasıyla anlatan vurucu bilgiler maalesef yok denecek kadar az.

 

Ulu önder Atatürk’ümüz kadar başarılı bir komutan olmasalar bile...

Başka milletlerin komutanları ile ilgili o kadar çok film ve kitap var ki.

 

Bu eksikliğimiz de bir gerçek maalesef.

*

Bugün size Mustafa Kemal Atatürk’ün nasıl bir komutan olduğuna dair bir konuşmayı nakledeceğim.

Av. Sabri Tankut’un notlarından...

Anlatan Fahrettin Altay Paşa.

Kurtuluş Savaşımızın Süvari Kolordu Komutanı.

 

30 Ağustos 1968 tarihinde anlatmış.

Kocatepe’deki törende...

*

 

‘Bana Mustafa Kemal'i anlatır mısınız?dediler.

Ben de memnuniyetle kabul ettim ve geldim.

Ancak anlatımım kısa olacak.

Size 26 Ağustos 1922 sabahı taarruz anındaki bir olayı aktaracağım.

Bu şekilde Mustafa Kemal'i anlatmış olacağım.

 

Planlandığı şekilde 26 Ağustos 1922 sabahı saat 5:00'te başta Mustafa Kemal olmak üzere İsmet Paşa, Fevzi Çakmak,Nurettin Paşa, ben ve diğer komutanlar, ordu karargahı olarak Afyon Kocatepe'deydik.

Plan gereği taarruz, önce top atışlarıyla başladı. Bu bir baskındı. 20 dakika sürdü.

Ardından‘tahrip’ atışları yapıldı.

Bu da 10 dakika devam etti.

Yunan mevzilerindeki makinalı tüfek yuvaları, Yunan topları, tel örgüleri hedef alındı. 

Komutanlar olarak bizler de top atışlarının sonucunu görmeye çalışıyor, alt kademelere iletmek üzere Mustafa Kemal'in emrini bekliyorduk. 

Sonuçta Yunan mevzilerinde alevlerin yükseldiğini,  hedeflerin vurulduğunu,  düşmanın mevzilerini terk ederek geri çekilmekte olduğunu gördük.

Mustafa Kemal'e yöneldik. O’nun taarruz ve takip emrini bekliyorduk.

Ne ki O, gözlerini Yunan mevzilerinden ayırmıyor ve geri çekilen Yunan ordusunu izliyordu.

Fevzi Çakmak, sessizliği bozdu;

Haydi Kemal, düşman kaçıyor, taarruz emrini ver’dedi.

Mustafa Kemal; ‘Dur abi’ diye cevap verdi.

Bir süre sonra Fevzi Çakmak;‘Kemal, tarihi bir fırsatı kaçırıyorsun, düşman yeni mevzilerine yerleşecek, emrini ver artık’ diye ısrarda bulundu.

Mustafa Kemal, yine ‘Dur abi’ dedi.

Bir süre daha geçti.

Fevzi Çakmak bu kez ;‘Allah aşkına Kemal ver şu emri, komutanlar seni bekliyor,  yeter artık’ diye sesini yükseltti.

Mustafa Kemal yine;‘Dur abi’ dediği sırada beklenmedik bir olay meydana geldi.

Yunan ordusunun terk ettiği mevzilerde cehennemi patlamalar başladı.

Mustafa Kemal'in taarruz ve takip emrini geciktirme sebebi anlaşıldı.

Yunan ordusu, geri çekilirken cephe boyunca mevzilere saatli bombalarını yerleştirmiş, askerlerimize tuzak hazırlamışlardı.

Mustafa Kemal'in öngörüsü, büyük bir felaketi önlemişti.

Taarruzda ısrar eden Fevzi Çakmak,Mustafa Kemal'e sarıldı; ‘Seni bize Allah mı gönderdi Kemal’dedi.

Müteakiben süngü hücumu ve ileri top atışları emrini aldık.

Alt kademelere ilettik.

Sonucu biliyorsunuz.

Bana Mustafa Kemal'i anlat dediler.

İşte Mustafa Kemal budur.