OCAK AYI

Ocak ayı kara, kanlı ve karlı bir aydır. Tarihsel bir yolculuğa çıktığımızda ocak ayında yaşamını yitirdiklerimiz;

Bir trafik kazasında yaşamını yitiren Türkücü Kıvırcık Ali. Gezi direnişine sahip çıkan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ile Türk siyasetinin önemli ismi yılarca aldığı maaşı burs olarak öğrencilere veren Kamer Genç’iOcak ayında kaybettik.

Yine KKTC Kurucusu bağımsızlık timsali, yaşamını KKTC ye adayan Rauf Denktaş. Sanatçı Safiye Ayla, Sosyolog Toktamış Ateş, Deprem Dede Ahmet Mete Işıkıara, silahlı saldırı sonucu öldürülen GazeteciHrant Dink, Yurtsever Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan , Bilim insanı Muammer Aksoy ve Gittiği haber sonrası Emniyette sorguya alınan ve işkence sonucu öldürülen Gazeteci Metin Göktepe ocak ayında kaybettiğimiz aydınlar arasında yerini aldı.

 

UĞUR MUMCU

Az okunan gazetenin güçlü kalemiydi Uğur Mumcu.

Takvim yaprakları 24 Ocak 1993 gösteriyor.

O gün tarihe kara bir gün olarak geçti. 27 yıl önce Gazeteci Uğur Mumcu bir saldırı sonucu öldürüldü. Cesur yürek ve usta gazetecinin katilleri hala bulunamadı.

Bir yazısında, ‘Cesur bir kez, korkak bin kez ölür. Önemli olan insanın böyle bir toplumda mezar taşı gibi suskunluk simgesi olmamasıdır’ diye yazan Mumcu,

Bir başka yazısında ise ‘“Ben Atatürkçüyüm, Ben cumhuriyetçiyim, Ben laikim, Ben anti-emperyalistim. Ben özgürlükçüyüm. Ben Bağımsız Türkiye’den yanayım. Ben insan hakları savunucusuyum. Ben terörün karşısındayım. Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Öyleyse, vurun, parçalayın! Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır.”diyordu.

Uğur Mumcu emperyalistlerin taşeronları tarafından öldürüldü.

Mumcu katledildiğinde toplum ayağa kalktı ve Mumcu’ya sahip çıktı.

Ankara’da düzenlenen cenaze törenine milyonlar katıldı. Yıllarca cumhuriyet gazetecinde yazdı. Hiç bir yere transfer olmadı. Hep orada kaldı. Adres değiştirmedi. Halk az okunan bir gazetenin çok bilinen yazarının kendisi için mücadelesini biliyordu.

Uğur Mumcu bedenen aramızda olmasa da yıllardır hiç unutulmadı ve hiç unutulmayacak

 

FATİH GÜMÜŞ

Yerelde önemli bir isim olan Gazeteci Fatih Gümüş de ocak ayında trafik kazasında yaşamını yitirdi.

Yıllarca Afyon basınına TRT ve Hürriyet muhabiri olarak hizmet verdi.

Özellikle Kemal Horzum’un sahibi olduğu Zafer Gazetesi ekibine baktığımızda o günlerin gazeteciliği bize fikir verir.

Genel Yayın Yönetmeni: Rahmetli İbrahim Küçükkurt. Yazı İşleri Müdürü: İbrahim Yüksel,

Haber Müdürü: Polat Yılmaz. Spor Müdürü: Salih Özkılınç, Başyazarı: Rahmetli Recep Yaşayacak. Fotoğraf Laboratuarı Şefi:Rahmetli Kazım Köken.

Muhabirler: Rahmetli Kudret Duyurucu. Ahmet Taşdelen, Serdar Günay, Necati Taşpınar.

İlçelerde Sandıklı’dan haberleri ben geçiyorum. Dinar Ramazan Gürbüz ve Ayhan Kalkan. Bolvadin Mücahit Kuzu Şuhut Rahmetli Hacı Veli Gürsoy. Çay Muzaffer Nal Emirdağ Ertuğrul Atınel,

İşte Fatih Gümüş ilçe ve il muhabirleri ile her daim temas halinde olan İstihbarat Müdürü olarak görev yapıyordu Zafer Gazetesinde.

İyi insandı. İyi haberciydi.Yardım severdi.Gariplerin, fakirlerin Fatih Babası. Genç gazetecilerin ise ustasıydı.

 

GAZETECİ SAYGI GÖRÜRDÜ

O dönem gazeteciler saygı görürdü. Çünkü doğru dürüst habercilik yapılırdı.

Kimseye eyvallah denilmezdi. Çünkü o dönemler boynuna fotoğraf makinesi takan, eline mikrofon. kamera alan haberci olamazdı.

Öyle klavye başına geçip sözüm ona yorumlar yazarak köşe yazarı olmakta yoktu o dönemler.

Köşe yazısı yazmak için bu meslekte en az beş yıl/on yıl sahada alanda muhabirlik yapmak lazımdı.

Yani köşe yazmak kırk fırın ekmek yemekti bilgi, deneyim ve emek isterdi öyle armut piş ağzıma düş yoktu o yıllar.

Bunları neden yazıyoruz…

Gazetecilik zor bir iş.Günümüzde çok daha zor hala geldi farkındayız..

Tabii ki benim söylediğim adam gibi eğilmeden bükülmeden el etek öpmeden soran,sorgulayan yorumlayan.biat etmeden aklını bir yerlere kiraya vermeden rızkını çıkarmaya çalışan gazeteciden bahsediyorum.

Gazetecilik zoru seçmektir aslında. Eğer kolayı seçerseniz yani gazetecilik yapmak yerine yalakalık, uşaklık yapmayı eleştirmek yerine baş sallayan, biat eden talimatla haber ve köşe yazmayı tercih ederseniz bak söyleyeyim villalarda oturur lüks araçlara biner ve cepleriniz para dolar. Dolar dolmasına da gazeteci olamazsınız. İşiniz bittiğinizde kapı önüne konulursunuz.

Her zaman söyledik Gazeteci halkın gözü kulağı sesidir.

Medya ise demokrasinin aynasıdır.

Mutu ve aydınlık yarınlara….