Propaganda hayatımızda çok önemli bir yere sahiptir. Propaganda siyasi aktörlerin yürüttükleri siyasi politikalarda kullandıkları bir algı yönetimi aracıdır. Ülkenin siyasi ilişkilerinde büyük rol oynayan propaganda, tarih perdesinde birçok olaya sahne olmuştur. Bunlara en bariz örneklerden biri Almanya’da hükümet tarafından bir risk olarak görülen komünistlerin iktidara ele geçireceği endişesi ile Cumhurbaşkanı Paul Von Hindenburg tarafından başbakanlık görevine getirilen Adolf Hitler’in etkili bir silah olarak kullandığı propagandanın ülkeyi nerelere nasıl getirdiğini beyaz perdeye taşıyan 1935 yapımı “İradenin Zaferi” filmidir. Benzer bir diğer örnek ise Charlie Chaplin tarafından Hitler’e ve birçok diktatöre gönderme yaptığı “Büyük Diktatör” filmidir. İncelemesini yapacağım bu iki filmin karşılaştırmasında işlenen propagandanın doğru kullanıldığında ne kadar etkili ve tehlikeli bir silaha dönüştüğünü göreceksiniz.

İradenin Zaferi ne anlatıyor?

İradenin Zaferi filmi propaganda için Almanya tarafından yapılmış bir film ve işe de yaradığını düşündüğüm, amacına ulaşan bir film. Başta geçen yazılar Almanya’nın Hitler tarafından nasıl kurtarıldığını ve geliştirildiğini anlatıyor. Filme baktığımız zaman Adolf Hitler çok sevilen ve çok anlayışlı bir lider olarak anlatılıyor. Uçaktan indiğinde heyecanlı bir kalabalık tarafından karşılanıyor ve devamında yolda giderken bir anne kucağında kız çocuğu ile Hitler’e çiçek uzatmaya geliyor. Ardından birkaç tane daha kız çocuğu gösteriliyor. Filmde sürekli geçen “führer” yani önder kelimesi de çok dikkat çekici. Benim şahsi fikrim olarak filmde halk çok mutlu olarak yansıtılsa da halk gerçekte mutlu değil. Yukarıdan ve evlerin içinden yapılan çekimlerde bir evin camı kırık ve camın dış tarafında bir saksı var. Bence burada da şöyle bir mesaj yatıyor; cam yani Almanya savaş sırasında kırılmış fakat Hitler ve Nazi Almanya’sı o camın dışında yeşeren bitki, yani umut. Çiftçiler ve işçilerle konuşurken ellerini sıkıp onlar konuşurken kafasını sallayıp onları dinlediğini gösteriyor. Yani halkın onun için önem arz ettiğini ve o önder olsa da insanların onunla rahatça iletişim kurabildiği mesajını veriyor. Sonrasında bir toplantı yapılıyor Hitler’e edilen iltifatlar, “Saf Alman Irkı” hakkında ve Nazi Almanya’sının güçten değil halktan yana olduğu gibi birçok konuşma yapılıyor.

Büyük Diktatör ne anlatıyor?

Büyük Diktatör Nazizm ve Hitler’i eleştirmek için Charlie Chaplin tarafından çekilmiş bir komedi filmidir. Tomanya adlı bir ülke savaşta yenilmek üzereyken Yahudi bir berber bir Tomanya (Almanya) subayının hayatını kurtarıyor. Sonrasında hafızasını kaybederek hastanede kalıyor bu süreçte ise başa Adenoid Hynkel (Adolf Hitler) geçmiş ve Yahudilere eziyet ediyor ve onları ayrıştırıyordu. Berberimiz hastaneden kaçıp dükkanına geldiğinde ise “Yahudi” yazısı dikkatini çekiyor ve anlam veremiyor çünkü hastanede kaldığı süreçte olanlardan haberi yok. Kurtardığı subay ise askerlere ona ve arkadaşlarına dokunmamalarını söylüyor. Bir de halk çok mutsuz çok iş yapmalarına rağmen az ücret aldıkları için bundan şikayetçiler. Tabii Hynkel büyük bir diktatör olduğu için ona karşı gelen herkesi ortadan kaldırıyor. Bir sahnede Hynkel Dünya ile dans ediyor. Yukarı atıyor akrabotik hareketler yapıp tekrar tutuyordu burada bence “Dünya benim elimde ne istersem onu yaparım.” mesajı veriliyordu. Dansın sonunda ise Dünya’nın elinde patlaması çok manidar bir sahneydi. Bu filmde Yahudilerin ne kadar eziyet çekseler de Tomanya’yı sevdiklerini ve terk etmek istemediklerini de görüyoruz. Sadece Yahudiler değil esmer insanlar da saf ırk olmadıkları iddiası ile dışlanıyorlar. Berberin kurtardığı subay hakkında yakalama kararı çıkınca Yahudiler saklanmasına yardım ediyor. Berber ve Subay Toplama kampına götürülürken Yahudi arkadaşları ise başka bir ülkeye kaçıyorlar. Kaçanların arasında berberin aşık olduğu Hannah’da var. Hynkel ise o sırada bir anlaşma için uğraşıyordu. Yahudi berber ve Subay toplama kampından kaçınca, Hynkel’e olan benzerliğinden faydalanıyor ve o gibi davranıyor. Filmin sonunda yaptığı konuşma; insanlığın güç ve makinelerden çok insanlara ve vicdana ihtiyaç duyduğunu, insanları ayrıştırmadan sadece insan olduğunu Dünyayı yönetmek veya imparator olmanın bir anlamı olmadığını söylüyor. Bu filmde Diktatör Hitler’e ve daha birçok diktatöre sesleniyor Charlie Chaplin. Bu film sanat kullanılarak nasıl mesaj verileceğinin güzel bir örneği fakat bazı komedi sahnelerinin çok zorlama olduğunu söylemem gerek.

İki Filmin Karşılaştırılması

İki filmin amacı da belirli mesajlar vermek. Ne kadar zıt mesajlar verseler de amaçlarına ulaşmış gözüküyorlar. İradenin Zaferi filminde Almanya’daki halk Nazi yönetiminden gayet memnun ve mutlu gözüküyor fakat Büyük Diktatör’de insanlar kesinlikle mutsuz. Yahudilere yapılan eziyetler bir yana halk çok çalışmasına rağmen az ücret alıyor ve bundan rahatsız. İradenin Zaferi filminde halk savaştan çıktıktan sonra Hitler’in öncülüğünde yürütülen çalışmalar ile Almanya yükselişe geçiyor fakat Büyük Diktatör filminde hiçbir şey değişmemiş halk sürekli baskı altında. İradenin Zaferi filminde Yahudilere yapılan eziyet apaçık verilmiyor fakat bir “Saf Alman Irkı” göndermesi var diğer filmde ise Yahudilere yapılan bütün eziyetler işleniyor. İradenin Zaferi filminde Nazizm ve ırkçılık gibi baskıcı yönetim tarzları iyi gösteriliyor, Hitler mükemmel ve iyi niyetli halkla iç içe bir lider olarak empoze ediliyor fakat kesinlikle öyle değil. Diğer filmde ise tam tersi kötü olan kötüdür olarak gösteriliyor. İki filminde amaçlarına ulaşmasının yanında, iki filmin de kesinlikle izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü o dönemi iki farklı gözden görüyoruz; bir göz her şeyin mükemmel olduğunu gösteriyor diğer göz ise her şeyin ne kadar kötü olduğunu gösteriyor. Anlayacağınız siyaset iki taraflı bir olgudur bir tarafı kötüyü iyi gösterirken diğer tarafı iyiyi kötü gösterir. Bu olgu tamamen siyasi aktörün sahip olduğu politikaya göre şekillenir. Siyaset kişiye göre değişiklik gösteren kirli bir mendildir, kişi nasıl kullanırsa öyle kalır.