Gençlerin pırıl pırıl aynada göremediklerini yaşlılar kırık bir ayna parçasında okurlar denilir Bünyamin!
 
Oldum olası yaşça ve tecrübesiyle benden daha büyük, daha ileride olan kimselerle sohbet etmeyi severim. Onların o feleğin çemberinden geçmiş halleri, pek çok şeyi “mesele” etmekten kendilerini alakoymayı başarabilmeleri hep hoşuma gitmiştir. Bazen benim sayfa sayfa uzun uzadıya anlatmaya çalıştıklarımı bir cümle ile hatta bir kelime özetleyiverir onlar. 
 
Ayriyeten fırsat buldukça alanında kendisini ülkesine ve dünyaya tanıtmış olan büyük liderlerin biyografilerini de okumaya çalışırım. Demirel’in Liderlik Sırları adlı kitabı da bu çerçevede okumuştum işte. Gençlik yıllarımızda çoğunlukla eleştiri oklarımızı yönelttiğimiz Demirel’i bir de yaşımız kemâle ulaştıktan sonra bir daha değerlendirmemiz faydalı olurdu diye düşünerek okudum bu defa. Nitekim oldu da. Belki doğrularının yanlışlarından daha fazla olduğunu da  ileri sürebiliriz artık. 

Hani bir zamanlar ne demişti kendisi de: ”Yanlış yapmayan birisi hiç bir şey yapmamış demektir. Politik hayatımız boyunca şunca yıl başbakanlık yaptık, elbette hata da yaptık.”

“Gerçek usta kendini geçecek çırağı yetiştirendir.” derim her zaman. Büyük şahsiyetlerin arkasından gelenlerin de hem kendi dünyasını hem de toplumunun dünyasını daha iyiye, daha güzele, daha mutluluğa  götürebilmeleri hatta ulaştırabilmeleri umulur çünkü. 

Bu girişten sonra Demirel’in liderlik sırlarını müellifinin yazdığı şekilde aktarmaya çalışalım. 
Umarım diğer liderlerin liderlik sırlarını yazmak için de bir eşik oluştursun bu yazdıklarımız. 

DEMİREL’İN LİDERLİK SIRLARI

“Demirel’in liderlik sırları kısa kısa aşağıdaki cümlelerle özetlenebilir.

Önce staj yapıyor, sonra işin başına geçiyor.

Sabretmesini biliyor.

İnsan ilişkilerine ve sosyal ilişkilere önem veriyor. 

Güçlü bir hafızaya sahip.

Türk aile anlayışına uygun sade bir hayat yaşıyor. 

İyi bir argümantasyoncu ve hep farklı.

Doğu düşünce tarzı ile büyüdü, batı düşünce tarzını benimsedi.

Daima en kötü ihtimali hesap ediyor ve bir tarafını sağlama alıyor.

En kötü şartlarda ümidini koruyor. 

Ailesine bağlı, geleceği sürdürüyor, aileye ve köye sahip çıkıyor. 

Nazmiye Hanım O’nun için köyde modernlik, kentte ise gelenek demekti.

Hep kendini yeniledi ama hiç bir zaman yetiştiği ortama, değerlere ve köye sırtını dönmedi.

Kendine hep güvendi. 

Daima G günü(darbe günü: MÖ) için hazırlık yapıyor. 

Kendini değil içinden çıktığı toplumu düşünür ya da kendisi için bir şey istiyorsa namerttir. 

Hep yükselen değerleri yakaladı.

Hep etkin çevrelerle bir arada oldu.

İyi bir yarışçı, iyi bir stratejist ve iyi bir taktisyen.

Kendine rakip oluşuma izin vermiyor; çökertiyor ya da zayıflatıyor.

Önce hayali düşman yaratıyor sonra kurtarıcı oluyor. Dere geçilirken at değiştirilmiyor lakin hiç dere geçilmiyor, Demirel hep lider kalıyor. 

İyi bir timing ustası. Zamanlamayı biliyor. 

Dış dünyayı referans alıyor. Dış dünyadan kopmuyor.

Çok okuyor, kitap ve sanat dünyasını yakından takip ediyor. 

Grup çalışmasına önem veriyor, yanında çalışanları koruyor, onları incitmiyor. 

Büyük düşünüyor ve geleceği öngörebiliyor. 

Herkesi dinliyor, farklı fikirleri teşvik ediyor, takım ruhuna önem veriyor. 

Önce planlıyor sonra uyguluyor. 

Askere mesafeli ama asla düşman değil, gerçekçi. 

Sistemle uyum içinde çalışıyor. Milletin değerleriyle çatışmıyor. Ordu ve devletle kavga etmiyor.”

Bu özetin açıklamaları ismi geçen kitapta Bünyamin! Okumak istersen sana da verebilirim ama geri getirmek kaydıyla. 
Sonra her bir sırrı birlikte tartışabiliriz. 

O da şimdi her fâni  gibi günahıyla sevabıyla öte tarafta. Biz de seninle şahsını değil sırlarının mütalaasını ve münazarasını yaparız birlikte. 
...