Devleti bütün organlarıyla bozduk. Anketlerde önemli kurumlara ve yöneticilerine güven duygusu en düşük seviyeye geriledi. Elbette bir ülkeyi batırmak için insanını bozmamız gerekiyor. Muhalefet partilerini de bozduk. İktidara gelebilecek partiler ciddi sorunlarla boğuşuyorlar. İktidara ve muhalefete ağır muhalefet yapıyoruz. Her alanda yetenekli, tecrübeli, dürüst insanların pasifize edilmesi bir ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Kadrolar vasıfsızlarla dolduruluyor. İlerki yıllarda bunlardan kurtulunması çok zordur. Hukuki sistem de bunların en büyük korumasıdır. Ancak bu gidişe de  bir şekilde “Yeter artık” dememiz gerekiyor.

Ruh sağlığımızı korumak için haber programlarını sınırlı izliyoruz. Aşırı uçtaki gazeteleri almıyoruz. Siyasetsiz ortamda şaşkın vaziyette İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçim sonuçları ile bayram yapıyoruz. Ana muhalefet  partisinin nasıl başarılı olabileceğini biliyoruz. İnşallah bu partinin yöneticileri de bunu anlarlar.

Bu stresli dönemi ruh sağlığımızı yitirmeden atlatmanın en iyi yolu internet kanallarındaki çeşitli olaylarla ilgili zeki esprileri, fotoğrafları, hikayeleri, yazı ve görüntüleri izlemek oluyor. Ben de elimden geleni yapmaya çalışıyorum.

Yeni insanlar yaratamayacağımıza göre, var olanları iyileştirmekten başka çaremiz yok. Yakın tarihte bir çok ülke çok zor günlerden insanları yeniden yönlendirerek kurtulmuşlardır. Cumhuriyetin kuruluşunda aşırılıkları önleyerek huzurlu günlere dincilerin, solcuların, bölücülerin, milliyetçilerin aşırılıkları törpülenerek gelinmiştir. Günümüzde çeşitli alanlarda marjinal tiplerin marifetleri ve bunların izleyicileri ortalığı karıştırmaktadır. Hayvan sevgisi, çevre sevgisi vb. aşırılıklar insan sevgisinin, saygısının önüne geçmektedir. Makulü bulmak zorlaşmaktadır.

Mutlu gelecek günler ümidiyle. Unutmayın bugün çok çabuk dün olur….