Çok sevdiğim bir arkadaşın bir öğrencisi vardı...

Maalesef ki yakışıklı kardeşimiz otizmli ve daha 10 yaşındaydı.

Böyle söylediğime bakmayın, arkadaşım çalıştığı yerden ayrılmak zorunda kaldığım için diyorum.

Ben biraz oradan hakimim konuya. Kendisi çok akıllı ve çok zeki bir çocuk olduğunu söyler ve onu sevdiğinden bahsederdi. İlk zamanlar az çektirmemişti kızcağıza ama zamanla düzelmeye ve artık onun söylediklerini yapmaya başlamış olduğunu öğrendim.

Arkadaşımla beraber bende sevinirdim neden hiç bilmiyorum ama genelde hep böyle olmuştur.  Birlikte oyunlar oynuyorlar etkinlikler yapıyorlardı. Benim de bir kaçına şahit olmuşluğum var tabii.

Bu özel kardeşlerimizin güç kontrol problemleri olabiliyor maalesef. Bu yüzden arkadaşımın ister istemez sakinleştirmek için temasta olduğu anlarda çoğu zaman bilinçsiz bir şekilde darp edilmişliği olmuştu yakışıklı kardeşimiz tarafından. Tabii ki de bilerek, isteyerek yapılan bir şey değildi.

Ancak konuya genel açıdan bakmak gerekirse, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’ne yaklaşıyor. O yüzden yazımda biraz duygularımı derinleştirmek ve sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yaptığım bazı araştırmalar göre;

Otizmin hastalığının kaynağının nörolojik olduğu bilgisini öğrendim. Yani beyinde işlev bozukluğunun olması Otizm hastalığına sebebiyet veriyormuş. Ne yazık ki dünyada otizm hızla yaygınlaşmakta.

Rahatsızlık genellikle, 0-3 yaş guruplarında görüldüğü için ailelerin bu durumu kolayca fark edemediğini, bazı bireylere ismiyle seslenildiği zaman tepki vermemesi gibi belirtilerin görüldüğü yönünde bir sürü şey okudum. Aslında bir insanın diğerlerinden farklı olması onun eksik ya da kötü olduğu anlamına gelmez. Hayatımızda karşılaştığımız her farklı şey dünyaya farklı bir renk katmaktadır.

Otizmli bireyler için de durum aynen böyle. Erken yaşta tespit edilerek özel eğitim verilmesi gerekmektedir. Bir insanın eğitimi aslında kişinin anlama kapasitesine göre yapılmış olsa çok daha verimli bir eğitim süreci geçecektir.  Otizmli bireyler için kişiye özel eğitimler verilerek diğer insanlarla aynı seviyeye hatta daha başarılı yerlere gelmeleri mümkündür.

Bunun için Afyon’da da bir örnek var. Melek Yüzler Bitsro&Cafe ve Restaurantın olduğu yeri zaten biliyorsunuz. Tabii ki şehrimizde bu gibi güzel hizmetleri bulunan mekanları daha fazla görmek isterim, isteriz. Otizmli bireylerin bulaşıcı bir hastalığı yoktur...

Asıl onları dışlamak bir hastalıktır.