Önceki Valimiz Gökmen Çiçek’in ilimizden ayrılması ve şimdiki Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’nın göreve başlamasının ardından iki ay geçti.

Bu süreç içerisinde...

Önceki Valimiz Gökmen Çiçek ile telefonda defalarca görüştük.

Kiminde görüntülü, kiminde sesli...

İstisnasız her görüşmemizde, Gökmen Bey’in tek bir ricası oluyordu;

Aman Vali Hanıma destek olun. Çok iyi bir insan ve Afyonumuza çok önemli hizmetleri olacak.’

 

Aynı şekilde...

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile 19 Mayıs günü Ankara’da AK Parti Genel Merkezi’nde birlikteydik.

Valimizin göreve başladığının hemen ertesi günüydü...

Cumhurbaşkanımızın da bana bizzat söylediği, Valimiz Gökmen Çiçek’in sözleriyle aynı yöndeydi;

Valinize sahip çıkın.’

*

Bu mesajlar çok önemli...

Ankara’dan başka tanıdıklarımda buna benzer mesajları ilettiler.

Afyon’un bir şans yakaladığını vurguladılar.

Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’nın ilimize kazandıracaklarından çok emin hem Cumhurbaşkanımız, hem önceki Valimiz, hem de diğer tanıdıklarım, dostlarım.

O nedenle...

Valimizin şevkini kıracak, gönlünü incitecek şeylerin olmaması için ‘Sahip çıkın’ ve ‘Destek olun’ mesajları.

*

Geçen iki aylık süreçte yaşayarak gördük...

Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı, Ankara’da her makamda çok seviliyor ve sayılıyor.

Hanımefendiliği ile, kendisi için bugüne kadar şahsi bir talebi olmamasıyla, naifliği ile, çalışkanlığı ile, azmiyle, inançlarından tavizsizliği ile, Devletine ve Milletine bağlılığı ile tanınıyor - biliniyor.

 

İki aylık süreç içerisinde gördüğümüz bir başka hususta...

Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı bilgili, kültürlü ve kendini iyi yetiştirmiş bir kişi.

Olaylara, konulara yüzeysel bakmıyor.

Derinlemesine inceliyor, irdeliyor.

Olmayacak duaya amin demiyor.

Olabilirliği çok zayıfsa bir konunun, baştan ‘hayır’ demiyor ama bazı siyasiler gibi de ‘umut’landırmıyor.

Üslupları farklı olsa da...

Tıpkı önceki Valimiz Gökmen Çiçek gibi.

Net yani...

*

İki aylık süreç gösterdi ki...

İlk yazdığım yazıda belirttiğim hususta yanılmamışım.

Afyon Gökmen Çiçek’ten sonra ikinci bir şansı Kübra Güran Yiğitbaşı ile yakaladı.

Tüm Afyon halkı olarak...

Bu ikinci şansımızı iyi değerlendirelim.

Üzmeyelim, kırmayalım Valimizi.

Şevkini azaltacak söz ve eylemlerden uzak olalım.

Ivır zıvır şeyler yerine, Afyon’a kalıcı eserler-yatırımlar isteyelim Valimizden.

İlimizi süper ligdeki iller seviyesine çıkartacak projeler sunalım kendisine.

*

Afyon uzun yıllardan sonra iki önemli şansı peş peşe yakaladı.

İlk yarı Gökmen Çiçek ile 23 ay sürdü.

Şimdi ikinci yarıdayız.

Bana göre seçime kadar Valimiz Afyon’da kalacak.

Sonrasında inşAllah Bakanlık koltuğunda göreceğiz O’nu.

Şimdi hep beraber ikinci yarıyı iyi değerlendirelim.

İyi değerlendirelim ki...

Galip çıkalım bu maçtan Afyon olarak...

Penaltıda yaptırmayalım, son dakika golü de yemeyelim.

Büyük Zafer’in 100. Yılına yakışacak dev eserleri Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı ile kazanabileceğimiz bilincinde olalım.

Forvetimiz O.

Cumhur İttifakı Milletvekillerimiz, Belediye Başkanlarımız, STK’lar, Basın...

Hep birlikte aynı takımdayız.

İyi pas verelim forvetimize, O’da atsın golleri.

Skor tabelasında Afyon hep önde olsun.

 

İl olarak süper ligdeki iller arasında olmak istiyorsak, iyi değerlendirelim bu şansımızı.

Zaman çabuk geçiyor unutmayalım...

*

*

*

15 Temmuz...

Altı yıl geçmiş.

O gece ile ilgili daha önce epey yazmıştım.

Cuma gecesi Zafer Meydanı’nda otururken, o gece gözlerimin önünden geçti yine.

Mehmet Savaş ve Mehmet Zeybek ile beraberdik o gece, Zafer Müzesi’nin merdiveninde.

Binlerce Afyonlu meydanda idi.

FETÖ’cülerin Afyon’da en sevmedikleri listesinin en başlarındaki iki kişiydik Mehmet Zeybek ile birlikte.

Hedef listelerindeydik.

O geceden öncesinden aylarca, yıllarca uğraşmışlardı her ikimizle.

Maddi manevi çok kaybımız olmuştu FETÖ’cülerin yüzünden.

Ama bir milim bile şaşmadık yolumuzdan.

 

Cuma gecesi 15 Temmuz gecesini, öncesini ve sonrasında yaşananları düşünüyordum ta ki Mehmet Savaş kulağıma eğilip;

Abi aslında Zafer Müzesi’nin o merdivenlerine yine o günkü her şeyi getirsek ve nostalji yapsak nasıl olur?’ diye fısıldayana kadar.

Aslında...

Keşke o güne geri dönebilsek.

O güne ve o günden sonraki bir kaç aya...

Ah keşke!..

*

Biz bunları konuşurken Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı anons edildi konuşmasını yapmak için.

Dinledim.

Duygulandım.

Diyebilirim ki...

Bugüne kadar Afyon’da 15 Temmuz gecesi yapılan konuşmalardan en güzeliydi.

En anlamlısıydı.

En dolusuydu.

İçeriği ile, içtenliği ile...

Ayakta alkışlanacak bir konuşmaydı.

Tebrik ettim Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’nı daha sonra.

 

KANAL3’ten canlı olarak yayınladık o konuşmayı ve tüm programı.

Haber bülteninde de verdik.

Eğer izlemeyenler var ise, KANAL3 uygulamasından o konuşmayı izlemeliler.

Ve bir şeyi daha izlemeliler...

Samet Bayram Şahin’in okuduğu şiiri.

 

Öncelikle...

Samet’i, Ailesini, Öğretmenini tebrik ediyorum.

Valimize de teşekkür ediyorum, 15 Temmuz gecesine Samet’i davet edip, bu güzel şiiri seslendirttiği ve hepimizin izlemesine vesile olduğu için.

 

Samet Bayram Şahin ve arkadaşları daha önce Valimize bir mektup yazmışlar.

Valimizde onları davet etmişti.

Makamda görüşmüşlerdi.

Sahnede o gece seslendirdiği şiiri okumuştu Samet o ziyarette Valimize.

Hayran kalmış Valimiz.

Ve 15 Temmuz Gecesindeki programda okumasını istemiş.

İyi ki istemiş.

 

Kaydını bir kaç kez izledim daha sonra...

Bıkılmadan izlenecek cinsten.

*

*

*

Ey İl Başkanları nerelerdeydiniz?

15 Temmuz Gecesi...

Bir hemşehrim sordu;

Mehmet Bey ben siyasi partilerin İl Başkanlarını göremedim. Sen gördün mü?’

  • AK Parti İl Başkanımız burada. Önde protokol sırasında oturuyor.
  • Demokrat Parti İl Başkanımız Hikmet Bülbül ile yan yana oturuyorduk. Biraz önce bir düğüne katılması gerektiği için erken ayrıldı.
  • Diğerlerini bende göremedim.

Aynı hemşehrim biraz daha kızgın şekilde ilave etti;

Böyle bir geceden daha önemli ne işleri olabilir ki?

Peki... AK Parti Yönetimi nerede? Belediye Meclis Üyeleri nerede? Belediye Başkan Yardımcıları nerede? AK Parti Merkez İlçe Başkanı nerede?

 

Haksız değildi hemşehrim.

Hakikaten nerelerdeydiniz ey İl Başkanları?

Ey diğerleri...

 

15 Temmuz ruhunu diri tutmak Devletimiz ve Milletimiz için önemlidir.

Böylesi önemli bir programa katılmamakla, acaba...

Bir yerlere, birilerine bir mesaj mı verilmek isteniyor?

Hemşehrim gibi bende merak ediyorum.

Varsa bir cevabınız, buyurun.

*

*

*

Bilinsin istemiyorlar...

Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı ve eşi Dr. Burhan Selim Yiğitbaşı mütevazi insanlar.

Allah bağışlasın evlatları da öyle.

Önceki Valimiz Gökmen Çiçek’in ailesi gibiler.

 

Kübra ve Burhan Yiğitbaşı’nın üç evladı var.

Ceyda, Selin ve Kerem.

Valimiz ile eşi tören alanına kızları Ceyda ile birlikte geldiler.

Babasının kucağında oturdu bir süre Ceyda.

Ara ara Valimiz arka tarafa doğru dönüp baktığında, öğrendim diğer evlatlarının arkalarda olduklarını.

Selin ve Kerem’de tören için gelmişler ama Anne ve Babasının yanında olmak istememişler.

Bravo dedim.

Şımarık değiller.

‘Biz Valinin çocuklarıyız, en önde oturmalıyız’ dememişler.

Hatta bir dostumdan öğrendim...

Vali hanımın çocukları oldukları bilinsin dahi istemiyorlarmış.

Ne kadar önemli bir husus.

Tam takdirlik.

 

İyi bir aile terbiyesi aldıkları belli hepsinin hal ve hareketlerinden.

Bir kez daha takdir ettim Yiğitbaşı Ailesini.

Hafız büyük dedelerine layık torunlar maşAllah.

 

Maalesef Türk Halkı zaman zaman...

Bazı Bakanların, Valilerin çocuklarının neler yaptıklarını izlemiştir televizyonlarda, okumuştur gazetelerde.

Umuyorum ve diliyorum...

O kötü örnekler artık gerilerde kalmıştır inşAllah.

Valilerimizin evlatları bu umudumu daha da artırdı.

*

*

*

*

*

‘İyilikten maraz doğar’ sözü doğruymuş!

Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı meslektaşımız.

Bu işin hocalarından aslında.

Afyon Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak kendisine hayırlı olsun ziyareti yaptığımızda bize ayrılan süreyi epey aşmıştık.

Sohbet koyulaştıkça koyulaşmış, hem Valimiz hem de bizler ziyaretten mutlu ayılmıştık.

Daha sonra...

Valimiz, ayrım yapmadan tüm gazetecileri bir kahvaltıya davet etmişti ilerleyen günlerde.

O kahvaltıda ‘resmi’ bir davet olmaktan çıkmış, samimi bir havada geçmişti.

Ne de olsa meslektaşımızdı.

Bizden birisiydi.

Bizi en iyi anlayacak kişilerden birisiydi Valimiz.

Çünkü bizim yaşadığımız zorlukların, hepsinden daha fazlasını bizzat kendisi yaşamıştı.

O nedenle bizler bir şey söylediğimizde, o konunun önemini bildiğinden hemen bir çözüm yolu düşünüyordu.

 

Cemiyet Başkanımız Sezer Küçükkurt ile tüm Yönetim hem ziyaret öncesinde, hem de kahvaltı daveti öncesinde konuşmuştuk.

Valimize neler söyleyeceğimizi, mesleğimiz adına hangi noktalara değinilmesi gerektiği hususunu belirlemiştik.

Sözcümüz, Başkanımız Sezer Küçükkurt idi.

Hem ziyarette, hem de kahvaltıda ‘mesleki eğitim’ konusuna değindi Başkanımız Küçükkurt, kararlaştırdığımız gibi.

AGC olarak daha önceleri bir kaç kez Afyon Kocatepe Üniversitesi ile birlikte meslektaşlarımıza çeşitli konularda eğitim çalışmaları yapılmış ve bu çalışmalarda verimli olmuştu.

 

Bu noktadan hareketle, kendisi de konunun uzmanlarından birisi olduğu için bizler hep birlikte Valimizden, meslektaşlarımızın eğitimi hususunda destek vermesini talep ettik.

Sağ olsun Valimizde bu konuya sıcak baktı ve kısa bir süre içerisinde de TRT ilgilileriyle görüşerek talebimiz ile ilgili gerekeni yaptı.

 

Afyon’da katılmak isteyen gazeteciler için...

Haber yazımı, kamera ve görüntü çekimi, haber montajı, diksiyon, habercilik etiği, Basın Ahlak Yasası, sosyal medya gibi alanlarda olacak bu eğitim çalışmaları.

Öncelikle teşekkür ediyoruz Valimiz Kübra Güran Yiğitbaşı’na.

Onca işi arasında...

Bizim bu talebimizi çok kısa bir sürede cevapladığı ve gereğini yaptığı için.

 

Bu konuya neden değindiğime gelince...

İşte burası çok önemli.

Maalesef bir arkadaşımız ‘iyilikten maraz doğar’ sözünü doğrulatmış oldu.

Anlatayım...

Sait Karaduman.

Aslında iyi bir gazetecidir.

Yaptığı haberlerin bazıları seste getirmiştir.

Takdirde etmişimdir bu haberlerini.

Fakat...

İstikrar konusunda, haberciliği kadar başarılı olamadı maalesef.

Zaman zaman ‘Bu işte bir gelecek yok’ diyerek mesleği bırakıp gübrecilik, lokantacılık gibi işlere dalsa da sonunda dönüp dolaşıp kürkçü dükkanına dönmüştür.

Mesleki eğitim eksikliği konusunda hep serzenişte bulunmuştur.

Mesleğimizde pek çok yeniliğe de imza atan kendisi olmasına rağmen, bazen kendisinden hiçte beklemediğim çıkışları da olabiliyor maalesef.

 

Geçen gün bir yazı paylaştı Sait Karaduman.

Okuyunca hayrete düştüm.

Hem üzüldüm, hem de biraz kızdım kendisine.

 

Çünkü;

Sait Karaduman, ‘Vali hanımdan gazetecilik ayarı’ başlığı ile yazdığı yazısında konuyu tamamen çarpıtmış...

  • Valimizin mesleğimiz ile ilgili değindiği genel hususlara, bizler her oturduğumuzda daha ağır bir şekilde kendimiz değinmiyor muyuz?
  • Kendi meslektaşlarımızı eleştirmiyor muyuz?
  • Valimizden mesleğimiz ile ilgili eğitim çalışmaları yapılmasını bizzat Afyon Gazeteciler Cemiyeti olarak bizler talep ettik.
  • Çünkü Valimizin bu konuda hem Ankara’da, hem de İstanbul’da önemli tanıdıkları olduğunu biliyoruz. O kişiler ancak Valimizin ricasıyla buraya kadar gelip bizler ile deneyimlerini paylaşabileceklerdir.
  • Ne Valimiz, ne de bir başkası bizlerden kendi görüş ve düşüncelerinde gazeteciler olmamızı istemektedirler.
  • Valimizin de, bizlerinde istediği tek şey Basın Ahlak Yasasına ve etik kurallara bağlı gazetecilik yapılmasıdır.
  • Kim ne kadar bu işi biliyorum derse yanılır.
  • Hepimizin öğreneceği daha pek çok şey vardır.
  • Eğitim içeriğine de bakıldığında görülecektir ki...

Hepimizi ilgilendiren konular ile birlikte teknik anlamda da bilgilendirmeler yapılacaktır. Ve bu en iyi uzmanlardan, yani TRT’nin deneyimli isimlerinden, ekibinden sağlanacaktır.

  • Valimize teşekkür etmek yerine, konuyu çarpıtmak son derece yanlış olmuştur.

*

*

*

Günün sözü

 

‘Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır’

Sezai Karakoç