Özlersin bir şeyleri,

Aklına gelir olur olmadık yerde, belki ağlarsın.

Bazen küçük bir çocuk gibi köşene çekilip saklambaç oynarsın kimsesizliğinle,

Bazen de oturur yağmuru izlersin

Bir bardak dünden kalma yarı demli çay ve birkaç sayfa eskimiş gazete yaprağı ile,

Düşünmek için sebepler yaratırsın onca yaşanmışlıkların içinde.

Gerisi meçhul tabiiki,

Bazen öyle anlar gelir ki,

Gerçekten özlersin bir zamanlar bıktığın o vakitleri.

Özlemek her halükarda zor iş.

Başı belli sonu yok,

Acısı belli dermanı yok.

Çeken belli lakin yaşamak için güç yok.

Dedim ya ‘Özlemek zor iş’.

Kısacası arkadaş,

Sen özlemekten kork…