Yine, bugünkü gibi bir 15 Eylül... 1961... Günlerden cuma...
Yassıada'da... Yüksek Adalet Divanı Başkanı Salim Başol"mahkeme" kararlarını açıkladı:
Celal Bayar, idam... Adnan Menderes, idam... Fatin Rüştü Zorlu, idam... Hasan Polatkan, idam.
Salim Başol, Türk demokrasisinin, "kara deliğinin... Çadır mahkemesinin" kararlarını okumaya devam etti:
"Refik Koraltan... Agâh Erozan... İbrahim Kirazoğlu... Hamdi Sancar... Nusret Kirişçioğlu... Bahadır Dülger... Emin Kalafat... Baha Akşit... Osman Kavrakoğlu... Zeki Erataman... Rüştü Erdelhun... İdam."
Bugün... 15 idam kararının okunduğu tarihin yıldönümü.
Kararlar... Demokrasi ve adalet için bir "kara leke." Öyle bir leke ki... İzi bir türlü silinemiyor.

***


3 idam... 15 ömür boyu hapis
Aynı gün... 15 Eylül... Saat 18.00... Milli Birlik Komitesi, Ankara'da toplandı. Başkan... Devlet ve Milli Birlik Komitesi Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel. Mahkemenin idam kararları görüşüldü. Sonuç:
 Bayar... Menderes... Zorlu ve Polatkan'ın idam cezaları onaylandı.
 Bayar'ın yaşı 65'i geçtiği için... Cezası müebbet hapse çevrildi.
 Diğer 11 idam kararı... Onlar için de "Müebbet" denildi... Ömür boyu hapis.
Milli Birlik Komitesi kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı... 16 Eylül 1961.

***


Tarihi ayıp
Öyle bir mahkeme... Öyle bir yargılama ki... Adalet kurumu için yüzkarası... Demokrasi tarihinin büyük ayıbı.
Kararlar mahkeme heyeti tarafından değil, "dışarıdakiler tarafından" verilmiş... Verenler darbeciler.
Mahkeme Başkanı Salim Başol da bunu inkâr etmedi.
"Mahkemede" söyledi... Tutanaklara geçti:
Sizi buraya tıkan kuvvet, böyle istiyor. Yassıada'da yargılananlar... İdam edilenler... Bugün saygıyla, rahmetle anılıyor.
Ya darbecileri... Mahkeme heyetini... Kim hatırlıyor?

***


Sayın Erdoğan... Lütfen...
Yassıada mahkemesine ait bütün belgeler... İddianameler... Savunmalar... Tanık ifadeleri... 3527 klasör... 100 binin üzerinde doküman... Her şey, Ankara'da... Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde... Cumhuriyet arşivinde.
Sayın Cumhurbaşkanım,
Bu belgeler artık, karanlık odalarda... Tozlu raflarda... Kapalı kapılar ardında kalmamalı.
Aydınlığa çıkarılmalı.
Önerimiz... Beklentimiz... Lütfen talimat veriniz.
Belgeler, 15 Ocak 2022'de açılışını yaptığınız, AydınÇakırbeyli'deki Adnan Menderes Demokrasi Müzesi'ne konulmalı.
Tarihçiler... Araştırmacılar... Siyaset bilimciler... Politikacılar... Herkes okumalı.

***


Atatürk ticareti
Aleksandros Hacopulos... Demokrat Parti İstanbul Milletvekili.
Meclis'te bir konuşma yapıyor... Büyük Atatürk'le ilgili... 26 Şubat 1957'de:
 Dünyanın en büyük insanı Atatürk hakkında hükümet veya ciddi müesseseler tarafından 3-5 ciltlik, kendisinin azameti ile mütenasip hiçbir eser yoktur.
 Bunu ne zaman yapacağız?
 Ticari zihniyetle hareket eden birçok ticari müesseselerce basılmış Atatürk'ün eserlerini ve hayatını belirten kitaplar görüyoruz.
 Bir polis romanı vaziyetinde kitaplar yayınlayıp onu istismar etmektedirler.
 Öyle kitaplar vardır ki içimizi titretmektedir.
 Maarif Vekâleti, tarihle uğraşan bilginleri toplayarak, Atatürk'ün azamet ve yaptığı hizmetlerle mütenasip 3-5 ciltlik bir eser çıkarmalı ve her aydının kütüphanesine ucuza almasını temin etmeliyiz (Alkışlar).
Aleksandros Hacopulos, Yassıada'da... "Anayasa'yı ihlal" davası sanıklarındandı.
Suçu... "Atatürk inkılaplarını ihlal etmek."
Yassıada... İşte böyle bir mahkeme.

***


Biliyor musunuz?
Yassıada mahkemelerinin başlayacağı sırada, İstanbul Barosu'nun karar aldığını... Ve... Baroya kayıtlı avukatlara, "Yassıada'da avukatlık yapmayı yasakladığını..."
Şaka gibi değil mi?

***


Otur yerine!.. Çık dışarı!..
Duruşma salonu... "Kellesi istenen" siyasetçiler savunmalarını yaparlarken... Mahkeme Başkanı Salim Başol, sık sık sözlerini kesiyor.
Samet Ağaoğlu'nu azarlıyor:
"Kısa kes... Az konuş."
Hasan Polatkan'ı susturuyor:
"Boş sözler bunlar, boş."
Hüseyin Fırat'ı tersliyor:
"Hadi otur yerine."
Tevfik İleri'nin söylediklerine kızıyor... Ve mahkeme salonundan çıkartıyor.
Böyle sahneler, o kadar çok ki... Yüzlerce.

***

 


Çadır mahkemesi
Celal Bayar... Üçüncü Cumhurbaşkanı... Atatürk'ün Başbakanı... Kurtuluş Savaşı'nın Galip Hoca'sı.
İstiklal madalyası sahibi.
Yassıada... Mahkeme... 15 Ekim 1960... Savcı diyor ki:
"Celal Bayar, İstiklal Savaşı'ndan kaçtı."
Yassıada'ya, "Çadır mahkemesi" dememiz boşuna değil.

***


Kuyruklu yalan
Darbe... İddialar... Yargılamalar... Havada uçuşan yalanlar... Yalancı şahitlik için yarışanlar... Hangi birini anlatalım?
Darbe sonrası... Devlet radyosu yayını:
Demokrat Parti iktidarı, Kars ve Ardahan'ı Ruslara satmıştır. (İdamların İçyüzü... Prof. Rıfkı Salim Burçak... 1997... Demokratlar Kulübü Yayını... Sayfa 26.)

***


Z kuşağı ve Yassıada gerçekleri
Yassıada'da yaşananları... Darbeleri, muhtıraları, ara rejimleri, işkenceleri... Çekilen acıları... Z kuşağının bilmemesi doğal. Z'den önceki kuşak, ne kadar biliyor acaba? Ve daha öncekiler.
Örneğin: Bazı ailelerin... Paraları olmadığı için, Yassıada'daki eşlerine avukat tutamadıklarını...
Bazı avukatların... Darbecilerden korkup davalara gelmediklerini... Sonra avukatlıktan çekildiklerini... Kimler biliyor? Kimler hatırlıyor?

***


İdam sehpası gölgesinde siyaset
Yarın... 16 Eylül... İki devlet ve siyaset adamının... Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın... İdamlarının yıldönümü.
Ertesi gün... 17 Eylül... Çok partili siyasi yaşamın efsanevi ismi... Başbakan Menderes'in idam edilişinin.
Darbe... Demokrasi bahçesine ekilen kötü tohum. Milli iradenin sırtına saplanan hançer. Yarın... İdam sehpası gölgesinde siyaset.