HATAY

Manzara... İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki Berlin manzarası... Noksanı var, fazlası yok.Felaketin büyüklüğünü anlatacak başka söz bulamıyor, başka cümle kuramıyoruz.
Hatay... Güzel Hatay... Tarihi miras Hatay... Elbette toparlanacak.
Hatay, küllerinden doğacak.
Modern bir şehir olacak.
Ama hayli zaman alacak.

***


Akşam yemeği
Paranız... Kredi kartınız olsa ne fayda...
Market, manav, fırın, kafe, pastane, büfe kapalıysa... Aç kalırsınız... Aç.
Pazartesi akşamı... Kırıkhan... Allah, Kızılay'dan razı olsun.



Deprem günü, Kırıkhan'a "Koordinatör Vali" olarak gelen Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan ile Hatay Milletvekili Hüseyin Yaymankarnımızı doyurdular.
Nerede mi? Nerede olacak, Kızılay'ın açık hava aşevinde.

***


Çocuklar... Depremde açan çiçekler
Deprem bölgesi... Osmaniye... Malatya... Hatay... Gaziantep... Adıyaman... Kahramanmaraş... Öksüz, yetim çocuklarla dolu.
Türkiye'm... Büyük devletim... Hepsine sahip çıkıyor.
Yavrular... Devletimizin şefkatli ve sıcak kollarında.
Ey, çocuğu olmayanlar...
Ey, evlat özlemiyle yanıp tutuşanlar...
Koruyucu aile olmanın, evlat edinmenin tam zamanı.

***


Muhtar İbiş
Hatay... Habib-i Neccar Camii... Türkiye sınırları içinde inşa edilen ilk cami... Yerle bir.
Yıkıntılar arasında gözleri yaşlı bir adam.
Biniciler Mahallesi Muhtarı, bakkal İbiş Hamzalı.
30 yakını enkaz altında.
Salı... Sabah saat 08.30... Muhtar İbiş'i dinliyoruz:
 Yüreğimiz yanarken siyaset yapılması canımıza dokunuyor.
 Acımız üzerinden siyaset yapanlar gelsinler, hastanelerimizi, mezarlarımızı görsünler.
 Biz bebeğimizi toprağa verirken oy toplamaya çalışmak günahtır.

***


Siyaset... Sınıfta kalıyor
Atom bombası düşmüş gibi... Yara, öyle kolay kolay sarılacak gibi değil.
Büyük acılar, büyük yıkımlar ancak birlikte çözülür.
Millet, büyüklüğünü, beraberliğini gösteriyor.
Sıra siyasette.



Depremin ardından 10 gün geçti, siyaset iyi bir sınav vermedi... Vermiyor.
Gün... Deprem üzerinden siyaset yapma... Hesaplaşma günü değil.
Önce yangın sönsün... Sonra hesaplaşırız.

***


Ziyaret
Salı... Saat 10.15... Ziyarete gittik... Enkaz başında bekleyen bir ailenin ziyaretine.
Ali Celal Mursaloğlu... Antakya Ticaret Borsası Başkanı.
Oğlu Haydar, gelini Merve, torunu Arda... Hâlâ enkaz altında.
Hatay'ın unutulmaz lideri, eski Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmenailenin büyük dedesi.
Enkazda... Arama kurtarma çalışmaları devam ediyor... İnsanlar bir ümidin peşinde... EllerAllah'a uzatılmış... Dualar... Hıçkırıklar.

***


Konaklama
Kahramanmaraş'ta... Hatay'da... Bazı oteller tamamen yıkılmış.
Yıkılmayanlar ise hasarlı.
Açık otel yok.
Hatay... Savon Otel... Fransızlardan kalma sabun fabrikası... 1860'ta inşa edilmiş.
Depremde hasar görmüş... Personel yok... Herkes can derdinde... Enkaz altındaki ailesini kurtarma peşinde.
Mehmet Ali Kuseyri... Otelin sahibi.
136 numaralı oda bizim için açıldı... Elektrik yok... Kalorifer yok... Gece hava soğuk... Elbisemizlepaltomuzla yattık.
Çaremiz yoktu... Çadırda ya da araçta yatmaktan başka.

***


Hüseyin Yayman
Sabah, öğle, akşam beraberiz... Gece yarısına kadar.
Bir ara... Kırıkhan'a gidiyoruz... Yayman Ailesi'nin yaşadığı eve.
Ev, sözün gelişi... Deprem... Enkaz yığını.
Hüseyin Yayman'ın 12 yakını...



Abisi... Yengesi... Eniştesi... Halası... Dayısı... Yeğenleri... Döndü Durusoy... Ali Yayman... Nilgün Yayman... Mehmet Durusoy... Emine Türkmen... Muhammed Mehmet Türkmen... Bestami Türkmen... Hatice Çinkay... Merve Yayman... Betül Zehra... Eylem Çinkay... Emel Çinkay... Sizlere ömür.
Bu acıya can mı dayanır?
"Hüseyin'im okusun" diye öğretmenliği bırakan ablası... Bir başka dünyada.
Başın sağ olsunAllahsabır versin kardeşim.

***


Deprem akşamları
Elektrikler kesik... Ne zaman geleceği de belirsiz.
Akşamları... Geceleri... Şehir karanlık.



Cadde, sokak aydınlatması... Ne mümkün?
Ateş yakıyoruz... Çevresinde oturuyoruz... Televizyon falan hak getire.
Sokak ateşinde çay demliyor, geç saatlere kadar sohbet ediyoruz.
Sadece biz değil... Herkes... Asker de... Polis de... Diğer görevliler de.

***


Babasının oğlu
Sırrı Süreyya Bilgiç... TBMM Başkanvekili... Rahmetli dostumuz, Koca Reis... Sadettin Bilgiç'in oğlu.
Ispartalı... Elma diyarı.
Hatay'a... Kırıkhan'a elma göndermiş... Bir TIR.
Sevgili Sırrı Süreyya Bilgiç kardeşim!
Bir TIR dolusu çikolata gönderseydin, bu kadar makbule geçmezdi... Çok dua aldın... Allahrazı olsun.

***


Ah teyze ah!
Teyze... Sokakta... Kaldırımda... Odun ateşinde ısınıyor.
Hemen halini, hatırını soruyoruz... İlgilileri arıyoruz... Çadır hazır.
- Teyzem... Gel seni çadıra götüreyim... Çay... Çorba... Orada yat.
- Teşekkür ederim... Gitmem.
- Teyzem... Neden?
- Evim aha şu karşıdaki... Hasarlı ama yıkılmadı... İçeri giremiyorum... Evde kefen param var... Altın bileziğim var... Ya girip de çalan olursa...
Önlem... Yapılacak iki şey var.
Ya evin önüne teyze için bir çadır kurdurmak.
Ya da evin güvenliğini sağlamak.
Mersin... Bursa... Ankara'dan gelen güvenlik ekipleri... Acil görevlendirme... Ev artık emin ellerde.
Teyze... Boynumuza sarılıyor... Boynumuz sırılsıklam... Teyzemin gözyaşları.