Haziran... Yaz bereketi... Kırsal oldukça hareketli... İlk durak Şereflikoçhisar... Ankara'nın 146 kilometre uzaklıktaki ilçesi... Nüfus 34 bin.
- Ey Koçhisarlılar... Haliniz nicedir?



Gazeteci Atalay Dinçer yanıt verdi:
Bölge bol yağış aldı, tarım çok iyi, ama çalıştıracak işçi bulunamıyor... Hayvancılık da çok iyi, fakat kimse çobanlık yapmak istemiyor... Çobanlığı Afganlı ile Suriyeli yapıyor.

***


Darbelere direnen halk
Şereflikoçhisar konusuna nokta koymadan... İki not daha:
1. Kenan Evren... 1980 askeri darbesinin lideri... Şereflikoçhisar'da konuşacaktı... Kürsüye çıktı... Halk, elektrikleri kesti.
2. Hain darbe girişimi... 15 Temmuz gecesi... Kaymakam Erol Karaömeroğlu (Şimdi Sinop Valisi), milleti sokağa çağırdı... Halk meydanlara koştu... Şereflikoçhisarlı, Ankara'ya yürümeye kalktı.

***


Tarım... Hayvancılık... Gurbetçi ekonomisi
Şereflikoçhisar'ı şöyle anlatalım...
Etiler'den itibaren yerleşim yeri... Selçuklu ve Osmanlı eserleri... Tuz Gölü... Koçhisar Kalesi... Kurşunlu Camii... Parlasan Kalesi.
Buğday, arpa, mercimek, nohut, pancar, ayçiçeği.
İyi para ediyor diye, son iki yıldır... Soğan.
Büyükbaş... Küçükbaş.
- Atalay... Daha daha... Ne var, ne yok? Çarşı-pazar... Seçim, siyaset... Gündem...
- İsterseniz birlikte gezelim, kendiniz dinleyin.
 Konuşan var ama düşük yoğunlukta. Milletin konuştuğu, ekonomi, geçim.
 Köylü, teşvikten yararlanmış... Ekiyor, biçiyor... Halinden memnun... Piyasada traktör yok.
 Besici, yem fiyatlarındaki artıştan şikâyetçi.
 Esnaf... Eh işte. Çarşı yeni yeni canlanıyor.
 Herkesin beklentisi, gurbetçilerin gelmesi.
 Almanya, Avusturya, Belçika, Hollanda, Fransa... Avustralya... Yurtdışında, Şereflikoçhisarlı çok.
 Gurbetçi ekonomisi çok önemli... Avrupa'da yakını olmayan aile yok gibi.

***


Tuz Gölü turizmi
Türkiye'nin tuz ihtiyacının yüzde 40'ını karşılayan göl... Ankara, Konya ve Aksaray'ın kesiştiği coğrafyada.
Kuş varlığı yönünden zengin mi zengin... 85 kuş türü... Flamingo dâhil.



Tuz Gölü... Şimdi bir turizm merkezi... Tur otobüsleri... Özel araçlar... Yerli-yabancı turistler.



Ayakkabısını çıkarıp tuzun üzerinde yürüyenler... O kadar çok ki.
Göle sandalye atıp oturanlar bile var.

***


Sağlık ürünleri
Alışveriş eden çok... Yerli-yabancı... Tuz ürünlerine rağbet var.
Satılan ürünlerden ve tanıtım yazılarından bir demet:



 Tuz Gölü mineralli masaj kremi... Eklem, boyun, bel, kas, romatizma ağrılarına son.
 Tuz Gölü mineralli şampuan... Saç dökülmesine paydos.



 Tuz Gölü mineralli gözaltı bakım kremi... Göz altındaki kırışık ve morlukların ilacı.
 Tuz Gölü leke kremi... Güneş, doğum, sivilce lekelerine kesin çözüm. Endonezyalı turistlerle "Tuz Gölü hatırası" fotoğraf çektirdik... Öyle neşeliler ki.

***


"Kırıkhan'a gel ciğerimi ye"
Hamsi festivali... Çilek festivali... Narenciye festivali... Ciğer festivali... Hiç duymuş muydunuz?
Bölgede... Yaygın bir söz var... "Kırıkhan'a gel, ciğerimi ye" diye.



Ayhan
 Yavuz... Kırıkhan Belediye Başkanı... Bu sözden yola çıkarak... Kırıkhan doğumlu, Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman'dan da destek alarak... Bir gelenek başlattı... Ciğer festivali.
Birincisini yaptı.
Sonra... İki yıl yapamadı... Korona... Afrin... Şehit Mehmetçik.
Şimdi... Ortalık sakinleşince... İkincisi gerçekleşti.
1.5 milyon ton ciğer.
Sabahtan gece yarısına kadar... 40 bin dürüm... Afiyet olsun.

***


Açık çek
Hatay... Gastronomi şehri... UNESCO tescilli... Mutfağı zengin... Tepsi kebabı... Şeyh Mualla... Oruk... Abagannuş... Sürk peynirli salata... Biberli ekmek... Künefe... Say say bitmez.
Turizm sezonu... Hüseyin Yayman'dan davet:



730 çeşit yemeği, 168 çeşit kahvaltılığı olan, müzeler şehri Hatay'a gelin... Gezin... Lezzetlerimizin tadına bakın... Memnun kalmazsanız, yemek faturasını bana gönderin.
Bugünlerde... Havalar iyice ısınmadan... Hatay sizi bekliyor.
Açık çek, Hüseyin Yayman'dan.

***


Sığınmacı gerçeği
Ağzı olan konuşuyor... "Gitsin" diyenler çoğunlukta... Ama "olay" çok boyutlu... "Gitsinler" demekle sorun çözülmüyor.
"Altı ayda göndeririz... Veya iki yılda... Tıpış tıpış giderler" söylemlerinin pratikte karşılığı yok.
Sığınmacılar, günlük siyasetin mezesi olmamalı... Bu bir, devlet meselesi... Partiler üstü gözlükle bakılmalı.
Hatay... Bu konuda bir laboratuvar.
Biri, "Gitsinler" diyor.
Diğeri... "Onlar giderse pamuğu, zeytini, narenciyeyi kim toplayacak? Sürünün çobanlığını kim yapacak?" diye soruyor.
Öteki... "Giderlerse öldürülecekler... Yazık" diye konuşuyor.