Aradan günler geçti... Ama "sokağın" öfkesi hâlâ dinmedi... İyi Parti Milletvekili Lütfü Türkkan "olayından" söz ediyoruz... Bingöl'ün Genç ilçesinde, bir şehidin ağabeyine, "Senin bacını ......." demişti.
Olay üzerine, siyaset ve devlet adamı dostumuz, rahmetli Kamran İnan'ın sözleri geldi:
"Siyaset çirkin değildir... Bazı siyasetçiler çirkin olabiliyor." (Siyaset Yılları... Sayfa 318.)

***


Önce insan
Alman Anayasası... Birinci madde:

"İnsanın onur ve haysiyeti
 dokunulmazdır... Tüm devlet erki ona saygı göstermek ve onu korumak zorundadır."
Şimdi... "Burası Almanya değil, Türkiye abicim" mi diyeceğiz?

"Bacıya edilen küfrü"
 mazur mu göreceğiz?

Orası Almanya... İnsan onur ve haysiyetinin "dokunulmazlığı" var.
 Burası da Türkiye... Bacısına sövülen şehit ağabeyinin değil, ağzı bozuk milletvekilinin "dokunulmazlığı" var.

***


'Deve çanı'
Savcılık... Soruşturma... Adalet Bakanlığı... Fezleke... TBMM... Dokunulmazlık...
"İş" bu noktaya kadar gelmemeliydi.
"Lütfü Türkkan... İyi Parti... Siyaset kurumu" kendi göbeğini kesebilmeliydi.
Olay, "Nasıl olsa unutulur" diye... Halının altına süpürülmemeliydi.
 "Tencere dibin kara, seninki benden kara" tarzındaki konuşmalarla bu konu kapanmaz... Unutulmaz.
 Aradan yıllar geçse de... "Devenin çanı" misali, bu olay, Lütfü Türkkan'ın sicilinde/boynunda asılı kalır.

***


Altın öğüt
İnsanız... Hepimiz öfkelenebiliriz.
Süleyman Demirel'e sormuştum:
- Sinirlendiğiniz... Sesinizi yükselttiğiniz... Öfkenizi kontrol edemediğiniz... Sehpayı, camını kırarcasına yumrukladığınız... Küfrettiğiniz oldu mu? Çok kızdığınızda ne yapıyorsunuz?
Demirel'in yanıtı dün gibi aklımızda:
- Ben de etten, kemikten, sinirden, damardan yapılmış bir insanım... Elbette öfkelendiğim, yumruğumu sıktığım olur... Ama sıkılı yumruğumu, hiçbir kimseye ya da nesneye vurmam, ceketimin cebine sokarım.

***


Tarihten bir yaprak
Sene 1962... Ocak ayının sonu. Anadolu Kulübü... İçkinin dozunu kaçırmış bir milletvekili... Ve küfür... Küfrün muhatabı, "Subaylar... Eşleri."
 Adalet Partisi... Zonguldak Milletvekili, sendikacı Nuri Beşer'i, "derhal" partiden ihraç etti.
 Meclis... Küfürbaz milletvekilinin dokunulmazlığını "hemen" kaldırdı.
 Yargı... Sanığı, içeri attı... 1 yıl 4 ay hapis. Hayır...
Hayır... Lütfü Türkkan'ın hapse girmesini falan arzu etmiyoruz... Sadece, "Partisinin bu olay karşısındaki umursamaz tavrını" anlamakta zorlanıyoruz.

***


Meclis'in onuru
Almanya'da... Federal Meclis'te... "Akil İnsanlar Kurulu."
"Anayasal" bir organ... Nasıl kurulacağı ve çalışacağı "anayasada yazılı."
Kurulda "en yaşlı üyeler" değil... En deneyimli üyeler görev yapıyorlar.
Kurul... "30 üyeden" oluşuyor.
"7 kişi" Başkanlık Divanı üyeleri.
Geri kalan 23 kişi... "Partilerin milletvekilleri sayılarına göre" belirleniyor.
Kurul Başkanı... "Meclis Başkanı."
Kurul... "Meclis'in onuru ve saygınlığı... Milletvekillerinin hak ve sorumlulukları... İçtüzüğün yorumu... Tartışmalı olaylar" konularını görüşüyor.
Eğer... Bizim parlamentomuzda da "akil insanlar grubu veya kurulu" olsaydı... "Bacıya küfür" olayını görüşürdü... "Yaraya" tuz basardı.
Lütfü Türkkan, "Geri adım atmamakta... Kendini kül edinceye kadar yanan ateş misali, yakmakta" ısrar edebilir... Kendi bileceği iş.
Ama... "Neden olduğu olayın" Meclis ve milletvekilliği kurumunun "saygınlığını/itibarını" zedelediği de ortada.

***


Lafügüzaf
Efendim, neymiş neymiş? Falanca kişi de geçmişte şunu demiş, bunu söylemiş... Bunlar, "Boş laf."
Eğer... Boş laf karın doyursaydı, lokantacıların tamamı iflas ederdi.

***


Akla zarar
Küfür... Siyaset değildir... Panik belirtisidir.
Küfür... Sözün bittiği yerdir... Söyleyecek sözü olmayanın, fikir fukarasının eylemidir.
Ama... Ne yazıktır ki... Bizde, "Akla meydan okuyan davranışları" siyaset yapmak zanneden çok.
Ve... Maalesef... "Böyle tiplere" sahip çıkmayı, "Parti içi dayanışma" sanan, daha da çok.

***

Buna da şükür(!)
Gaziantep'te... Yavru kazı, kedi yemişti de... Kazın sahibi, öfkesine hâkim olamamış ve kediyi pompalı tüfekle öldürmüştü.
Adana'da da... Müşterinin biri, "Dönerin içindeki et az" diye, öfkesini kontrol edemeyip dönerci Yusuf Şen'i öldürmüştü.
"Acaba" diyoruz...
Öfke nöbetine girmiş siyasetçi, bir şehidin ağabeyine küfredince, "Tabancayı çıkarıp vurmadı ya... Sadece bacısına sövdü" diye, şükretmek mi gerekiyor?


***


Günün sözü
İstiklal Marşı'mızın şairi... Mehmet Akif Ersoy'un sözü... Paylaşmanın tam da zamanı:
"İki çeşit insan vardır... Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen... Ve zaman geçtikçe hatalarıyla yüzsüzleşen."

***


Nokta
Öneriyoruz... Kim üstüne alırsa... Kimin öğüde ihtiyacı varsa:
"Çeneni çalıştırmadan önce, kafanın motorlarının çalışıp çalışmadığını kontrol et."