Günlerdir İstanbul Kanalı konuşulmaya yorumlanmaya devam ediyor. İktidar tarafı bu ülkenin en büyük yüzyılın projesi diyerek savunuyor. Bazı bilim adamları ve muhalefet ise bu projeye karşı çıkıyor.

Proje ne?

Önce İstanbul kanalı ne ona bakalım…

Karadeniz ve Marmara Denizi arasında 40 km uzunluğu,25 metre derinlikte ve 150 genişliğinde bir kanal açılmasıdır İstanbul Kanalı projesi. Bugünkü rakamlara göre projenin maliyeti ise 75 milyar.

Projenin hayata geçirilmesi halinde, kanalla birlikte İstanbul Boğazı tanker trafiğine tümüyle kapanacak.

İstanbul'da iki yeni yarımada, yeni bir de ada oluşacak.

Kanal İstanbul'un çevresinde kurulacak yeni yerleşim alanı, 453 milyon metrekareyi kapsayacak.

"Yeni Şehir" olarak adlandırılan bu bölgede Kanal İstanbul'un oluşturduğu 30 milyon metrekare dışındaki alanlar şu şekilde paylaştırılacak:

78 milyon metrekare üzerine bir havaalanı 33 milyon metrekare üzerine Ispartakule ve Bahçeşehir 108 milyon metrekare üzerine yollar 167 milyon metrekare üzerine imar parselleri37 milyon metrekare üzerine ortak yeşil alanlar yapılması öngörülüyor.

 

Neden İstanbul Kanalı

İstanbul kanalı yapılmasına sıcak bakanlar şun öngörüleri paylaşıyor.

Karadeniz’den gelen gemilerin Marmara’ya olan yolunu kısaltır. Gemiler bu kanalı isteyerek kullanırlar, İzmit Körfezi’ni yok olmaktan kurtarır, ve en önemlisi Türkiye’nin Avrupa Kıtasındaki toprakları ciddi şekilde artar dört. Düşünün bir kere Sakarya Nehrinin batısı Türkiye’nin Avrupası olacak ve biz de daha çok Avrupalı olacağız.

İstanbul Kanalı hangi riskleri taşıyor

İstanbul kanalına karşı olanlar ise gerekçelerini şöyle sıralıyor.

Bu Kanal İstanbul Projesi, Boğaz’ın kendine özgü alt ve üst akıntı rejimini bozacak. Bozulacak rejimle birlikte Marmara Denizi’nin tuzluluk oranları da değişecek, denizin dibinde zaten alt sınırda olan oksijen seviyesi bitme noktasına gelecek ve Marmara da yaşam sona erecek.                                                                                                                         İstanbul gibi nüfusu 15 milyona dayanan bir mega şehrin kanalizasyonunun çok büyük bir bölümü boğaz alt akıntısına boşaltılmakta ve bu akıntı ile Karadeniz’e taşınarak orada dönüşüm yoluyla yok olmaktadır “Zaman içerisinde İstanbul’un kanalizasyon deşarj projesi de bu anoksik sudan etkilenecek. İstanbul kokacak.                                                                Trakya'da giderek azalan son derece verimli tarım arazilerinin, bu projeye paralel olarak yapılaşmaya açılması, betonlaştırılması ve tarım alanlarımızın kaybedilmesi kesindir.           Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Üçüncü Havalimanı için kesilen ağaçları ve yok edilen ormanları düşünün. Bu projeler Kanal İstanbul’un yanında cılız kalacak. Doğa ve yaban hayatı  tarumar olacak.

 Küçükçekmece Gölü bitecek, Sazlısu Barajı bitecek ve İstanbul’a içme suyu sağlayan en önemli su toplama havzalarından biri olan Terkos gölü de olumsuz etkilenecek!

Deprem riski artacak ve  yıkıcı bir deprem meydana gelirse, olası İstanbul depremine yardımlar nasıl ulaştırılacaktır

Ayrıca İstanbul kanalına karşı olanlar siyasal ekonomik ve uluslararası sorunları da masaya yatırıyor.

Zaten ekonomik durgunluk yaşandığı ülkemizde böylesi sıkıntı ve riskler barındıran çılgın projeler doğru değil. Buraya aktarılacak para ülkeye yatırım olmalı işsize iş aşı olmayana aş olması lazım.

 

Ve yine CHP

Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Kongreleri devam ediyor.Şuhut ve Çobanlar sonrası hafta sonu Başmakçı ve Dazkırı İlçe kongreleri yapıldı.Tek liste olarak yapılan seçimlerde Dazkırı İlçe Başkanlığına Önder Şenyurt tekrar devam desteğini aldı.Başmakçı da yıllardır partiye hizmet veren Tuncay Özcan aday olmadı.Başmakçı da  Genç bir ekip İbrahim Köroğlu başkanlığında yönetime geldi.

Bu arada hafta sonu yazdığımız yazı Cumhuriyet Halk Partisi içinde ses getirdi. Çok sayıda CHP li yazdıklarımıza katkı sağladı. Bazı dostlar ise alınganlık göstermiş.

 Eski İl Başkanı Dr.Mehmet Kemal Demirkırkan ile uzun bir görüşme yaptım.Demirkırkan ‘ Partinin danışma kurulu toplantıları yapmadığını anlatarak’ Biz partimizde yaşanan eksik bulduğumuz konuları konuşmak istiyoruz.Bunun için de kongrelerde söz alarak tespit yapıyoruz.Ayrıca milletvekili sıralamasında 6.sıraya konulmam  reva mıydı?açıklamasını yaptı.

Yine görüştüğüm Önceki dönem İl Başkanı Savaş Erdoğan ‘Afyondan başlattığımız Çoban Ateşi projemiz devam ediyor. Bizim Genel Başkanımız ile bir sorunumuz olmadı olmazda. Sadece parti içinde bayrak değişimi istedik. Ve Her daim olduğu gibi Mustafa Kemal Atatürk yolunda partimize güç vermeye devam edeceğiz’ değerlendirmesini yaptı.

Gazetecilik etiği yönünden bu iki açıklamayı sizlerle paylaşmayı uygun buldum.

Takdir her zaman olduğu gibi kamuoyuna aittir.

Mutlu ve aydınlık yarınlara….