Hangi ahlaka sığar?

Türkiye’de Gaziantep ve Hatay’ın ardından gastronomi alanında 2019 UNESCO yaratıcı şehirler ağına kentimizin de girmiş olması hepimizi gururlandırdı.

Coğrafi işaret tescili almış lokum, sucuk, kaymak, haşhaş, keşkek, patatesli köy ekmeği gibi yöresel lezzetlerimiz ülke çapında markalaşma yönünde hızla ilerliyor.

Biz bu gelişmelerin, bu güzel ilerlemenin tadını çıkarmaya başlamışken, kent ekonomisine ve tanıtımına olumlu dönüşlerin olacağı heyecanını yaşarken Afyon’da domuz eti şokuyla sarsıldık…

Pek çok hemşehrimden bu konuda büyük tepkiler aldım dün…

Kimileri “Aman Rabia hanım konunun çok üzerine gitmeyin, gastronomi alanında bu kadar ilerlemişken adımıza leke sürülmesin” diye niyetinin iyi olduğuna inandığım ricalarda bulundu.

Evet niyet halis ama böylesi önemli bir konuyu görmemiş olmak ancak kafamızı kuma gömmek anlamını taşırdı…

Bu şehrin insanına inançlarımız gereği haram olan eti yedirmek hangi vicdana ahlaka sığar?

Bu şehrin gastronomi alanında kaydettiği ivmeyi baltalamak hangi işletmenin hakkı?

Bu duruma duyarsız kalmak benim meslek ilkelerime uygun değil…

Hepimizin sesi yükselmeli…

Sesimiz yükselmeli ki, bir daha kimse işine hile karıştırmaya cesaret edememeli…

Yasal olarak elbette cezalandırılacaklardır, ona zaten şüphemiz yok. Fakat toplum nazarında da diyet ödenmeli…

Ve elbette biz Afyonkarahisarlılara da idarecilerimize de önemli görevler düşüyor…

Hiçbir esnemeye müsaade edilmeden, denetimler daha sık ve titizlikle yapılmalı, vatandaşlarımız gıda hijyeninden şüphe duydukları marka ve işletmeleri, “ben bir daha oradan almam, oraya gitmem” diyerek kendi cezalandırmak yerine ihbar edip denetim talebinde bulunmalı…

Gastronomide alınan yol bu kent için bir değerdir, bu değeri kendini bilmez üç beş işletmenin zedelemesine müsaade etmeyelim, el birliği ile…

Yüreğinizde sevgi, duruşunuzda onur, yaşamınızda huzur eksik olmasın…