SARIKAMIŞ

Siyaset, seçim... Gündemin üçüncü, dördüncü sırasında.
Kılıçdaroğlu... Akşener... İmamoğlu... Millet İttifakı... Altılı masa... Baba-evlat, abla-kardeş muhabbetleri... Sıcak gündemin arka planında.



En çok konuşulan konu... Samuel Beckett'in ünlü oyunu "Godot'yu beklerken" misali... "Kar beklentisi."
Turizmci... Lokantacı... Taksici... Herkes aynı şeyleri söylüyor:
"Kar... Beyaz altın... Bu yıl gecikti... Daha da gecikmese... Yılbaşında bölgenin üzerine bir beyaz yorgan örtülüverse."

***

52 YIL ÖNCE... 52 YIL SONRA

Sarıçam ormanları... 2 bin metre yükseklik... "Bizim evi" arıyoruz... Rus yapımıydı... Bebek Mahallesi'nde... Ama Sarıkamış büyümüş... Ara ki bulasın.
Burası... 52 yıl önce... Topçu subayı olarak askerlik yaptığımız yer.
Eskiden... Turizm mi vardı? Yollar toz topraktı.
Otel mi dediniz? Rüyada bile görülmezdi.
Bugün... Sarıkamış, turizmin yükselen yıldızı.
White Park... Kayı Snow... Iceberg... Habitat... Snowflake... Duja Chalet... Sarpino Mountain... Ve apart oteller.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun aradık... Ulaşamadık.
52 yıl önce... Buradaydı... Kurmay Binbaşı'ydı.
Konuşabilseydik... "Komutanım" diyecektik:
Sarıkamış çağ atlamış... Turist kaynıyor... İzmir'den, Adana'dan, İstanbul'dan, Rusya'dan, Hollanda'dan, Almanya'dan... Sarıkamış'ı tanıyamazsınız.

***

FATİHA... VE KAR DUASI

Dağda... Eksi 30 derece soğukta... Donarak can veren 60 bin yiğitten bazılarının isimleri şehitlikte taşa yazılmış.
Yusufoğlu Kâhya... Elbistan... 18 yaşında.
Salihoğlu Şaban... Çanakkale... 23 yaşında.
Recepoğlu Yakup... Siirt... 20 yaşında.



Az ileride... Yine taşın üzerinde bir dörtlük:
"Bu millet sana minnettar her zaman,
Seni unutmayacağız ey şanlı kahraman,
Ruhun cennette yükseldikçe senin,
Binlerce Fatiha sana azizi şehidim."



Ziyaretçiler... Elleri göğe açık... Fatiha okuyor.
Halit Özer... Turizmci... Kars Turizm Birliği Başkanı... Fatiha'yı uzatıyor:
Beyaz rızkını yağdır ve Kars'ı, Sarıkamış'ı mesut et Allah'ım... Ermişlerin ve şehitlerin yüzü suyu hürmetine, yılbaşından önce kar yağdır Yarabbi.

***

"EY ŞEHİT OĞLU ŞEHİT"

Şehitlikteyiz... "Allahüekber Dağı Şehitliği."
Aralık 1914-Ocak 1915... Osmanlı, 78 bin askerini kaybetti.



60 bini donarak şehit... Yaralılar... Hastalananlar... Kayıplar... Esir olanlar.
Yurdun her yerinden... Aydın'dan, Mersin'den, İzmir'den gelenler... Şehitlikte, taşa kazınmış yazıları okuyorlar... Gözyaşlarını tutamayanlar var:



"Sana sesleniyorum
 ey şehit oğlu şehit,
Ey göğsünde bin sancak açan yiğit,
Aradım kabrini yaşlı gözlerle her an,
Seni gördüm öyle yiğittin ki serapa vatan."

***

BAĞIMLILIK

Konaklama... Geceliği "oda olarak değil", kişi başına bin ile 3 bin 500 lira arasında.
Tam pansiyon... Havaalanından Sarıkamış'a transfer dâhil.
Gelenlerin bir kısmı... Daha önce de gelenler... Yerli-yabancı.
Sarıkamış... "Bağımlılık" yapıyor.
Gelen... Yine geliyor.

***

KADIN... HER İŞTE BAŞARILI

Soğuk... Yorgunluk... Biraz dinlenmek şart... Ve bir bardak da çay.
Mola... Crystal Show Butik Otel.
Bir kadın girişimcinin eseri... Alev Aküzüm.
"Sezonun tamamı dolu... 4 aylık rezervasyon yapılmış."
Geçen sezonun doluluk oranı... Yüzde 90.



Alev Hanım, eski Turizm Bakanı İlhan Aküzüm'ün akrabası.
Telefonu çevirdik... Karşımızda eski Anavatan Partisi Milletvekili İlhan Aküzüm.
Sarıkamış'ta olduğumuza sevindi.
"Öyleyse Oya'yı da al ve gel" dedik:
- Burası öyle güzel ki... Eşin de, sen de bayılacaksınız.
- Biliyorum... Ama bu dönemde gelemem.
- Niçin?
- Önümüzde seçim var... Yanlış anlaşılır.
Sevgili Alev Aküzüm'e "bitki çayı için" teşekkürler... İlaç gibi geldi.

***

KATERİNA AV KÖŞKÜ

Ormanın içinde... Rus Çarı 2. Nikola tarafından yapılmış av köşkü... Baltık mimarisi... Zamana meydan okumuş... Sapasağlam.
Öğrendik ki... Restore edilecek... Otel olacak... Turizme kazandırılacak.
Sevindik... Geç bile kalınmıştı.

***

PROF. BİNGÜR SÖNMEZ... VE BİR AYIP

Gelmişken... Caddede, meydanda... Bir okulda veya hastanede... Ya da sağlık ocağında... Parkta... Bir "isim tabelası" aradık.
"Sarıkamışlı" Prof. Dr. Bingür Sönmez'in ismini.
O Bingür Hoca ki... "Bir marka."
Türkiye'nin "büyük değeri."
"Sarıkamış Dayanışma Grubu" Başkanı.
Her kış "şehitleri anma yürüyüşünün" ön sırasında yürüyen isim.
Sarıkamış, böylesine değerli evladının adını "Bir parkta... Caddede... Sokakta... Meydanda" yaşatamaz mı?
"Vefasızlık" mı desek, yoksa "Sarıkamış'ın ayıbı" mı?
Üzüldük... Kiminle konuştuysak üzüldü... Otelci... Yerli turist... Tur operatörü... Herkes.

***

SİYAH İNCİ

Turistler... Sarıkamış'tan dönerken "bal alıyorlar."
Ve elbette kaşar peyniri... "Eski kaşar... Taze kaşar... Gravyer."



Bilmiyorduk... Bu gelişimizde öğrendik... Bir de "Taş" alıyorlar:
Obsidyen... "Siyah inci."
Sarıkamış'a özgü bir taş... Bileklik... Tespih... Kolye... Çeşit çok.
Kimi "nazara iyi gelir" diye alıyor, kimi "krampları azaltır" diyor.
Obsidyenin yeşili, mavisi, moru, kahverengisi de var ama... En tercih edileni "siyah".

***

VE... SARIKAMIŞ AKŞAMLARI

Otellerde müzik... Mevsim klasiği "Kaz eti". Yöresel mutfak.
Âşıklar... Atışmalar... Türküler... "Sarıkamış yaylaları... Ve diğerleri."
Sonra... Duygusallığın tavan yaptığı an... Yine bir Sarıkamış türküsü.
"Sarıkamış, üstünde kar,
Kar altında Mehmed'im yatar."
Halit Özer'e "Gidelim" dedik:
Vakit geç oldu... Kars'a gecikmeyelim.

***

VER ELİNİ KARS

Sarıkamış-Kars arası 60 kilometre... Bir saat bile sürmüyor.
Yolda, Selim ilçesinde... "Yemek molası."



"Konak Ortağı." Yerel yemekler... Hangel... Haşıl... Bol kıymalı Kars mantısı... Kaz eti... Müşteri çok... Yerli, yabancı.
Burası... "Kadın girişimcilerin" eseri.
Leyla Akbaba... Ve üç kızının... Ebru... Ezel... Ezgi.
Birlikte fotoğraf çektirdik... Anne ve 2 kızıyla... Üçüncüsü mutfaktaydı, gelemedi... "Aman yemeğin altı tutmasın."
Karnımız doydu... Yola koyulduk... "Ver elini Kars."