CHP Afyon Milletvekili Burcu Köksal.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde ne zaman kürsüye çıksa İlimiz ile ilgili bir olumsuzluktan bahsediyor.

Haklıdır kendince...

Muhalefet Milletvekili.

Bardağın boş tarafına bakması normal.

Ama...

Afyon’u kötüleyecek, imajımızı zedeleyecek açıklamalardan uzak olmasını beklemekte hepimizin hakkı.

Bir şey daha var...

CHP’li Milletvekilimiz Burcu Köksal’ın sadece TBMM kürsüsünden değil, konuştuğu her yerde doğruyu dile getirmesi gerekli.

Kendisine aktarılan bilgilerin doğruluğunu kontrol etmesi gerekli.

*

Geçenlerde TBMM’de yaptığı konuşmada Çobanlar İlçemizin Kocaöz Beldesindeki bir yatırımdan bahsetti.

Buradaki arazinin sanki birilerine peşkeş çekildiğini ima etti.

Bu konuşması öyle bir başlıkla servis edildi ki...

Yenir yutulur değil.

Şöyle idi başlık;

Burcu Köksal AKP dönemindeki cukkalamayı ifşa etti!

Kürsüye vura vura hesap sordu!

*

Dikkatimi çekti bu başlık.

Dinledim konuşmayı.

Konuşmanın son bölümü çok ilginç...

Aktarayım;

Şimdide bu araziye Rize’li bir işadamını bulmuşlar.

Neymiş efendim Cumhurbaşkanının danışmanının referansıyla gelmiş. Neymiş efendim orada para kazanacakmış.

Peki köylü ne olacak?

Tek geçim kaynağı hayvancılık olan insanlar ne yapacak?

Konuşma böyle...

Ne anlarsınız bu konuşmadan?

Afyon’un Çobanlar İlçesinin Kocaöz Beldesindeki arazinin oradaki vatandaşların elinden alınıp, Rize’li bir işadamına verildiğini, yani peşkeş çekildiğini anlarsınız bu konuşmadan.

Araştırdım.

Duyduklarımdan dehşete düştüm.

Bana konuyu anlatanlar belgelerini de koydular masanın üzerine.

CHP’li Milletvekilimiz Burcu Köksal’ın anlattıklarının tam tersiydi olayın gerçeği.

Sonra konuda bahsi geçen Rize’li İşadamını aradım.

Adnan Sak.

Gebze’de yaşıyor.

Önceki hafta Cumartesi...

İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının Dijital Dünya Çalıştayı’ndan sonra Gebze’ye uğradım.

Otomobil parçaları üreten bir fabrikası var Adnan Sak’ın.

Rize’li.

60 yaşında.

Eşi Güneysu’dan, kendisi Gündoğan’dan.

İki çocuğu var.

Kızı Zeynep.

İyi bir pazarlamacı.

Yaptığı işlere bakılınca...

Türkiye’de ilk 5’e girecek şekilde başarılı.

Oğlu Fatih.

Fabrikanın başında.

Döküm işlerinde.

Kızından bir torunu var.

Tuğra Alp.

2,5 yaşında.

Diyor ki Dedesi Adnan Sak;

Onu sanayici yetiştireceğim.’

Videolarını gösterdi.

Matkap almış 1 yaşında torununa.

Eli yatkın.

Tornavida tutuşu gösteriyor ileride dedesinin gösterdiği yolda olacağını şimdiden.

*

*

*

MEMLEKET SEVDALISI...

Hoş sohbet bir kişi Adnan Sak.

Mütevazi.

Cana yakın.

15 dakika bir çay içip ayrılacaktım.

2 saatten fazla sohbet etmişiz.

Rize’den Gebze’ye gelişini sordum.

Bir de masanın üzerindeki ‘Adnan Kaptan’ isimli tekne maketini...

Gemi Kaptanı imiş.

27 yılı denizlerde geçmiş.

Çocukları gemide büyümüşler.

Severek yapmış bu işi.

*

YILLARCA NEDEN ‘KORSAN’ DENİLDİ?

27 yıllık deniz macerası bir olay sonrasında noktalanmış.

O olaydan sonra kaptanlığı bırakmış.

Sordum...

27 yıl severek yaptığı mesleğini acaba ne bıraktırmış olabilirdi?

1999 yılı.

Mısır’da bizim Devletimize Mısır’lılar bir tezgah kurmuşlardı.

Gemimize el koydular.

Çocuklarımda var gemide.

Ben ikinci kaptanım.

1 ay o gemide mahsur kaldık.

Eşimi ve çocuklarımı Türkiye’ye göndermek için gayret ediyorum, ama onlar gitmek istemiyor.

Sonra ikna ettim onları.

Mahkemeden bir gün önce oradaki Mısırlı acente biletleri ve çıkış belgelerini getirdi.

Eşim ve çocuklarımı havaalanına götürmek için hep birlikte gittiler.

Türkiye’deki akrabalarımı aradım, karşılamaları için.

Ertesi gün aradım.

Türkiye’ye giden yoktu.

Acentayı aradım telefonu açmıyor.

Türkiye’yi aradım tekrar, o tarihlerde uçak bile olmadığını öğrendim.

Arap çöllerinde ailemi kaybettim diye korktum.

Acenta bir dümen çeviriyordu.

Sonra acentayı sıkıştırdım.

Eşimi ve çocuklarımı 5 yıldızlı bir otele götürüp rehin almışlar.

Kapıya bir polis koymuşlar.

Bunu öğrenince gemiyi Süveyş Kanalında batırırız.

Ailemi getirin dedim.

Ailemi geri getirdiler.

O sırada Mısır Mahkemesinde yargılamışlar ve 1 dakikada ceza vermişler bize.

Ceza garip.

10 yıl taş kırma cezası.

Savunmamı yazdım gönderdim avukat ile.

Mısırda taş mı varda taş kıracağız.

Çölün neresinde taş var? dedim.

Cevap verememişler.

Sonra bir kaç gün hazırlık yaptık.

Gemi 325 metre.

Cuma günü orada tatil olduğu için o günü planladık.

O gün geldi çattı.

Hareket ettirdik gemiyi.

Gemi tam Süveyş Kanalından çıkacak iken yolumuzu kestiler ve 8 görevli gemiye bindi.

Bize tutuklusunuz dediler.

Hangi karara göre dedik.

Gösterdikleri belge Arapça.

Kabul etmiyoruz bunu dedik ama dinlemediler.

Bizi gemiden indiremediler.

O sırada iteklediler Kaptanı.

Bende yumruk attım onlara.

O, 8 kişiden 2’si polisti.

Silahları vardı.

Benim yumruk atmamla birlikte oradakilerin hepsini etkisiz hale getirdik tüm personelle.

Onları revire kapattık.

Uluslararası sulara çıktık.

Direkt olarak Türkiye’ye çevirmedik rotayı.

O sırada Uluslararası sularda pek çok gemi vardı.

Hareket etmeden önce Moldovya Bayrağı temin etmiştik.

Onu çektik.

Tepede helikopterleri uçuyor.

Onların gemileri bizi arıyorlar ama ters yöndeler.

Bulamadılar bizi.

Sonra çekip gittiler.

Onlar gittikten sonra revirdeki 8 Mısır’lıyı çağırdık Kaptan Köşküne.

Uluslararası sulardayız.

Sizi Türkiye’ye götürüyoruz dedik.

Üç gün birlikte yemek yedik, tavla oynadık onlarla.

İstanbul’a geldik.

Orada ayrılırken sarıldık, kucaklaştık.

O sırada fotoğraflarımızı çektirttim.

O fotoğraflar sonra işimize yaradı.’

Bu olay hem uluslararası, hem de Türk basınında geniş yankılandı.

Adnan Kaptan ve mürettebatı 56 yıl ile yargılandılar.

Üç yıl sürdü mahkeme.

Sonunda beraat ettiler.

Ama Türkiye’deki Mahkemede beraat ettiler.

Mısırdaki kararın ne olduğu bilinmiyor.

İşte bu gemi kaçırma olayından sonra uzun süre ‘korsan’ demişler Adnan Kaptan’a.

Kim ne derse desin...

Devletimize kurulan tezgaha boyun eğmeyip...

Hem Ailesinin, hem de kendi canını tehlikeye atarak Türk Gemisini Mısır’da rehin alınmaktan kurtarmak bir kahramanlıktır.

*

*

*

KAPTANLIKTAN SANAYİYE...

Adnan Kaptan, Adnan Sak...

Ticaretle uğraşmaya başlamış daha sonra.

Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru hattının terminalini yapmış.

2010 yılında ise Gebze’ye gelmiş.

Sevmiş orayı.

Yerleşmiş.

Otomobil parçası imalatına başlamış.

TÜKOSİAD, Tüm Kobi ve Sanayi İşadamları Derneğine katılmış.

Kısa sürede sevilmiş sayılmış.

O anlattıkça daha çok dinleyesi geliyor insanın.

Başından geçen olayları, karadeniz şivesiyle anlatması bir başka renk katıyor.

Her Karadeniz’li gibi Memleket sevdalısı.

Çok zeki.

Karadenizlilerin her özelliği mevcut Adnan Kaptan’da.

Adnan Kaptan, Gebze’ye yerleştiğinde yakınındakiler, komşuları demişler ki...

Dilovasından uzak dur

Neden? demiş...

Orasının insanı üzer seni

Ama O, biraz da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi...

Üzerine üzerine giden bir yapıda.

Karadeniz’li, Rize’li ne de olsa...

Bir gün Dilovası’nda arkadaşlarıyla yemek yiyormuş.

Yan masadaki bir kaç kişinin konuşmasına kulak misafiri olmuş.

Tır şöförü arkadaşlarına anlatıyormuş.

Getirdim karpuzları alacak alan ortada yok. Bir tır dolusu karpuz. Döksen dökülmez, atsan atılmaz. Birisi nakliye parasını verse vereceğim.’

Kaç lira nakliye parası?’ diye lafa girmiş Adnan Kaptan.

Söylemiş tır şöförü kaç lira olduğunu nakliyenin.

Arkadaşı sormuş Adnan Kaptan’a;

Ne yapacaksın bu kadar karpuzu?

Dilovası halkına dağıtacağım’ diye cevaplamış Adnan Kaptan.

Çıkarmış vermiş parayı oradaki bir başka arkadaşı ile birlikte tır şoförüne.

Sonra çağırmışlar oradakileri.

Dağıtın bu karpuzları’ demişler.

Ertesi gün bir gazetede bir haber...

Rize’li Kaptan’dan Dilovası Halkına karpuz ikramı.

Sonra Dilovası’ndan bazı kişiler ile işi gereği karşılaşmış.

O onları tanımış, onlar O’nu...

Sonra...

Dilovası Spor Kulübüne Başkan Yardımcısı olarak seçmişler.

Şampiyon olmuş Dilovası Spor.

Dilovası’ndan 400 genç ile ilgilenmiş arkadaşlarıyla birlikte.

O gençlerin hem ahlaken, hem de ilmen yetiştirilmesi için elinden geleni yapmış.

Sonuç...

Oradan uzak dur’ denilen İlçe...

Şimdi Kocaeli’nde en sevilen İlçe olmuş.

*

*

*

YARIN;

Adnan Kaptan’ın Sanayiden Tarıma uzanışı...

Isparta’da neler yaşadı?

Afyon’a nasıl geldi?

Çobanlar Kocaöz’de neler yaşadı, neler yapacak?