Hiroşimalı küçük bir kız çocuğu olan Sadako Sasaki’ye yazılmıştır bu şiir. Amerika’nın 1945’te attığı atom bombası evlerinin bir mil uzağına düştüğünde 2 yaşındaymış. Yaralanmamış ya da hastalanmamış olan Sadako, 12 yaşında aniden hastalanmış. Hastalığı ise “atom bombası hastalığı” olarak bilinen, kan kanseriymiş. Hastanede kaldığı süreçte umutsuzlukla öleceği günü bekleyen doktorların aksine umut ve hayat doluymuş Sadako. Hastalara yardımcı olur onlar ile vakit geçirirmiş. Kendi gibi kanser olan 80 yaşında bir kadın varmış en çok onu sever, onunla vakit geçirirmiş. Kadın bir gün Sadako’ya: “Benim için çok fakat bizim inanışımıza göre; kim kağıttan bin tane turna kuşu yaparsa, her isteği kabul olur. Ben yapamadım ama sen yap kurtul.” demiş kısa bir süre sonra da hayatını kaybetmiş. Bu efsaneye göre; eğer hasta biri kağıttan bin tane turna kuşu yaparsa, tanrılar bu kişinin isteğini yerine getirecek ve onu sağlığına kavuşturacaktır. Bunu duyan Sadako başlamış kağıttan turna kuşları yapmaya, yaparken de kuşlara: “Kanatlarınıza “huzur” yazacağım. Böylece tüm dünyada uçabileceksiniz.”.

Bu hüzün dolu öykü önce yerel basına sonrasında ise uluslararası basına konu olmuştur. Sonrasında dünyanın dört bir yanından kağıttan turna kuşları posta aracılığı ile Sadako’ya gönderilir. Sadako 25 Ekim 1955 sabahı 645. turnasını tamamlayamadan, hayata gözlerini kapatır. Postacılar aylarca turna kuşlarını taşımaya devam etmişler, öyle ki turna kuşlarının sayısı milyonlara ulaşmış. Bu turna kuşları şimdi Japonya’da bir müzede sergileniyor. Amerikalı yazar Eleanor Coerr’in 1977 yılında yazdığı “Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu” kitabı ile, zavallı kızın kısacık yaşamı tüm dünya tarafından tanınır. O günden bu yana turna kuşu barış ve nükleer silahsızlanmanın sembolü olur. 1958’de Sadako Sasaki anısına Hiroşima Barış Parkı’nda Sadako’nun anıtı törenle açıldı. O günden bu yana her yıl 6 Ağustos yani Barış Günü olan günde dünyanın her yerinden çocuklar kağıttan turna kuşu yapıp Sadako’nun anıtına gönderirler. Ayrıca Sadako’nun anıtında bir de yalvarış yer alır: “Bu bizim duamız, dünyada barış istiyoruz.”

Nazım Hikmet “Kız Çocuğu”  şiirini Sadako Sasaki anısına yazmıştır. Hiroşima’ya atılan atom bombası yüzünden hayatını kaybeden yedi yaşındaki bir kız çocuğunun barış çağrısı için geri dönmesini konu alır. Savaş karşıtı bir mesaj olduğu için büyük başarılar kazanır. Birçok sanatçı bu şiiri besteler. Sasaki öldüğünde 12 yaşındadır fakat şiirde uyumlu olması için 7 yaşında yazılmıştır.

İşte o şiir:

KIZ ÇOCUĞU

Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.

Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.

Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.