Pazartesi... Sabah... İçişleri Bakanlığı... Güvenlik toplantısı...
Son haftanın değerlendirilmesi.
Toplantıdan bir ayrıntı.
Marmaris'teki orman yangını konusunda, jandarmanın verdiği bilgi:
 Yangın, 72 saat sürdü.
 Jandarma İHA, yangın bölgesinden aralıksız 74 saat görüntü aktardı.
Bravo jandarmaya.
Dün... İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile konuştum. Dedi ki:
Ormancılar... AFAD... Jandarma... Polis... Kızılay... Devlet Su İşleri... Karayolları... Bütün kurumlar görev başındaydı... Aralıksız 24 saat... Arkadaşlarımı kutluyorum.

***

SÜREÇ YÖNETİMİ

Önceki gün ve dün... Pek çok il için, "yoğun yağış/ sel uyarısı" yapıldı... Turuncu alarm.
İçişleri Bakanlığı'nda, bölge bölge... İl il durum izlemesi yapılıyor.
Bakan Süleyman Soylu, "süreç yönetiminden" söz etti:
 Yangın... Sel... Alınacak önlemler... En ufak ayrıntısına kadar üzerinde duruluyor.
 Orman içi yollar... Yangına müdahale edecek araç kapasitesi... Karadan ve havadan takip... Her şey planlanıyor.
 Valilerimiz... Kaymakamlarımız... Bütün kamu kurumları... İşbirliği halindeler.
 Süreç yönetimi çok önemli... Arkadaşlarımız bu konuda çok deneyimliler.
İçişleri Bakanlığı, 81 ilin risk haritasını çıkardı.
Hangi illerde dere yataklarına ev yapılmış? Mutlaka yıkılacak.
Hangi bölgelerde dere ıslahı şart? Dereler temizlenecek.
Haritalar... Programlar... Sürekli güncelleniyor.

***

DOĞAL AFET DERSLERİ

Türkiye geçen yıl doğal afetlerle boğuştu... Orman yangınları... Seller.
 Antalya... Manavgat... Yeniköy... Orman yangını... 28 Temmuz.
 Marmaris... Orman yangını... 29 Temmuz.
 Bodrum... Orman yangını... 31 Temmuz.
 Adana... Osmaniye... Mersin... Kayseri... İzmir... Tunceli... Orman yangınları.
 Rize-Güneysu sel felaketi... Sekiz can kaybı... 14 Temmuz.
 Artvin... Sel... Bir can kaybı.
 Batı Karadeniz... Kastamonu... Sinop... Bartın... Sel... 82 ölü... 16 kayıp... 11 Ağustos.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu dedi ki:
Geçmiş yıllarda yaşananlardan edinilen tecrübe, alınan derslerle devletin bütün kurumları... Bütün görevli arkadaşlarımız 7/24 görev başındalar... Tam bir koordinasyon...

***

TEŞEKKÜR... ÇOK MU ZOR?

Eleştiri konusunda, Türk siyasetçisi oldukça cömert... Buna denilecek bir şey yok.
Ama... Takdir ve teşekkür konusunda bu kadar da cimri olunmaz ki.
Anlaşılıyor... Muhalefet, en doğru işi de yapsa, iktidarı tebrik, takdir etmek istemiyor... Ama bir de devletin kurumları var... Valileri, kaymakamları... AFAD, Kızılay... Polis... Jandarma... İtfaiyeciler... Ormancılar... Yangında, selde canı pahasına görev yapan binlerce insan var... Onlara... Hiç olmazsa bir kuru teşekkür bu kadar mı zor?

***

AYKUT ERDOĞDU OLAYI ÜZERİNE BİR ÇİFT SÖZ

Hacı Bektaş-ı Veli söylemiş...
Yüzyıllar önce:
"Eline, beline, diline sahip ol."
Camdan yapılmış evde oturur misali, milletin gözü önündesin.
"Rol model" denilecek bir yüksek devlet görevindesin... Milletvekilisin.
Eline, beline, diline... Dikkat edeceksin.
Eski eş... Çiçeği burnunda yeni eş... Arada çocuk... Uygunsuz telefon konuşmaları... Sosyal medya paylaşımları... Tam bir rezillik.
Neyse... "Özel hayat" diyerek konunun üstüne gitmeyelim.
"Yaralı kuşa, taş atılmaz" derler... Yara kanıyor... Bir taş da biz atmayalım.

***

 

SON SÖZ 'ZİRVE'NİN

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir süre önce "bu konudan" söz etmişti... Bir ihtiyaç olarak... Ve de dilek.
"100'üncü yılda 100 il" önerisi.
Ayrıca... Devlet Bahçeli'nin ana baba diyarı Osmaniye'nin de bir isteği var... Osmaniyeliler, Devlet Bahçeli'ye ilettiler:
"Büyükşehir olmak istiyoruz."
Ama... Bunun için Osmaniye'nin nüfusu, yetersiz.
Komşu illerden, bazı yerleşim yerlerinin Osmaniye'ye bağlanması gerekiyor.
"Bu konuya" noktayı koyalım:
 Bir adım atılması için önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Bahçeli'nin, "görüşmeleri, mutabakatları" şart.
 Eğer, "ikili zirvede" bu konuda bir karara varacak olurlarsa... İçişleri Bakanlığı da gereken hazırlığı yapar... Ve Cumhurbaşkanlığı makamına sunar.
 Gerisi kolay... "Cumhurbaşkanlığı kararnamesi."

***

'YENİ İL' EFSANESİ

Zaman zaman ısıtılıp piyasaya sürülür... İlgi çekecek bir konu... Günlerce, haftalarca konuşulur.
Sonra... Hiçbir şey çıkmaz... Olay rafa kaldırılır.
Bir süre sonra... Millete konu lazım ya... Eski defterler yine kurcalanır.
"Hangi ilçeler il olacak?" spekülasyonundan söz ediyoruz.
Bizde, şehir efsanesi bitmez:
"Cumhuriyet'in 100'üncü yılında... 100 il."
Gel de heyecanlanma.
Acaba... İl yapılacak 19 ilçe hangileri?
Alanya... Nüfusu bazı illerden fazla... Neden il olmasın?
Ya Tarsus'a ne demeli? Bir tarih hazinesi Ahlat... Açık hava müzesi Midyat... Hakkâri'den büyük ilçesi Yüksekova...
Akhisar, BodrumÇorluFethiyeNazilli, Polatlı... Hangi birini sayalım?
Bugün... İçişleri Bakanlığı'nın çalışmalarında... Böyle bir konu... En ufak bir hazırlık... Yok, yok, yok.

***

BİR ŞEHİR HİKÂYESİ

Şebinkarahisar... Eski adı, Karahisar-ı Şarki... Giresun'un ilçesi... Nüfusu 20 bin.
Merhum Başbakan Bülent Ecevit'in eşi Rahşan Hanım'ın memleketi.
Karahisar-ı Şarki... 1923 ile 1933 yılları arasında il idi... 10 yıl.
1933'te... 2197 sayılı yasa ile... İlçe haline getirildi.
Bu girişten sonra... Hikâyemiz... Hikâye diyoruz ama hepsi gerçek.
 Rahşan Ecevit, doğduğu yerin il yapılmasını istedi.
 Ama... Hanımefendi istiyor diye, yasa çıkarılamaz ki.
 Konunun koalisyon ortakları (Bülent Ecevit... Devlet Bahçeli... Mesut Yılmaz) arasında görüşülmesi gerekli.
 Ayrıca... İçişleri Bakanlığı, bir düzenleme yapacak... Taslak hazırlayacak... Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılacak... Yasa böyle diyor.
 Ama... İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'in bu konuda bilgisi yok... Hazırlığı hiç yok.
 Emrivaki... Başbakan Bülent Ecevit, daktilosunun başına geçti... Markası, Erika... Ve bir tasarı yazdı... Tarihli, numaralı.
 Sonuç... Fiyasko... Devlet geleneğinde böyle bir şey yok... Zaten Bülent Ecevit de işi uzatmadı... Konu kapandı... Şebinkarahisar ilçe olarak kaldı.
 Rahşan Hanım'ın ne kadar kızdığını, incindiğini tahmin edersiniz.

***

KADERE BAK

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Adana'ya uçmuştuk... Oradan da helikopter ile Mersin'e.
Demirel... Aşağıdaki ovaya baktı... Çukurova... Verimli topraklar... "İşte Türkiye'nin Florida'sı" dedi.
Mersinliler'in, Cumhurbaşkanı Demirel'den istekleri vardı... Say say bitmez... Demirel tek tek not aldı... "İlgileneceğim" dedi.
Dönüşte... Uçakta... Demirel bana, "Şimdi yazma... İleride yazarsın" dedi ve devam etti:
Ey Mersin, Mersin!.. 1991 seçimlerinde İlhan Kesici'yi milletvekili seçseydin, bugün başbakanlık koltuğunda Tansu Çiller değil, İlhan Kesici otururdu... Sorunlarını kendi seçtiğin Kesici'ye söylerdin.
Daha sonra... "Bunları" hem yazdım hem de televizyonda anlattım.
Unutmadan... 1991 seçimlerinde, İlhan Kesici, Mersin'den milletvekili adayıydı... Seçilecek sıradaydı.
"Tercih" sistemi vardı... Adaylardan biri kulis yaptı... Kesici'nin adını sildirdi, kendisini listenin seçilecek yerine çıkardı... İlhan Kesici, milletvekili olamadı.
Olsaydı... Demirel'in ardından Doğru Yol Genel Başkanı ve Başbakan'dı.
Kader... Bugün, CHP milletvekili... Ve Mahmut Ustaosmanoğlu'nun cenaze namazına katıldığı için... Linç.