Ankara'nın 700 bin nüfuslu metropol ilçesi.
38 ilin, Başkent'e giriş kapısı... Trabzon... Yozgat... Rize... Kayseri... Amasya... Samsun...
"Orta Anadolu" mozaiği... 110 bin Çorumlu... 82 bin Yozgatlı... Kırıkkaleli... Kırşehirli... Sivaslı.
Eskiden... Mamak denilince akıllara, "zulüm" gelirdi... "İşkence" gelirdi.
Başbuğ Alparslan Türkeş'in "hapis yattığı", Muhsin Yazıcıoğlu'nun "işkence gördüğü" Mamak Cezaevi.
Yine eskiden... "Gecekondu denizi gibiydi... 100 bin gecekondu."



Kentsel dönüşüm mucizesi... 
90 bin gecekondu yıkılmış... Modern binalar yükselmiş.
"Eski Mamak" tarih olmuş.
"Yeni bir Mamak" doğmuş.
Bugünlerde... Mamak denilince... Millet Bahçesi... Ekolojik köy... Kütüphaneler... Parklar... Kıraathaneler... Gençlik merkezleri... Spor tesisleri... Akıllara geliyor.
Her hafta bir açılışın yapıldığı... Belediye Başkanı Murat Köse'nin, "Sevdam, gözbebeğim, hayalim" dediği Mamak.

***


Süvari Cemil Çiçek
Kahvaltıya geldik... Üreğil Millet Bahçesi'ne.
İki milyon metrekare... İçinde orman da var, gölet de... Çocuk oyun alanları... Sebze bahçeleri... Kıraathane... Kütüphane.
İsterseniz... "At binebilirsiniz."
Cemil Çiçek"Ben binerim" dedi.
- Çocukluğumda biniyordum... Köyde. Şimdi... Fırsat oldukça, yeri geldikçe biniyorum. TBMM Başkanı iken bindim... Türkmenistan'da.

***


'Eski Türkiye' gerçeği
Abdülkadir Aksu'ya takıldık:
- Siz hiç bindiniz mi?
"Bu nasıl soru?" dercesine baktı... Ve dedi ki:
Eskiden... Kaymakam olmak için, "Her türlü iklimde, her türlü araca binebilir" raporu almak şarttı.
Yani "at" dâhil, "katır" dâhil.
 Yozgat/Sarıkaya Kaymakamı iken çok bindim.
 Bingöl... Genç ilçesi... 73 köyden 3'ünün yolu vardı... Kaymakam diğer köylere neyle gidecek? Atla, katırla.
Bugün... Ulaşılmayan köy yok.
At, katır "out, son model otomobiller "in."

***


Makam katırı
Makam aracı olarak attan, katırdan söz açılınca..."Akıl defterimizden" bir notu paylaştık:



1957 yılına kadar, Hakkâri İl Özel İdaresi'nin demirbaşında katır vardı... Valinin makam katırı.

***


Kameralı denetim
Marketler... Fiyatlar... Etiketler... "Sorun yok." Başkan Murat Köse geziyor... "Eski fiyat... Yeni fiyat... Tüketici şikâyeti... İlgileniyor." Belediye ekibi kontrolleri, "kameralı."
Öyle olunca... Etiketler, "hizaya giriyor, kabarmıyor." Kazanan... Mamaklı oluyor.

***


Lavanta kokuları
Sebze bahçeleri... Kadın üretiyor, satıyor.
Gökçeyurt Mahallesi'nde, "lavanta bahçesi." 23 bin metrekare.
Ekolojik köy... 20 bin metrekarenin üzerinde... Aromatik tıbbi bitkiler... Çeşit çeşit ağaçlar.



Toprağı özlediyseniz... Mamak sizi bekliyor.
Lavanta kolonyası, lavanta sabunu, lavanta çayı almak isterseniz...
MAKKOP'ta hepsi var.
Kadınlar... "Minicik, sevimli yastıkçık" yapmışlar.
İçi... "Lavanta dolu."
Yastığınızın altına koyun... Sonra da rahat rahat uyuyun.

***


El emeği, göz nuru
Mamak'ta kadınlar... "Kooperatif" kurmuş: "MAKKOP."
Erişte... Lavanta... Lavanta yağı... Doğal kepekli bulgur... Kurutulmuş sebze... Ekşi mayalı taş fırın ekmeği... Salça... Turşu... Peynir... Sirke... Reçel... Yoğurt... Mamaklı kadının "gelir kapısı."



"MABEL 
(Mamak Belediyesi) Restoran... Kır bahçesi... Kahvaltı sarayı."
Kalabalık... Kahvaltıya gelen çok... Her şey organik... Ve de ucuz.

***


Yabancıya mülk satışı
Cemil Çiçek ile Abdülkadir Aksu, "Anadolu gözlemlerimizi" sordular. Dedik ki:
Alanya'da 44 bin yerleşik yabancı var. "Konu" Turgut Özal'a geldi.
Özal... "Yabancıya mülk satmayı yasalaştırmak" isteyince... Karşısında inanılmaz "hayır cephesi" oluşmuştu.
Cemil Çiçek:
 Araştırdım... Türkiye'de yabancıya ilk arsa satışı, Atatürk döneminde... 1935'te... Atatürk, vatanı mı sattı? Bizim yurt dışında sahip olduğumuz arazi, Belçika toprağından büyük.

***


Kalkınmanın öncüsü kadınlar
Mamak'ta, 50 kadın kurs görüyor... Yaza hazırlanıyor. Belediyeden "2'şer kovan" hediye.
Lavanta bahçelerinde, "bal üretilecek."
50 kadın... "Öncü" olacak. Sonra... 100 kadın... 150 kadın... 500 kadın... "Kadın çalışkan... Göreceksiniz başaracaklar."

***


Sudan ucuz
Belediye yönetimi, pandemi sürecinde boş durmamış... Millet kıraathanesi ve kütüphane yapmış... 19 yerde.
Kıraathanede... İlk iki bardak çay... "Belediyenin ikramı." Sonra... Çayın bardağı, "50 kuruş." Kahvaltının ardından, kahvemizi millet kıraathanesinde içtik.