Doğduğuna inanıyorsun da...

Bilinen Nasrettin Hoca fıkrası...

Hoca komşudan kazan istemiş.

Bir süre sonra kazanı iade ederken içine küçük bir kazan daha koymuş, götürmüş vermiş.

Sormuş kazanın sahibi;

Hoca bu ne?

Kazanın doğurduğunu söylemiş Hoca.

Kazan sahibi mutlu.

Almış hem kazanını, hem de doğan kazanı...

Aradan bir süre geçtikten sonra Hoca tekrar çalmış komşusunun kapısını.

Kazanı istemiş yine.

Komşu ‘derhal’ demiş.

Koşmuş getirmiş kazanı.

Hocaya giden kazan doğuruyor ya...

O umutla vermiş.

Aradan uzunca bir süre geçtikten sonra komşu gelmiş bu defa Hocanın kapısına.

Kazanı sormuş.

İşi bittiyse kazan bize lazım oldu Hocam’ demiş.

Hocanın verdiği cevapla irkilmiş...

Senin kazan öldü komşu’ demiş Nasrettin Hoca.

Olur mu Hocam, kazan ölür mü? Canlı değil ki bu’ deyince, Hocadan yemiş cevabı...

Doğduğuna inanıyorsun da, öldüğüne neden inanmıyorsun?

*

Neden anlattım şimdi bu bilindik fıkrayı?

Mehmet Sarlık ve Eşi Emel Hanım için anlatıyorum...

Bir görevlendirme yapılmış bundan epey bir süre önce.

Emel Hanım aslında görev yeri olan yer haricinde başka bir Makamda göreve getirilmiş.

İtiraz yok, mutluluk çok...

Mehmet Zeybek Belediye Başkanı olunca bu görevlendirmeyi iptal edip, Emel Hanımı işe alındığı yere geri gönderince kıyamet koptu.

Ayrıntıları anlatırım birazdan.

Ama işte fıkrayı aktarma sebebim bundan dolayı...

Yukarıya çıkartılınca iyi...

Aslına döndürülünce tu kaka.

Olmadı işte bu yakışmadı.

İlimizin adını olumsuzlukla andırmak yakışmadı Emel Sarlık ve eşine.

*

Eski Belediye Başkanımız Abdullah Kaptan döneminde önemli bir görevde idi.

Sonra Hıdırlık Yaz Akşamları konserleri ile ilgili bir konudan dolayı görev yeri değiştirildi.

Abdullah Kaptan’dan sonra Burhanettin Çoban göreve gelince Mehmet Sarlık’ın yıldızı parladı.

YÜNTAŞ’ın Yönetim Kurulu Başkanlığına ve Genel Müdürlüğüne getirildi.

Uzun yıllar Afyon Belediyesinin YÜNTAŞ şirketinde görev yaptı.

Ne kadar maaş aldığına dair pek çok iddia ortaya atıldı.

Evine giderken halen daha neden olduğu bilinmeyen bir sebepten dolayı ayağından vuruldu.

Sarlık döneminde Organize Sanayi Bölgesinde çok büyük bir bedele mal olan fabrikadan, NO 03 fırınına kadarpek çok yatırım yapıldı.

*

Görevden alındıktan sonra ziyaretime gelmişti Mehmet Sarlık.

Kendi döneminde YÜNTAŞ’ın yaptığı çalışmaların anlatıldığı kalın bir kitapçık hediye etti, büyük bir gururla anlattı döneminde yaptıklarını.

Görevden alınması nedeniyle canı sıkkındı.

Her Belediye Başkanı elbette kendisinin uygun gördüğü isimleri getirecekti kilit noktalara.

Bunun eleştirilecek, ya da kızılacak bir yanı yoktu.

Ama kabullenemiyordu Mehmet Sarlık bu durumu.

Kendisinin de böyle bir Belediye Başkanı değişikliğinden sonra göreve getirildiğini, milyonlarca lira bütçeli YÜNTAŞ’ın en tepesine yüksek bir maaşla oturtulmasını unutmuştu adeta.

 

Sonra bir kaç kez daha geldi.

Eşi Emel Sarlık’ın görev yerinin değiştirilmesi nedeniyle tepkiliydi bu defa.

Başında bulunduğum medya kuruluşlarında haber olmasını bekliyordu belli ki.

Araştırdım söylediklerini.

Tamamıyla zıttı iddialarıyla, gerçekler.

Emel Sarlık Belediye’ye Park ve Bahçeler kadrosundan işçi olarak girmişti.

Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’in elbette Belediye Personelini uygun gördüğü yerde görevlendirme yetkisi var idi.

Daha önceki Belediye Başkanları nasıl ki, Park ve Bahçeler Müdürlüğünde görevli Emel Sarlık’ı başka görevlere atadılar ise, Mehmet Zeybek’in de böyle bir yetkisi var idi.

 

İlerleyen süreç içerisinde konu önce CHP Afyon Milletvekilimiz Burcu Köksal tarafından, sonra da SÖZCÜ Gazetesi ile bazı internet haber sitelerinde yer aldı.

Afyon Belediyesi ve Afyon Belediye Başkanı Mehmet Zeybek hedef alınıyordu.

Konuyu mahkemeye taşıdı Mehmet Sarlık’ın eşi Emel Sarlık.

Yürütmeyi durdurma kararı talebini ‘red’ etti Mahkeme.

Anladığım kadarıyla Mehmet Sarlık ve eşi Emel Sarlık bu konuda bir süre daha mahkeme mahkeme dolaşacaklar ve Afyon Belediyesini şikayete devam edecekler.

*

Neden bu konuya değindiğime gelince...

Mehmet Sarlık’ın ziyaretime geldiğinde iddia ettiği bazı konular vardı.

Araştırdım bir gazeteci olarak.

İddialarının hepsinin doğru olmadığını tespit ettim.

Bunları araştırırken YÜNTAŞ’ınSarlık döneminde zarara uğratıldığına dair iddiaları da araştırdım.

Bana gelirken elinde kalın kitapçık ile ‘Bak bunları bunları yaptık, Afyon’a bunları kazandırdık’ diye böbürlenen Mehmet Sarlık’ın aslında yönettiği kurumun, kamunun parasını harcarken pekte duyarlı davranmadığını öğrendim.

O kadar çok iddia vardı ki Mehmet Sarlık dönemi ile ilgili...

Afyon halkının parasının doğru bir şekilde harcanmasıdır tabii ki beklenti.

Olması gereken budur.

Mehmet Sarlık’ın şimdi aktarılacak olan konular ile ilgili olarak şunu söyleyeceğinden eminim;

‘Ben Yönetim Kurulu Başkanıydım, Genel Müdür idim. Yapılan işleri takip eden ve teslim alan yetkililer vardı. Varsa bir sıkıntı bu onların görevlerini yerine layıkıyla getirmediklerinden dolayıdır.’

Bunu söyleyebilir.

Bunu söylediği zaman kendisine verilecek okkalı bir cevap var elbette.

Yeter ki böyle bir savunma yapsın...

Tespitlerimizin bazıları yargı aşamasında.

Zaten hepsini bir iki yazıda aktarma imkanı da yok.

İmkanımız nispetinde ara ara aktaracağız elbette.

*

*

*

Milyonlar harcanmış...

NO 03.

Afyon için önemli bir kazanım.

Sektörde güzel bir çıta oluşturdu.

Mekan ve hizmet güzel.

Bu yatırım için gerçekte kaç milyon TL harcandığını elbette o dönemdeki ilgililer bilirler.

Ama sadece fırın için harcanan rakamı söyleyelim, işin boyutunu siz tasavvur edin.

O günkü rakamla tam 4 milyon 500 bin TL.

Sadece fırın için bu rakam ödenmiş.

Günlük 20 bin ekmek üretimi yapacak fırın demirbaşları ve ekipmanları alınmış.

Sözleşmede günlük 20 bin ekmek kapasitesi yazılı ama gelin görün ki gerçekte böyle bir şey söz konusu değil.

YÜNTAŞ o milyonlar ödenen fırında ancak 800 ekmek üretebiliyor.

Mehmet Zeybek göreve başladıktan sonra bu konu gündeme gelince bir inceleme yaptırttı.

Kendi elemanlarına değil.

Dışarıdan bu konuda uzman kişilere yaptırtıldı bu inceleme.

İnanamadı Mehmet Zeybek kendisine verilen rapora.

Yok artık bu kadar da olamaz’ dedirtecek cinstendi o rapor.

Bir başka uzman ekip daha inceledi.

Maalesef doğru idi iddialar.

13-14 madde tespit edildi fırın ile ilgili.

Sözleşmeye aykırı idi mevcut durum.

Yasal süreç başlatıldı.

O sırada ilgili firmanın yetkilileri YÜNTAŞ’a geldiler.

İddiaya göre şunları söylediler;

O tarihteki Genel Müdür ne istedi ise o şekilde yapıldı. Siz tespitlerinizi ayrıntılarıyla belirtin ve ne istiyorsanız yapalım.’
4 milyon 500 bin TL ye mal olan fırının döküldüğünü söyledi YÜNTAŞ yetkilileri.

Sözleşmede yazılı olan 20 bin ekmek bu fırın ile üretilebilir mi?’ diye sordular...

Firma yetkililerinin cevabı malum;

Siz yer gösterin, o sözleşme maddelerine uygun bir şekilde yenisini yapalım.’

Uzlaşma’ sağlandı.

Şimdi yeni fırın yapılacak.

YÜNTAŞ bir bedel ödemeyecek.

Günlük ekmek üretim kapasitesi 20 bin olacak.

Bu defa kağıtta yazılı değil ama...

Gerçekte olacak.

YÜNTAŞ’ın kasasından çıkan milyonlarca liranın karşılığı alınmış olacak.

Mehmet Zeybek farkı bu işte...

*

Bitmedi...

Yarın devam.

*

*

*

Günün sözü

Gizli sevişen,

eşkere doğurur...

*

*