Bir gün büyük dost Hz. Osman, Halife Ömer'i ziyaret etmek için Beyt'ül Mal'e gelir..

Selam verir fakat selam alınmaz.

Hz Ömer devlet işlerini hallettikten sonra cebinden bir mum çıkarıp sonra kendi birikimiyle almış olduğu ateş ile mumu yakıp selamı alır.

Hz. Osman buna hayret ederek der ki;

Ey Allah'ın Peygamberinin Halifesi ben anlamadım.

 Burada bir mum yanıyordu siz o mumu söndürüp sonra kendi cebinizden bir mum çıkarıp o mumu yaktınız bunun hikmeti nedir?

Hz. Ömer cevap verir...

Ey Affanınoğlu Osman.

Az önce söndürdüğüm mum Devletin mumuydu

Ve bu halkın malıyla alınan bir mumdu.

Eğer ben Devlete ait bir mumu kullanıp senle konuşsaydım bütün insanlardan helallik alıp o mumu kullanmam gerekirdi.

Ve Mahşer günü de Devlete, halka ait bir mumu kullandığım içinde Allah huzurunda hesap vermem gerekirdi.

Oysa Allah o mumu bana devlet işlerim için göndermiş ve devlet işlerimde kullanmak için Allah bana hibe etmişti.

Ben o mumu seninle konuşmak için kullansam, Devletin malını kullandın halkın malını kendi malınmış gibi kullandın diye Allah benden bunun hesabını sorardı onun için o mumu söndürüp kendi cebimden biriktirdiğim bir mumu aldım ve kendi birikimimle aldığım bir ateş ile onu yakıp senle konuştum.

Böylelikle Devletin ve halkın malından bir mumu kullanmamış oldum. Hiç kimse Devletin malını kendi malı gibi kullanmasın.

Çünkü Devletin malı halkın malıdır.

Onu kullanan mahşer günü hesaptan kurtulamaz.

İşte o mumu söndürmemin ve kendi mumumu yakmamın sebebi de buydu ya Osman Affan’ dedi.

Hz. Osman bu akıl almaz teraziyi görünce;

Ey Allahım.

Sen Hattabın oğlu Ömer’i ve adaletini üzerimizden eksik etme hiç’ diyerek hıçkırarak dualar etti.

*

*

*

Zeybek’e gelen telefon...

Hz. Ömer’in Devlet-Millet malına olan hassasiyetini neden anlattım?

Anlatayım...

2019 Mahalli İdareler Seçimine neredeyse altı ay kadar vardı.

Mehmet Zeybek’in Erzurum İlahiyat Fakültesinden arkadaşları Afyon’a geldiler.

Okuldan mezun olmalarından sonra hiç kopmamışlardı.

Her yıl bir arkadaşlarının memleketinde toplanıyorlardı.

Dostlukları, arkadaşlıkları çok uzun yıllara dayanıyordu.

Milli Türk Talebe Birliğinde birlikte çalışmışlar, aynı okuldan mezun olmuşlar, aynı dünya görüşünü benimsemişlerdi.

Afyon’daki buluşmalarında bir akşam yemeğinden sonra konu siyasete gelmişti.

Mehmet Zeybek orada öyle şeyler söyledi ki, hepsi yürekten katıldılar.

Zeybek’in söylediği, AK Parti Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın her şart ve zeminde yanında oldukları, tüm seçimlerde de ellerinden gelen her desteği vereceklerini, bir hususa da Genel Merkezin çok dikkat etmesinin hayati önem taşıdığını söyledi Zeybek.

Şu sözlerini vurgulayarak aktardı Mehmet Zeybek...

Özellikle Mahalli İdareler Seçimlerinde Büyükşehirlerden İllere, İlçelerden Beldelere kadar gösterilecek Belediye Başkan Adaylarının kılı kırk yararak tespit edilmesinin gerekliliği, haram-helal bilen ve Hz. Ömer’in hassasiyetinde-adaletinde olacak kişilerin bu makamlara aday gösterilmesinin önemli olduğunu vurguladı.

O sohbette çok önemli mevkilere gelmiş olan dostları vardı Mehmet Zeybek’in.

Hepsi de aynı duygu ve düşüncelerde olduklarını söylediler.

Aradan bir süre geçti.

Mehmet Zeybek hiç beklemediği bir anda Afyon Belediye Başkanlığına aday gösterildi.

Allah nasip etti, Halkımızda teveccüh gösterdi seçildi.

Koltuğa oturduğunun üçüncü günüydü...

Bir telefon geldi.

Arayan altı ay kadar önce Afyon’da o sohbette olan okul arkadaşıydı.

Hayırlı olsun temennisinden sonra bir cümle söyledi ve senin işlerin vardır dostum, tekrar ararım dedi ve kapattı.

Dostunun söylediği o cümle çok anlamlıydı...

Dedi ki;

Hz. Ömer’in adaletini unutma dostum.’

*

*

*

Zeybek’in hassasiyetlerine bir kaç örnek...

Mehmet Zeybek Afyon Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğundan itibaren iki sene dolmadı daha.

Hepimiz gördük ki, Zeybek asla Hz. Ömer’in adaletinden şaşmadı.

Devletin, Milletin malına-parasına sahip çıktı.

Yemedi, yedirmedi.

Bir kuruşun boşa harcanmasına müsaade etmedi.

Bunu yaparken elbette tepki de aldı, pasif direnişle de karşılaştı.

Ama yılmadı.

Doğru bildiği yoldan asla ayrılmadı.

Belediye kasasından fazla para çıkmaması için gerektiğinde Ankara’daki dostlarını, buradaki arkadaşlarını harekete geçirdi.

Bu yazdıklarımın altı boş değil...

Bir kaç örnek vereyim, ‘Vay be, helal olsun Zeybek’e’ diyeceğinizden eminim.

*

Zeybek göreve geldikten sonra tüm birim amirlerini ve yakın çalışma arkadaşlarını topladı.

Net konuştu.

  • Hiç kimse makam aracı kullanmayacak.
  • Görev ile ilgili gidilmesi gereken yerler haricinde, kimse özel işleri için Belediyenin araçlarından yararlanmayacak.

Başkan Zeybek’in bu sözlerinden sonra...

Önceki dönemde aylık 1 milyon 500 ila 1 milyon 650 bin TL arasında değişen yakıt gideri ne kadara düştü biliyor musunuz?

Kış aylarında 650 bin TL, yaz aylarında ise 950 bin TL ile 1 milyon TL.

Müthiş bir tasarruf...

*

Birim amirleriyle yaptığı toplantıda bir talimat daha verdi Başkan Zeybek;

  • Hiç kimseye fazla mesai ücreti ve buna benzer kalemlerden ödeme yapılmayacak.
  • Bazı birimlerdeki arkadaşlar sahaya gidip çalışma yaptıklarında yolluk ve harcırah türü ödeme alıyorlar. Bunları kaldırıyorum. Zaten onların görevi sahada. Topu topu bir kaç kez gidip orada çalışmalarını yapıyorlar. Bu tür ödemeleri kaldırıyorum.

Bu talimattan sonra aylık olarak sağlanan tasarruf ne kadar dersiniz?

Tam 550 bin TL.

Aylık bu rakam...

*

Mehmet Zeybek inşaat işlerinden iyi anlar.

Mesleği çünkü.

Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra tasarruf tedbirlerini bu alanda da uyguladı.

  • Yapılacak işleri yapmayarak değil...
  • Yapılacak işlere ödenecek paraları kendisi inceledi.
  • 2017 yılında bir firmaya yaptırılan iş, aradan 2 yıl geçtikten sonra yine aynı firmaya aynı iş neredeyse yarı fiyatına yaptırıldı.
  • Bu sadece bir örnek...

*

Belediye çöp toplama işlerini ihale ile yapıyordu.

Milyonlarca lira ödeniyordu bu iş için.

Zaten tüm giderleri Belediye karşılıyordu.

Başkan Zeybek ve ekibi bir araştırma yaptı.

Belediye kendi yapacaktı bu işi.

Çöp kamyonları alımı gerekliydi ilk öncelik.

3 ay bu konudaki tecrübelerinden yararlanmak için tüm Belediyeler dolaşıldı.

Araç modeli tespit edildi.

Bu araçları üreten firmalardan fiyatlar alındı.

Rekabet ortamına sokuldu firmalar.

Firmaların verdikleri teklifleri Belediye lehine değiştirtti Başkan Zeybek.

Sonra finansman teminine geldi iş.

Kamu bankalarıyla çalışılıyordu bundan önce.

Olmaz’ dedi Başkan Zeybek.

Üç kamu bankasının teklifiyle sınırlandırmayalım. Özel bankalardan da teklif alalım.’

Piyasadaki faizin neredeyse yarısına özel bir bankadan finansman temin edildi.

Kamu bankalarıyla arasında uçurum vardı bu teklifin.

O bankadan kredi alındı.

Sadece faizden iki milyon TL fark Belediyenin kasasında kaldı.

Kamyonlar ile ilgili KDV’den muaflık konusu vardı.

Başka kurumlar bu muafiyet ile ilgili kararı uzun bir sürede alabilmişlerdi.

Ama Afyon Belediyesinin acelesi vardı.

Bir an önce olmalıydı.

Başkan Zeybek bizzat ilgilendi.

İki saatte muafiyet belgesi alındı.

Firmadan araçlar geldi.

Kamyonlar kendisini 1,5 yılda amorti edecek.

Tasarruflu ve akıllı bir adım atılmış oldu.

*

Yukarıda anlattıklarım sadece bir kaç örnek.

İki yıla yakın süreç içerisinde bunlara benzer onlarca konuda ciddi tasarruflar atıldı, önemli kazanımlar elde edildi Belediyemiz adına.

Unutmadan söylemek lazım...

Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek hiç bir şekilde yolluk, harcırah ve benzeri bir ödenek almıyor.

Makamdaki şahsi giderlerini kendi karşılıyor.

Kalemi bile Belediye’ye ait değil.

Kendisinin.

Ola ki’ diyor, ‘kendim için bir şey yazarım. Belediye’nin, halkımızın hakkı geçmesin.’

Hz. Ömer hassasiyeti, adaleti gibi...

Bir anekdot aktarıp noktalayalım bu konuyu.

Geçtiğimiz hafta Ankara’ya gitti Afyon Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek ve bazı görevliler.

Epey yorucu geçti bu seyahat.

Dönüştü sordu Başkan Zeybek, ‘Nasıl seyahat iyi geçti mi?

Cevapladı seyahate katılan Belediye görevlisinden birisi;

Ziyaretlerimiz Afyon ve Belediyemiz için faydalı geçti.

Bu sözleri söyleyen kişinin yüz hatlarına baktı Başkan Zeybek...

Ama sen pek memnun değil gibisin.’

Memnunum Başkanım ama  daha önceki seyahatlerimiz den farklıydı

Nesi farklıydı?’ diye sordu Başkan Zeybek bu defa...

Cevap ilginç;

Daha önce Ayfer hanımla da gelmiştik Ankara’ya. O seyahatimizde fındık içleri, bademler, şamfıstıkları ve bir çok çerez vardı. Şimdi bunlar yok.’

Araç içerisinde kahkahalar patladı.

Hz. Ömer adaletinin Afyon Belediyesinde yaşandığına dair net bir anekdot olsa gerek bu...

Teşekkür ediyoruz Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek’e.

*

Her yiğidin bir yoğurt yeme şekli vardır.

Önceki dönemlere gönderme yapma değil niyetim.

Burhanettin Çoban’ın pek çok konuda iyi niyetli davrandığını da biliyorum.

Ama maalesef bazı bürokratlarının O’nun bu iyi niyetini suiistimal ettikleri de bilinen bir gerçek.

*

Mehmet Zeybek gibi...

Hz. Ömer’in adaletini örnek almalı tüm yöneticiler, idareciler.

Sadece Devletimizin yöneticileri değil...

Devlet iştiraki ile kurulmuş olan şirketlerin, kurumların yöneticileri de, özel ve tüzel tüm kurumlar, kuruluşlar Hz. Ömer’in adaletini uygulamalılar.

*

*

*

Günün sözü

Adalet olmadıkça, YÖNETİMİN

Edep olmadıkça, ASALETİN

Cömertlik olmadıkça, ZENGİNLİĞİN

Güven olmadıkça, SEVİNCİN

Kanaat olmadıkça, FAKİRLİĞİN

Alçak gönüllülük olmadıkça, YÜKSELMENİN

                FAYDASI OLMAZ

Hz. Ömer