Geçmiş yıllarda bu ülkede bir sağ vardı bir sol vardı.

Ortası yoktu.

Sağcıların kahvesi solcuların kahvesi.

Sağcıların mahallesi solcuların mahallesi.

Ve daha birçok örneği…

12 Eylül Darbesi’nden sonra kurulan Anavatan Partisi liberal bir parti olarak iki hatta dört eğilimi bir araya getirmeyi başardı.

Daha önce sağ görüşü benimseyen sağ görüşü sol görüşü benimseyen sol görüşü son nefesine kadar benimserdi.

Hatta çocukları da bu geleneği devam ettirirdi.

Artık partilere aidiyet duygusu kalmadı.

Seçmen desteklediği partinin görüşlerine katılmadığı veya partinin teşkilat çalışmalarını beğenmediği zaman kolayca o partiden desteğini çekebiliyor.

İletişimin çok güçlü olduğu bu dönemde artık siyasi partiler politikalarına çok dikkat etmek zorundadır.

Bir bilgi çok kısa zamanda dünyayı dolaşmaktadır.

Az önce bahsettiğim Anavatan Partisi’nin Genel Başkanı Turgut Özal’dı.

O dönemde bir Turgut daha parti kurmuştu.

Turgut Sunalp.

Milliyetçi Demokrasi Partisi amblemi horoz olduğu için horozlu parti derlerdi.

Seçimlerin favorisi olarak görünüyordu.

Anavatan Partisi çok fazla ilgi görmüyordu.

Turgut Özal bal rengi bir Mercedes ile Uzun Çarşıda durmuştu.

Etrafına ancak sekiz on kişi toplanmıştı.

Sadece Hakkı Özsoy’un bir paket lokum hediye ettiğini hatırlıyorum.

Bugünkü Çakmak Otelin olduğu yerde sanırım ismi Atlas olan bir sinema vardı.

Burada Turgut Özal bir konuşma yaptı sinemanın sadece alt kısmının dörtte biri dolmuştu.

Ve sanırım elektrikler de kesikti lüx lambaları yanıyordu içeride.

Eşi Semra Özal dışarıdaki Otobüste tek başına oturuyordu.

Tabii seçimden sonra etrafları insanlarla doldu.

Favori olarak görünen Turgut Sunalp’in kaderi bir gecede değişti.

Darbenin komutanı Kenan Evren seçimden bir önceki gün akşamı tek kanal olan TRT Televizyonunda Turgut Sunalp’i desteklediğini ülkenin bekası için bunun gerekli olduğunu açıkladı.

Seçimler yapıldı Anavatan Partisi sandıkları sildi süpürdü.

Buradan çıkan sonuç siyasette 24 saatte çok şey değişebilir.

Bir de parti yetkilileri ağzından çıkacak sözlere çok dikkat etmeli.

Yoruma açık olmayan net ifadeler kullanmalı.

Bugünde favori gibi görünen partiler bir anda alaşağı olabilir.

Özetle seçmende artık aidiyet duygusu yok.

Bir hata olduğu zaman başka partiye oy verebiliyor veya sandığa küsebiliyor.

En son İstanbul seçimlerinde olduğu gibi.

***

Gazetelerdeki köşe yazılarında artık İYİ Parti sıkı sık yer buluyor.

Her yazıda farklı yorumlar var.

Yazılan bir köşe yazısına birkaç saat sonra başka bir analizle cevap veriliyor.

Sanırım İYİ Parti konusunda en deneyimli yazar benim.

Parti kurulduğunda ben TRT’de kadrolu olarak çalışıyordum.

Eşim emekli öğretmen olduğu için ilk üye olanlar arasındaydı.

Partinin zor dönemlerinde kadın kolları başkanlığı yaptı.

Ben de partinin eniştesi olarak tüm hadiseleri yakından takip ettim.

Şimdi İYİ Parti analizi yapan arkadaşlar partinin ismini bile yazamıyorlardı.

Partinin parası yoktu her şeyi kısıtlı bütçemize rağmen cebimizden yapıyorduk.

Helal olsun.

Ayrıca atılan iftiralarla karalanmaya çalışıyorduk.

Gözaltı çantalarımız hazır bekliyorduk.

O günlerde selam vermekten kaçınan dostlar bizden hızlı maşallah.

İYİ Parti’nin girdiği iki seçimi de yakından izledim.

Parti iki seçimede kendi adayını çıkartamadı.

Milletvekili seçimlerinde hemşerimiz Gültekin Uysal belediye başkanlığı seçimlerinde de Mahmut Koçak son anda aday gösterildi.

O zaman ki şartlar bunu gerektiriyordu bunu tartışmam.

Ama şimdi artık partiye kuruluşundan itibaren hizmet eden üyelerinde aday olma hakkı var.

Bunu tabii ki parti genel merkezi ve teşkilatları belirleyecek.

Yeni gelen adaylar bir sonraki seçime hazırlansalar daha isabetli olur düşüncesindeyim.

İYİ Parti ve CHP önümüzdeki seçimlerin en dinamik iki partisi.

İyi bir aday seçimi yapmazlarsa seçmenleri ya sandığa gitmez ya da en yakın gördüğü başka bir partiye oy verir.

***

Bir önceki yazımda Hakan Şeref Olgun hangi siyasinin Cumhurbaşkanı adayı olmasından şeref duyarım demişti şimdi cevaplayalım.

Geçen hafta Mehmet Emin Güzbey telefon etti.

Abi Hakan Şeref Olgun, Gazeteciler Cemiyeti’ne ziyarete gelecek müsaitsen sende gel istediğin soruları sor dedi.

Kısa sürede hazırlandım ziyarete yetiştim.

Hakan Şeref Olgun ve daha sonra bir diğer aday adayı Mehmet İnkaya’da ziyarete geldiler.

İkisine de istediğimiz soruları sorduk.

Bazı sorular yazılmaması kaydı ile cevaplandı onlar bize saklı kalsın.

Analizlerimizi yaparken ona göre yaparız.

Benim buraya sadece iki sorunun cevabını yazacağım.

“Hakan bey, çok iddialı olarak seçimlere hazırlanıyorsunuz. Partiniz, ‘Hakan bey bu seçimde en az üç vekil bekliyoruz sizi dördüncü sıraya koyalım dördüncü vekili zorlayalım’ derse tutumunuz ne olur?”

“Sayın genel başkanım nereye uygun görürse orada canla başla çalışırım.”

“Hakan bey uzun süredir siyaset yapmıyorum diyorsunuz ama en son AK Parti’den ayrılıp Türkiye Partisini kuran Abdüllatif Şener’in kurucu il başkanıydınız. Şimdi CHP milletvekili olan Abdüllatif Şener’in ismi de olası Cumhurbaşkanı adayları arasında geçiyor. Aday olursa destekler misiniz?”

“Sayın Genel Başkanımın aday olmasından şeref duyarım.”