Kıbrıs dönüşü Cemil Çiçek ziyaretimize geldi... İzlenimlerimizi anlattık. Cemil Bey, "Özal döneminde" bakanlık yaptı.
"Erdoğan döneminde" bakanlık... Başbakan Yardımcılığı... TBMM Başkanlığı.
Kıbrıs konusuyla "yakından ilgiliydi."
Bugün... İlgisi devam ediyor... Gelişmeleri izliyor... Dedi ki:



KKTC'nin, Türk Devletleri Teşkilatı'na "gözlemci üye" olması çok önemli... Şimdi sıra Birleşmiş Milletler'e üye ülkelerin KKTC'yi tanımasında... O da olacak... Dünya bilmelidir ki, Kıbrıs davası 85 milyonun ortak davası.
Sonra... Cemil Çiçek ile sohbete devam... İstanbul'daki alçakça saldırı... Ve olup bitenlerin arka planı.

***


Acı gerçek
Yılların siyaset ve devlet adamı Cemil Çiçek'ten bir tespit... Çarpıcı gerçek:
 PKK'nın arkasındaki devlet sayısı en az 28.
 Bunların arasında aynı ittifak içinde olduğumuz bazı ülkeler de var, aynı kıbleye döndüğümüz bazı ülkeler de.
 Şimdi kimse Müslüman kardeş ayağına falan yatmasın... Bazılarının, terörün arkasında oldukları bir gerçek.

***


Doğru söze ne denir?
Cemil Çiçek'ten... "Kitabın ortasından" bir çift söz:
 Bu coğrafya bizim ezeli vatanımızdır.
 Burada yaşamamızdan rahatsız olan, sıkıntısı olan her ülke, aparat olarak terörü kullanıyor.

***


Yeni sorunlar
Devlet sorunu ile hükümet sorunu birbirine karıştırılınca... Ortaya yeni yeni sorunlar çıkıyor... Cemil Çiçek'in söylemiyle:
Pek çok kurumun işleyişi aksıyor... En başta da yargı... Hukuk düzeni... Ciddi zorluklarla karşı karşıya kalıyor.

***


Dikkat! Dikkat!
Cemil Çiçek... Tecrübe küpü... Dedi ki: "Siyaset yapanların ve yapacak olanların bir şeye çok dikkat etmeleri lazım."
Sorduk: "Ne gibi?"
Cemil Bey anlatmaya başladı:
 Bizim gibi stratejik bir coğrafyada bulunan bir ülkenin önemli sorunları var.
 Bunların bir kısmı devlet sorunudur... Hangi hükümetin görevde olduğuyla ilgili değildir.
 Misal... Terör bir devlet sorunudur.
 Devlet sorunlarıyla ilgili alanlarda iktidar-muhalefet demeden, herkesin ortak akılla işbirliği yapması gerekiyor.
 Ve... Birlik beraberlik içinde olunması... Mümkünse diyalog kurulması... Bunun yol ve yöntemlerinin aranması.

***


Hükümet sorunu
Terörü... Doğu Akdeniz'i... Ege adalarını... Devlet sorunlarını konuştuk... Ve sıra "hükümete" geldi. Cemil Çiçek dedi ki:
 Bir de hükümetle ilgili sorunlar var... Ekonomik sorunlar... Sağlık, eğitim, altyapı gibi sorunlar.



 Bu alanda politikanın ve eleştirinin her türlüsü yapılabilir... Kamuoyu önünde her şey söylenebilir.
 Fakat... Biz kez daha vurgulamalıyım... Devlet sorunuyla ilgili konuların hassasiyet içinde götürülmesi gerekiyor.
 Üzülerek görüyorum... Maalesef... Biz her türlü soruna, Kızılay- Güvenpark'ta siyaset yapar gibi bir yöntemle bakıyoruz.

***


'Tavsiyelerim'
Cemil Çiçek bunca yılın tecrübesiyle... Neler öneriyor? Tavsiyeleri nedir?
Sorduk... Ve şu yanıtı aldık:
 Terör... Hepimizin yüreği yanıyor.
 Hepimiz bazı yakınlarımızı, tanıdıklarımızı asrın en büyük vahşeti ve alçaklığı olan teröre kurban vermiş bir milletiz.
 Acılarımızı sadece birbirimize başsağlığı dileyerek geçiştirmeyelim.
 Sağduyu ve sükûnetle, diyalogla, ne yapmamız gerektiğine birlikte karar verelim.

***


Kara delik
Cemil Çiçek güzel konuşuyor... Hoş konuşuyor... Fakat... Dedik ya, siyasetimizin şifa bulmaz hastalığı... Bizde sorunlar "paldır küldür... Kırıp dökerek" konuşulup tartışılıyor.
Sağduyu tatilde... Diyalog uykuda.
Ve... Söz yine Cemil Çiçek'te:



 Bazı şeyler ayaküstü ve kamuoyu önünde dikkatsizce tartışıldığı için, gereken kişilere birçok bilgiyi verme imkânı da ortadan kalkıyor.
 Öyle konular var ki... Uluorta değil, iki kişi arasında konuşulması lazım.
 Bir örnek vermek istiyorum... IRA terörü ile ilgili... İngiltere'de İşçi Partisi lideri Tony Blair ile Muhafazakâr Parti lideri, 10 yıl boyunca, en yakınları bile bilmeden, kendi aralarında konuştular... Ve IRA terörü en alt noktaya indi.
 Bu konuda ciddi işbirliği yaptılar.
 Kimse de bunu iç politikada kullanmadı.
İşte... Halk arasındaki yaygın bir söylemle... Zurnanın zırt dediği yer tam da burası... Siyasetimizin kara deliği.
Bizde... İç politikaya meze yapılmayan devlet sorunu yok ki... Konu önemli imiş, gizlilik gerekliymiş kimin umurunda?
İçimizde... "Yabancının değirmenine" su taşıyan o kadar çok ki.

***


Protokol
Türk siyasetinin çocukluk hastalığı... Kamplaşma... Kutuplaşma... Diyalogsuzluk.
Biz bunu söyleyince... Diyaloğun zorluğundan söz edince... Cemil Çiçek "Bakınız, buradaki mesele şu" diyerek söze başladı:
 Bizim inancımıza göre, iki kişi küs ise, barışma noktasında olumlu adımı kim atarsa, sevabın çoğunu o alır.
 Bu bir protokol meselesi değildir.
 Konu... Önce onun gelmesi veya önce benim gitmem tarzındaki bir kısır çekişmeye feda edilecek kadar zayıf bir konu hiç değildir.

***


Noktayı koyarken
Sohbetin sonu... Cemil Çiçek, "Siyaset akıllı insanın, akılla yapacağı bir iştir" diyerek noktayı koymak istedi.
Biz ise... Bir konuda daha konuşmasını istedik:
Ailenizde... Teröre kurban gidenler? Kimler? Kurumuş yarayı kanattık... Cemil Çiçek dedi ki:
 1982...
Annemin kuzeni ASALA terörüne kurban gitti... Portekiz-Lizbon'da... Dışişlerimiz, anıtlarını dikti... İki şehit hariciyeci... Nahide ve Ertuğrul Akbay.
 Ve... Eşimin yeğeni... Jandarma Teğmen Nurettin Türkmen... Van- Aşkale... Terör kurbanı.
 Her şehit haberi bu ülkeyi seven herkesin yüreğini yakar... Bizim de yüreğimiz yanıyor.