Eğitim çok çok uzun yıllar kanayan yaralarımızdan birisi..

Sadece Afyonkarahisar için de değil üstelik ülke olarak sürekli yaz boz tahtasına dönmüş bir sistem söz konusu…

Reformist bir düşünceyle yapılan bu hamleler belki de onlarca jenarasyonun hayatta hedefledikleri yerlere gelememesine sebebiyet verdi desek herhalde yanlış bir cümle kurmuş olmayız.

Tam bir düzene oturtulmayan ve özellikle son dönemde pandeminin de etkisiyle hayatımıza giren “Uzaktan öğrenim” kavramı ve bu kavramın beraberinde getirdiği acemilikten kaynaklı eksiklikler; çocuklarımızın adaptasyon sorunları yaşamasına neden oldu.

Sosyal ve ekonomik durumu fevkalade olanlar için bu durum sadece bir adaptasyon sorunuyken gelir düzeyi düşük internet ve tablete erişimi olmayan çocuklarımızı hiç düşündünüz mü?

Diyebilirsiniz ki bu dönem artık çok geride kaldı.

Kontrollü normalleşme ile beraber eğitimde yüz yüze modeline tekrar dönüldü.

Haklısınız da…

Yalnız göz ardı edilmemesi gereken durum şu ki; bu süreçte çocuklarımızın yüzde kaçı bu durumdan etkilendi ya da etkilenmedi?

Her iki cevapta bizi eğitimde çocuklarımızın noksan kaldığı gerçeğine ulaştırmaya yetecektir.

Kamuoyunda bazı velilerde bir buçuk yıllık sürece kayıp gözüyle bakılıyor.

Üstelik bazı derken bunu bir orana vurduğumuzda hiçte azımsanmayacak bir çoğunluk karşımıza çıkıyor.

Zaten anlamsız bir yarışın içerisinde kendilerini bulan çocuklarımız sistem değişiklikleriyle alabora olmuş durumdalar.

İmkanı olup özel okullarda eğitim hayatlarını sürdüren çocuklarımız bir tık daha şanslı durumdayken ortalama bir devlet okulunda olan çocukla kıyaslandığında maddi imkanlar değişkeniyle bir fırsat eşitsizliği bizler “Cee” diyor.

E ne yapalım yani özel okulları mı kapatalım?

Elbette hayır…

Özel ya da devlet, hiçbir eğitim kurumu kapatılmamalı…

Burada yapılması gereken tek şey devlet okullarının kalitesini gözle görülür bir biçimde artırmak olacaktır.

Buna belki şahısların gücü yetmeyebilir…

Pandemi sonrası zaten zar zor ekonomiyi sürdüren devlet bile belki zorlanabilir…

Ancak onca gereksiz şeye kemer sıkın diyenler bir kere de eğitim için sıkın bakalım kemerleri diyebilir.  Unutulmamalıdır ki çocuklarımız bizim geleceğimizdir…