Öyle bir kışı vardır ki, yaz günün bitişi bellidir bu şehrin,

Ansızın gelen soğuk şaşırtır insanları, nasıl giyineceğini bilemez insan,  sabah sıcak gece kutup kesilir sessiz şehrin sokakları…

Ne zaman motor yarışları bitti o gün başlar soğuk geceleri…

Ansızın soğur Afyon’un gündüz ve geceleri, destur istemez kimseden…

Köy kesimi alışkındır toprağına, huyuna, suyuna

Yazın başlarlar kış hazırlıkları, karınca misali hazır eder odununu yiyeceğini…

Sararıp da dalını terk eden yapraklar savrulur sonbaharın hezeyanı içinde…

Gece evin soğuğu kırılsın diye yakılır sobalar…

Güldür güldür başlar homurdanmaya bir ses..

 Yine tavana yansımış sobanın ateşi,

Bir huzur kaplar ev ahalisinin içini

Mikroplar kırılıyor diye başlar o kış sohbetleri…

Serilirdi yün döşek ve yorganlar

Koyun koyuna uyunurdu o soğuk kış gecelerinde…

Sabah olunca kurulurdu yer sofraları,

Odayı sarardı çoktan sobanın üzerinde kızaran ekmek kokusu

Yeterdi zaten bir dilim ekmekle biraz peynir…

Lezzetiyle damaklarda eşsiz bir tat bırakan ve çekimi yapılan tel helvasıyla,

Afyon’un böyledir köyleri. Eskide kaldı diyemez kimse. Hala bir yerlerde tüter o sobanın dumanı.

Çetin kışıdır Afyon’a bu günleri unutturmayan ve aileyi hala o sobanın başında toplayan

Herkesin ağzında başka bir tabir vardır işte

Şehrin merkezi bambaşkadır sobasıyla, doğalgazıyla, kaloriferiyle

Hala bacası tüten evler vardır sert geçen kış günlerinde Afyon Kalesinin eteklerinde

Afyon Kalesine düşer yılın ilk karı nazlı nazlı süzülerek buluttan yere…

İşte böyledir Afyon, “Kışı sert insanı mert”

 

*

*

*

Günün Sözü

Mersimlerin en merhametlisidir kış.

Evin mevsimi, sarılmanın sarmalanmanın…