Yunanistan...

Yüz yıl önce işgal ettikleri topraklarımızdan kovmuş, denize dökmüştük.

Aradan neredeyse 50 yıl geçtikten sonra...

Bu kez Kıbrıs’ta karşı karşıya kaldık.

Soydaşlarımıza yapılan zulme duyarsız kalamazdık elbette.

Kıbrıs Barış Harekatında Mehmetçiklerimiz destan yazdılar.

Sonra...

Biraz düzelir gibi oldu aramız.

Bir kaç yıl önce bu kez ABD’nin kışkırtmasıyla Avrupa’nın da verdiği güvenle yine karşı karşıya gelmeye başladık.

 

Geçen hafta...

Deprem sonrasında ilk geçmiş olsun açıklamalarından birisi Yunanistan’dan geldi.

Samimiydi mesajın satır araları.

Bir kaç gün sonra...

Yunan Devlet Televizyonu ERT...

Sabah haberlerine Türkçe bir şarkıyla başladı.

Şevval Sam’ın seslendirdiği, ‘Ben seni sevduğumi’ ile...

Ve bir ayrıntı.

Programı sunan iki spikerin kıyafetleri...

Simsiyah...

Matem rengi.

Aynı günün akşamı.

Uydu üzerinden dünyaya yayın yapan bir Türk Televizyonunun programını sunan spikerin kıyafeti...

Sanki düğüne gidiyor.

Renkli...

Takmış takıştırmış.

Yunan spikerler matemde, bizimki düğün havasında.

Dönelim tekrar konumuza...

Yunanistan ne zaman kışkırtmalardan, kendisini gazlayanlardan uzak dursa...

Bize yakın oluyor.

İçindeki duygular iyi aslında...

 

Önceki gün...

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias Türkiye’ye geldi.

Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte Hatay’a gittiler.

Bakan gelmeden önce yurdumuza gelip deprem bölgesinde çalışmalara katılan 50 kişilik iki Yunan Kurtarma Ekibi de enkaz altından 5 kişiyi çıkarmıştı.

Yunan Kurtarma Ekibindeki kişilerin çalışmaları ekranlara yansıdı.

Duygulandık.

Kurtardıkları vatandaşlarımız, sanki kendi vatandaşları gibi mutluydular.

Gözlerinin içi gülüyordu o kurtarma anında.

 

Yunanistan 50 kişilik Kurtarma Ekibi göndermekle de kalmadı.

90 tonluk insani yardımı da bölgeye ulaştı.

Dışişleri Bakanı Dendias, Hatay’da bir teklifte de bulundu;

  • ‘Depremzedelerin geçici olarak barınabilmeleri amacıyla, Yunanistan’dan turistik yolcu gemilerimizi, bölge limanlarına gönderebiliriz.’

 

Tüm bu gelişmeler üzerine Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu 99 depremi sonrasında TIME dergisinde yayınlanan mektubundaki sözlerini tekrarladı;

  • İlişkilerimizi geliştirmek için bir deprem veya felaketi beklemek zorunda değiliz.’

 

Çavuşoğlu’nun bu sözleri üzerine Dendias’ın şu sözü çok hoşuma gitti;

  • ‘ Evet aynen katılıyorum. Çavuşoğlu’nun bu sözlerinin altına imzamı atıyorum.’

 

İşte bu...

Bizi bize bıraksalar, Ege Denizi dostluk denizi olarak ebediyete kadar kalır.

 

Tüm bu gelişmeler, yeğenim Yiğit Berat Güzbey’in geçen hafta depremden sonra Yunan Televizyonlarının duyarlılığı ve sonrasında Yunan Yöneticilerin sözleri üzerine söylediği şu sözü aklıma getirdi;

  • ‘Aynı denize giren iki millet hiç düşman olabilir mi?’

 

Evet haklı Yiğit Berat.

Olamayız.

Ah keşke karışmasa şu ABD ve Avrupa Ege’deki iki Millete...

*

*

*

*

*

*

*

*

 

EVET... O HEPİMİZİN KIYMETLİSİ..

Deprem geçtiğimiz hafta Pazartesi sabaha karşı meydana geldi.

Saat 04.17’de.

 

Yaklaşık 45 dakika sonra...

Kayseri Valimiz Gökmen Çiçek’in telefonu çaldı.

05.00 gibi.

Arayan Ankara’dan üst düzeyde bir kişiydi.

O konuşma on dakika kadar sürdü.

 

Özel Kalem Müdürü Osman Demirtepe’yi aradı sonra Gökmen Bey;

Kahramanmaraş’a gidiyoruz. Çabuk gelin.’

 

Valilik konutundan hareket saati 05.45

İstikamet Kahramanmaraş.

Saat 07.30’da ulaştılar.

 

 

O saatten itibaren, oradan ayrılmadan deprem bölgesinde Kayseri Valimiz Gökmen Çiçek ve ekibi.

Soğuğa, uykusuzluğa rağmen günlerdir oralarda.

Ekibini dinlendirdi akşamları geç saatlerde, ama kendisi uyumadı.

Bir kaç kaşık çorba ile geçirdi gününü.

‘Lütfen biraz daha yiyin. Tüm gün geçti, iki üç kaşık çorbayla olmaz böyle’ diyecek oldu ekibindeki bir arkadaş...

Geçmiyor boğazımdan’ cevabı duygulandırdı odada bulunan herkesi.

 

 

Yorulmadı hiç...

Koordinasyonu ile görevli olduğu tüm alanı adım adım dolaştı.

Kimin ne ihtiyacı varsa gözleriyle gördü ve anında yerine getirtti.

 

Bölgede ihtiyaç olan malzemeler için Kayseri’deki, Afyon’daki ve Türkiye’nin her yerindeki dostlarını, arkadaşlarını aradı.

Ne dediyse anında yerine geleceğini biliyordu.

Öyle de oldu zaten...

 

Afyon’dan bölgeye depremzedeler için malzeme götüren heyetten bir arkadaş kendisine de uğradığında söylenilen bir söz Gökmen Beyin gözlerinden yaşların akmasına neden oldu.

Demiş ki o Afyon’lu hemşerimiz Gökmen Beye;

Biz Afyonkarahisarlılar olarak emrinizdeyiz.

Sen bizim gerçekten kıymetlimizsin.’

 

Evet... O hepimizin en kıymetlisi.

Samimi ve herkesin derdiyle dertlenen bir kişi O.

Gösteriş peşinde olmadı hiç, yaptığını Allah rızası için yapmakta.

 

Allah razı olsun kendisinden ve Ailesinden.

*

*

*