Bu kiracılık meselesi tam o sadece günümüze özel değil, çok geçmişten geldiği biliniyor.

Eğer kiracıysanız ve ev sahibiniz iyiyse sorun yok.

Lakin ne yazık ki, ev sahibinizi seçemiyorsunuz.

Ev sahibiniz varsa kumanız da var demektir. Yine bir ev sahibiniz varsa kesin onun da evlenecek bir oğlu vardır. Peki, bu kuma kimdir?

EMLAKÇILAR

Tam bir kumadırlar işin olmasını istemeleri bir yana, fiyatları yüksek tutmak için ellerinden gelenin en iyisini yapamaya her zaman hazırdırlar. Bu da kiracıları ve kira fiyatlarının standartlarını her zaman bir tık fazla yükselmesine sebeptir. Her asgari ücrete yapılacak olan zam tarihinin gelmesiyle ev sahibinin, emlakçının, emlakçınızın da sizin kapınızı çalması bir olur. Bir anda 10 senedir kaldığınız evden çıkmak zorunda kalırsınız.

Sebebi ise bellidir.

Ev sahibinizin bir oğlu olduğuna göre kesinlikle evlenecektir.

Bu ev sahiplerinin kalıplaşmış bir yalanıdır.

Emlakçılar ise bu işe pek el atmak istemezler, kiracılardan yana olacak değiller sonuçta. Tabii ki ev sahibinin yanında olacak ve yeni bir kiracı bulmak için çalışmalara başlayacaklardır. Bu çaba tabii ki boşa değil. Çünkü onlar için de yeni bir fiyat doğacak.

Şu an oturduğunuz ev fiyatının kat ve kat üzerinde yeni ev ararken bulacaksınız kendinizi. Komisyon, kira bedeli, depozito derken 10 katı fiyata farklı bir eve gireceksiniz.

Ayrıca...

Biz kiracılar ise ev ararken bulduğumuz evi elimizden kaçıranlardanız.

Bir ev ararsınız, bulursunuz da, hatta emlakçıyla eve bakmak için saat belirlersiniz.

Ancak, gelmiştir memurun biri senin sözleştiğin eve senin vereceğin fiyatın yüzde 10’unu verir ve yerleşir.

Sana verilen sözün hiçbir hükmü kalmamıştır. Artık o sözler memur olan o kiracıya verilmiştir.

Bunu da nasıl anlarsınız ? Sözleştiğiniz saatte eğer o emlakçı telefonu açmıyorsa kesin bu söylediklerim gerçekleşmiştir.

Bir bakış açısı daha var:

Diyelim ki bir ev tuttunuz; bahçe katı veya birinci kat,  evin yüksekliğinin önemi yok  temiz, nezih bir ev. Rutubet almaması ve temiz olması her kiracının istediği tek şeydir belki de. Ne yerde  ne gökte en iyisini tüm kiracılar ister.

Fakat güçlerinin yetemediği yerde her olasılığı değerlendirirler. Makul bir ev bulabilmek adına ev aramaya başlarlar. Buldukları evde eğer bir sorun yoksa kimse bulduğu evden  çıkmak istemez ama eğer o ev bahçe katıysa ve bir yağmurla evin içine hem tuvaletten hem banyondan tıkanan logarın suyu tepiyorsa  buna kimse razı gelmez.

 Ne emlakçı ne ev sahibi ne de kiracı, önemli olan bu üç bireyin birbirlerinden ekmek yiyor olması değil midir?

 Tuttuğun evi doğal afetten dolayı basan suya kim ne yapabilir. Kiracı ne yapacak, her yağmur sonrası su taşımak zorunda mı kalacak ? Eğer ev kendisinin ise bunu sorun edeceğini zannetmiyorum.

En azından bunun önlemini mutlaka almışlardır.

Lakin kiracının bunu kabul edeceğini zannetmiyorum.

KİRACILARA YAPMAYIN BUNU

Tuttuğu evden bir hafta on gün sonra vazgeçmek zorunda kalanların da verdiği komisyona el koymayın, makul fiyatlar yerine uçuk fiyatlar vermeyin.

ACIMASIZLIK YAPMAK YERİNE...

Çözüm yolları arayın.

Zira bir gün sizler de kiracı olabilirsiniz.

Düşmez kalkmaz bir ALLAH(c.c)