ÇOLPAN ATA

Kırgızistan... Atalarımızın coğrafyası... Tarihi Büyük İpek Yolu'ndaki akraba ülke... Ama en fakir iki akrabadan biri... Diğeri Tacikistan.
Bozuk yollar... Eski araçlar... "Mercedes, BMW, Audi, Cadillac" da yok değil... "Gelir dağılımındaki dengesizliğin" göstergesi.
Başbakan Akylbek Caparov dedi ki:
- Turgut Özal'ın, Başbakan olduğu zamandaki gibiyiz... Dışa açılacağız... Türkiye, çok güçlü bir ülke... Türkiye'nin tecrübesinden yararlanmak istiyoruz. Türk iş insanlarını yatırıma davet ediyoruz.
Türkiye... Elbette her türlü desteği verir.
Kırgızistan'a, Türk yatırımcı gelir... "Yapacak iş çok."
Fakat... "Akrabamızın" bir konu/sorunu çözmesi şart.
Güç kaybetmiş olsa da... Hâlâ... "Bürokraside" etkili... "FETÖ"...

***


Şahin çiftliği
Tanrı Dağı'nın eteğinde... Issık Gölü'nün kıyısında... Büyük bir çiftlik... Şehre (Çolpan Ata) 130 kilometre uzaklıkta.
 Çiftlikte, "şahin" yetiştiriliyor... Kırgız'a göre... "Şahin, kuşların efendisi."
 Yırtıcı kuşlar avını yakalar ve... "Canlı canlı" yer... Şahin ise "Avının can vermesini bekler... Sonra yer."
 Çiftlik... "Yabancı sermaye" destekli... Yabancı ortak, "Arap dünyasından."

 Şahinin en ucuzu 10 bin dolar... "Bedeli 50 bin dolar olan da var."
 Müşteriler... Körfez ülkeleri halkı... "Arap şeyhleri."
 Çiftlikte bir sergi var... Fotoğraflar... Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin... Yanında, "Arap ülkesinin" devlet başkanı... Ve şahin.
 Merak ettik... Sorduk... Anlattılar... "Arap ülkelerinin yöneticileri şahini çok sever.
Putin veya Batılı liderler...
Şahin alıyorlar...
Arap dünyasından gelen liderlere hediye ediyorlar."
Tanrı Dağı'nın eteği... Issık Gölü'nün etkisi... Bu bölgenin havası... "Şahin yetiştirmek için en uygun yer imiş."

***


Başbakan'la yol sohbeti
Şahin çiftliğinden şehre dönüş... Başbakan Akylbek Caparov, bizi aracına davet etti...
 Türkiye'yi iyi biliyor... İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya'yı gezmiş... Türkiye'de çok dostu var.
 Korona öncesi torunları ile Bodrum'da tatil yapmış.

 İki doz aşı olmuş.
 Aşı olmamakta direnenler var... Kamu kurumlarında, aşı mecburiyeti getirmeyi düşünüyor.
 Ülkenin derlenip toparlanmaya ihtiyacı var... Sıfırdan yeni bir şehir kurmayı planlıyorlar... Türk müteahhitleri bekliyorlar.

***


Her derde deva
Akşam yemeği... Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov... Başbakan Akylbek Caparov... Cemil Çiçek... Rifat Hisarcıklıoğlu... Erdoğan Özegen... "Ticaret Odası" Başkanları Selçuk Öztürk (Konya), Asilhan Arslan (Elazığ), Salim Akbaş (Sinop)... Kırgız iki bakan...
Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, söze, "Ben hapisteyken" diye başladı:
 Bir dava arkadaşım... Kanserdi... "Üçüncü evre."
 Ona dedim ki: "Hapisten çıkınca bizim köye gidelim... Bir bitki var... Kurtboğan otu... Onun kökünü kaynatıp suyunu içeceksin... İyileşirsin."

 Cezaevi günleri bitince, birlikte köye gittik... Arkadaşım, bir süre, düzenli olarak kurtboğan bitkisi kökü kaynatıp suyunu içti... "İyileşti... Şimdi sapasağlam."
Rifat Hisarcıklıoğlu, "Belim ağrıyor... Bana da iyi gelir mi?" diye araya girince...
Cumhurbaşkanı Caparov, "Elbette" dedi.
Hisarcıklıoğlu:
"Öyleyse... O bitki kökünden istiyorum... TOBB Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki akademisyenlere götüreyim... İncelesinler."
Bir "görevliye" talimat verildi:
Hemen bitki kökünden getirdi.

***


Alternatif tıp
Yemeğin sonuna doğru... Bir görevli... Masaya bir "poşet" getirdi...
Cumhurbaşkanı'nın önüne koydu.
Poşette... "Kurtboğan otu kökü."
Topraklı... Çamurlu.
Caparov ile Hisarcıklıoğlu, masadan kalktılar... Biz de onları izledik... Mutfağa geçtik.

Cumhurbaşkanı Caparov... Eliyle... Kökü, güzelce yıkadı, temizledi.
Sonra... Aşçı, bitki kökünü tencereye yerleştirdi... Üzerine su döktü... Ocağın üzerine koydu...
"Kökte biriken zehri yok etmek için en az bir saat kaynatacağını" söyledi.
Biz... Yemeğe döndük.
Daha sonra... Rifat Hisarcıklıoğlu, "kök suyu içti."
Ertesi gün, Rifat Başkan'a takıldık:
Su iyi geldi mi? Belinizdeki ağrı geçti mi?
Hisarcıklıoğlu, "Şimdilik bir şey yok. Belirli süre denemek gerekiyor. Bitki kökünü Ankara'ya götüreceğim" dedi.
Bilim adamlarına vereceğim.

***

"Kovid'den korudu"
Sohbete devam... Kovid- 19 konusu açıldı.

Cumhurbaşkanı Caparov, "Sürekli dolaştım... Halkın arasındaydım" dedi:
- Koronaya yakalanmadım... O bitkinin kökünden kaynattım, her gün içtim... Beni korudu...

***

KayseriÇolpan Ata hattı
Dolaştık... Issık Gölü... Tanrı Dağı etekleri... Değişik yerleşim yerleri.
Akşam... Rifat Hisarcıklıoğlu, "Annemin köyünü buldum" dedi:
buldum" dedi: - Kayseri'de Tavas var, burada da var... Annem Kayseri'nin Cırgalan köyünden... Kırgızistan'da Cırgalan köyünü gördüm.
- Gerçekten annenizin kökeni burası mı?
Hisarcıklıoğlu gülmeye başladı:
- Bilmem ki? Bizdeki ilçe, belde, köy isimleri burada da mevcut.

***

Ekmeksiz
Dillerimiz farklı... Ama anlaşmakta pek de sorun yaşamadık... "Benzer sözcük" çok.
Elmaya, "Alma" dedikleri gibi.
Biz, "Mide" diyoruz... Kırgız ise "Aç kazan."
"Nankör... Vefasız" sözcüklerinin Kırgız dilinde karşılığı, "Ekmeksiz."

***

At eti
Kırgızistan'da bir söz var:
- Yaşın 50'yi geçtiyse ara sıra at eti yemelisin
Tabii, "Yaşlı atın... Sütçü beygirinin" eti değil... Dağda, ovada özgürce gezen, "yılkı atının" eti.
Kırgızistan'dan bir söz daha:
- At nereden su içiyorsa, o sudan iç.

Yılkı atı... Bulanık su içmez... Seçici... Suyun kaynağını arar... Abur cubur yemez... Yeşilin tazesini bulur.
At etinde... Kolesterol yok.
Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'un, "heyetimiz onuruna" verdiği yemekte... Masaya "at eti" de getirildi.
Herkesin önüne koca birer tabak... "Elle yememiz" önerildi.
Erdoğan Özegen...
Dostumuz... Eski Niğde Milletvekili... Şimdi Kredi Garanti Fonu Yönetim Kurulu Başkanı... Elinde tabak dolusu at eti... Fotoğraf çekmenin tam zamanı.
Kırgızistan'dan son notlar... Yarın.