Herkes bana bu başlık ta ki soruyu soruyor. “Neden Afyon’da duruyorsun. Gitsene kızının yanına İstanbul’a. Zaten yengem ile birlikte evden çalışıyorsun. Hem buraya hem İstanbul’da ki kızının evine kira ödüyorsun” diyor dostlarım.

Kesinlikle haklılar bu sitemlerinde dostları. Öncelikle şöyle anlatayım. Kızım İstanbul Marmara Hukuk Fakültesi 3. Sınıf öğrenci. Buraya kadar okuma zahmetinde bulunan dostlarımdan bir “Maşallah” beklerim kızım için.

Evet köşe yazılarında en nefret ettiğim cümle olsa da kızım İstanbul’da eğitim öğretim hayatına şu anda devam etmekte. Dostlarımın sitemine gelecek olur isek. Ben ve eşim Süreyya Hanım yıllardır ODAK Gazetesinin bir ferdi değil bir evladı olduk. 27 yıllık gazetemizin emin olun en fazla emektarlarından iki kişi bizizdir.

Dediğim gibi kızım şimdi İstanbul’da eğitimine başarılı bir şekilde devam etmekte. Dostlarımın tavsiyesine bakacak olursak şu anda kızım 1+1 yaklaşık 50 metrekare bir evde yalnız başına yaşamakta ve ben kızımın evine kira olarak her ay 4 bin 600 TL kira ödemekteyim.

Bazıları bu kira bedeli için şu cümleyi kullandı emin olun; “İstanbul’da bu paraya kira bulmak çok iyi bence. Benim arkadaşım 6 bin TL’ye ev bulamıyor. Sen bedavaya bulmuşun” demişlerdi.

Evi kiraladığım zaman asgari ücret tamı tamamına 4 bin 253,4 TL idi. Varan artık gerisini siz düşünün.

Hani yukarıda yazdığım “Sen bedavaya bulmuşun” diyenleri merak eden varsan anlatırım.

Gelelim diğer konuya bende şu anda Afyonkarahisar merkez ilçe Dumlupınar Mahallesinde ikamet ediyorum. Evim mi buda kira.

Şimdi dostların tavsiyesine gelelim. “Kızına kira veriyorsun, kendin kira da oturuyorsun, zaten gazeteyi evden yapıyorsun neden kızının yanına gidip tek kira ödemiyorsun”

Kesinlikle haklılar güzel insanlar. Öncelikle şunu anlatayım. Kızım Melisa ilk mezun olduğuyılYKS’ye girdi ve Türkiye’de ilk 30 binin üzerinde kaldı ve çok sayıda Hukuk Fakültesi olmasına rağmen gitmedi ve bir yıl mezuna kaldı.

Bir sonra ki YKS’de Türkiye’de ilk 6 bine girerek istediği hayallerinde ki üniversite olan İstanbul Marmara Hukuk Fakültesini kazandı. (İyi ki kazandı yoksa bir yıl daha bekleyecektik)

Sorunun cevabı şu dostlar. Şimdi evinizde tüpünüz bitti gecenin bir yarısı bulabilirmisiniz?

Veya cebinizde kuruş yok bakkala gidip “Mehmet Amca hesaba” yaz diyebilirmisiniz?

Veya bir hastalığınız var (İnşallah olmasın) yanınızda kim olacak. Mehmet Duran gibi bir dostunuz var.

Kafan ağrısa bile yanında bir dost olmasa bile bir arkadaşın mutlaka olacaktır.

Düşünsenize Köfteci İrfan abiye gittiğinizi. “Abi karnım aç benim” desen. Geri çevirdiğini duymadım hiçbir zaman.

Herşeyi geçtim Afyonkarahisar’ın bir ucundan bir ucuna yarım saatte gidiyorsun tabi ki bu merkez ilçe. Ya İstanbul’da. Şehirlerarası yolculuk semtler arası sadece.

Bu ve bunun gibi yüzlerce sebep var bu güzel şehirde kalmam için. Çünkü Afyonkarahisar Kalesine çıkın ellerinizi iki yana dümdüz açın. Bu şehir sizin ve bu şehirde mutlu iseniz gerisini konuşmaya gerek yok.

İşte bu yüzden Afyonkarahisar çok ama çok güzel.

Sizde kıymetini bilin. Hemde çok fazla bilin. Unutmayın. Buraya atanan bürokrat sürgüne geldiğini düşünür ve ağlar, giderken de hüzünden ağlar. Benim şehrim işte böyle kadim işte böyle güzel işte böyle samimi bir şehirdir. Kıymet bilene