Asrın felaketinin yaşandığı günden bugüne tam 14 gün geride kaldı.

Bugün 15. gün.

Depremin ne kadar büyük bir felakete yol açtığı gün geçtikçe daha belirginleşiyor.

Enkaz kaldırma çalışmaları bir yandan devam ederken, Adalet Bakanlığının görevlendirdiği özel çalışma grupları ile bölgedeki Cumhuriyet Savcıları adli soruşturmalarını da yapmaktalar.

Şu ana kadar depremde yıkılan binaları yapan müteahhit ve sorumlular hakkında yapılan sorgulamalar sonrasında 120 kişi tutuklanmış durumda.

Bu sayının çok daha yükseleceği kaydediliyor.

 

Giden canlar gitti, bundan sonra kim tutuklanırsa tutuklansın o canlar geri gelmeyecek elbette.

Ama...

Bu tutuklamalar ve işin üzerine ciddiyetle gidileceğini gösterirken, bundan sonra yapanın yanına kar kalmayacağına dairde bir işaret.

Aslında olması gerekende budur.

Bu güne kadar yapanın yanına kar kaldığı için şimdi bu gelişmeler umut vermekte hepimize.

 

Hangi müteahhit, hangi inşaat sorumlusu aslında belediyeden birileri göz yummadan atını bu denli oynatabilir ki?

Binalar yapıldıktan sonra kesilen kolonlarda belediye görevlilerinin elbette bir günahı yoktur.

Ama öncesinde o binalar yapılırken den itibaren belediyelerin ilgili birimlerinde görevli olanların hepsi vebaldedir.

Tabii ki bu ilgililere cesaret verende Belediye Başkanlarıdır.

Hiç bir belediye görevlisi, Belediye Başkanından cesaret almasa, en ufak bir yanlışa göz yumamaz, imza atamaz.

*

Biraz önceye gidelim...

2004-2009 yıllarına.

Afyon Belediye Başkanı Abdullah Kaptan dönemine...

Abdullah Kaptan bir dönem Belediye Başkanlığı yaptı.

Daha doğrusu yapabildi.

Çünkü partisi O’nu tekrar aday göstermedi.

AK Partiden Belediye Başkanı seçilmişti.

Partide o dönemde müteahhitler önemli bir etki alanına sahiplerdi.

Abdullah Kaptan seçildiği andan itibaren özellikle imar konularında kırmızı bir çizgi çekmişti.

Ne şehir içindeki müteahhitler istedikleri gibi at oynatabiliyordu, ne de Erenler ve diğer yerleşim birimlerindekiler.

Hatırlıyorum...

Erenler’de pek çok binayı mühürlemişti.

Şehir içinde...

AFJET binasının karşısındaki bina.

Neredeyse yarıya yakın bir kısmı kaçaktı ve Abdullah Kaptan orası içinde işlem yapmıştı.

20 santimetre fazla balkon çıkana da, bir kaç kat fazla kat yapana da aynını yaptı Kaptan.

Hiç birisine taviz vermedi.

Çatı katları...

Bodrum olarak yapılıp, sonra daireye çevrilen bölümler...

Hepsi için gereğini yaptı.

Tavizsizdi.

Taviz vermemeniz için sağlam durmanız gereklidir.

O da öyle yaptı.

Yemedi, yedirmedi.

Allah razı olsun.

 

Bizler o zamanda, şimdi de Allah razı olsun diyoruz amma...

Müteahhitler başta olmak üzere rantiyeci pek çoğu o zamanlar beddua ediyordu Kaptan ve etrafındaki sağlam duranlara.

 

O nedenle Abdullah Kaptan bir dönem Belediye Başkanlığı yapabildi.

Parti içindeki bazıları müthiş derecede rahatsız olmuşlardı O’nun tavizsiz duruşundan.

Müteahhitler neredeyse O’nu vurdurtmak için adam tutacak haldelerdi.

Bazıları boşta durmadı.

Hepsini biliyorum.

Ama O’nu Allah korudu.

Hiç kimse bir şey yapamadı.

Çünkü hem Allah koruyordu, hem de halkta bir karşılığı vardı.

Yıllar sonra çarşıya çıktığı zaman alnı açık, başı dik yürüyebilmesinin nedeni, yememesi ve yedirmemesiydi.

Müteahhitlere boyun eğmemesiydi...

 

Abdullah Kaptan’ın tekrar aday gösterilmemesi için müteahhit destekli parti içi ekipler kendilerince başarılı oldular.

Bunların başında Burhanettin Çoban gelmekteydi.

Abdullah Kaptan’ın yerine Burhanettin Çoban’ı aday gösterdi AK Parti.

Recep Tayyip Erdoğan’ın hatırına oy verdi Afyon halkı.

Bunu bizzat kendisi de söyledi Burhanettin Çoban;

Ben bağımsız aday olsam bir kaç yüz oy alabilirdim ancak’ dedi.

Çoban koltuğa oturur oturmaz, seçim öncesinde kime ne söz verdiyse adeta yerine getirircesine, hızlıca hareket etti.

Kaptan’ın tam tersi hareket etti.

Tüm müteahhitlerin yollarına adeta kırmızı halılar serdi.

Erenler başta olmak üzere, tüm binalarda müteahhitlerin keyfi yerine geldi.

AFJET’in karşısındaki bina ne oldu derseniz...

İmarda konuyla ilgili sadece oraya has bir değişiklik yaptırdı Çoban.

Parsel bazlı değişiklik...

Kendi elleriyle de bizzat götürdü verdi ruhsatı.

 

Abdullah Kaptan’ın halkın menfaatini koruyan ve kanunlara, nizamlara uyarak yaptığı ne kadar konu varsa hemen hepsinin tersini yapmaktan çekinmedi Burhanettin Çoban.

Kendi çevresinde müteahhitler oluşturdu.

Zengini daha zengin etti.

 

Çok akıllıdır Burhanettin Bey.

Kendi sözünü dinleyecek müteahhitler oluşturması ve olabildiğince müteahhitle de sıcak ilişkilerinin olmasının kendisi için sayılamayacak kadar çok faydası olduğunu idrak etmektedir.

Bu nedenle de...

Halkın pek çoğunun dilinde olan ‘Zenginlerin sofrasından kalkmıyor, onların işini görüyor’ sözünü doğrulatırcasına hareket etmekten asla çekinmedi.

 

Bir örnek daha...

Belediyenin ekmek fabrikası vardı.

Yüntaş bünyesinde.

Bu fabrika sayesinde şehirdeki ekmek fabrikaları kafalarına göre fiyat artıramıyorlardı.

Çünkü Yüntaş Ekmek onlarla bir hareket etmiyordu.

Özel ekmek üreticileri, zam yapacakları zaman gerekçeleriyle birlikte öncelikle Belediye Başkanı Abdullah Kaptan’ı ikna etmek zorundalardı.

Abdullah Kaptan’da önce halkın menfaatini önemsediği için, ekmek üreticileri istedikleri oranda zam yapamıyorlardı.

Burhanettin Çoban seçildiğinde ne oldu...

Daha mazbatayı almadan...

Seçim gecesi...

O özel sektörün ekmek üreticileri ile bir araya geldi.

Sonra...

Yüntaş Ekmek Fabrikasını o görüştüğü kişilere kiraya verdi.

Özel sektörün oldu yani Belediyenin Ekmek Fabrikası.

Vur patlasın çal oynasın...

Zam yapacakları zaman karşılarında dikilecek Yüntaş Ekmek Fabrikası yoktu artık.

Çünkü o fabrika onların olmuştu.

 

Örnekler pek çok...

 

Konumuz depremdi.

Nerelerden nerelere geldik...

 

Allah’tan başka kimseden korkumuz ve çekintimiz olmadığından dolayı, yeri geldikçe pek çoğuna cısss olan konulara rahatlıkla değinebiliyoruz.

Değinmeye de devam edeceğiz.

 

Bay devşirme gereksize de değineceğiz elbette.

Vakti saati ve sırası geldikçe...

 

*

Şimdi madem depremden bahsediyoruz...

Afyon’da deprem fay hattında.

Daha önce hem Dinar, hem Sultandağı depremlerinde çok sıkıntılar çekildi.

Deprem tekrar bu yörede felaket yaratamasın.

Mesela...

Kamu kurumlarının lojman binalarından başlayalım öncelikle.

Örnek...

Jandarma ve Askeriyenin lojmanları.

Alparslan Türkeş Bulvarında Askerlik Şubesinin tam arkasındaki Jandarma Lojmanları.

Bir bakın...

Ordu Bulvarındaki Askeri Lojmanlar.

Onlara da bir bakın...

Milli Eğitimde farklı değil.

Halk Eğitim Merkezinin arkasındaki Milli Eğitim Lojmanları.

Onlara da bir bakın...

Bildiğim kadarıyla ruhsatı bile yok o lojmanın.

Kaçak...

 

Bunlar bir kaç örnek...

Sayılarını artırmak mümkün.

İlgililer de biliyor zaten.

Kamu önce kendi binalarını bir elden geçirsin,

Belediyemizde kolon kesilme iddiası olan binalar ile diğer binaları gözden geçirir ve gereğini yaparsa yarın öbür gün hem ‘vebal’ den kurtulmuş olur, hem de kanun karşısında alnı ak, başı dik durur.

*

*

*

Günün Sözü

Haklı karıncaya yol veririz

Haksız fili yolundan ederiz.