Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gittik... İlk gözlem... "Ziyaretçi" o kadar çok ki... Kimi Erzurum'dan gelmiş, kimi Adana'dan... Kimi Tekirdağ'dan gelmiş, kimi Karaman'dan.
Hepsi de "dertli."
Sorunlarını, "seçtikleri milletvekillerine" anlatmak istiyorlar.
Hani... "Ankara Marşı" var ya... İlkokulda öğretilir:
"Ankara Ankara güzel Ankara,
Senden yardım umar her düşen dara."
Marş... Cumhuriyetin ilk yıllarından kalma... O dönemde milletin, "Derdine çare bulmak için Ankara'dan yardım umması" doğaldı.
Ancak... Artık... "Yerel idareler" güçlü... Valiler, kaymakamlar, belediye başkanları... Kamu kurumları.
Ankara'da ne varsa, "yerelde" de var... Üniversite... Hastane... Öğrenci yurdu...
Öyleyse... Hâlâ "Ankara'nın kapısını çalmak" neden?
"Birkaç kişiyle" konuştuk... Herkes değişik şeyler söylüyor... Şöyle özetleyelim:
"Yerelde" veya "merkezde" sorumluluk almak istemeyen, çözüm üretemeyen bürokrasi, "topu" yukarıya atıyor.
Vatandaş da ne yapsın? "Yukarıya" geliyor... Ankara'ya... Meclis'e.
Meclis Başkanlığı, "Ziyaretçi ve sorun" araştırması yaparsa... Ortaya çıkacaktır ki... Bürokrasi, "Gelişen Türkiye'nin hayli gerisinde... Ve oldukça da hantal."

***


'Çocukları koruyalım'
Meclis'ten ikinci gözlem... Öğrenciler... "Çiçek bahçesi" gibiler.
Başlarında öğretmenleri... Ve veliler.
Yurdun çeşitli illerinden gelmişler.
"Kendi milletvekillerini" bulmuşlar... Anne ve babalarının oy verdiklerini.
Meclis'i geziyorlar... Aman ne kadar güzel.
Kocaeli... Başiskele... Kazım Karabekir Ortaokulu... 104 öğrenci... 10 öğretmen ve öğrenci velisi.



Kocaeli Milletvekili Sami Çakır, onları gezdiriyor...
Ağırlıyor... Meclis'i... Meclis çalışmalarını anlatıyor.
Öğrencileri görünce... Hemen saate baktık... Ve Meclis'in "görevlilerine" sorduk:
- Gezmeleri bitti mi? Ne zaman gidiyorlar?
Fazla kalmasınlar.
Görevliler... Böyle bir soruyu beklemiyorlardı...
Şaşırdılar.
Devam ettik:
- Sakın Genel Kurul'u da izlemeye kalkmasınlar.
Öyle ya... "Siyaset dili", zihinleri pırıl pırıl çocukların garibine gidebilir... "Meclis'e hayranlıkları" zedelenebilir.

***


Örnek komisyon
Meclis'te, 19 "İhtisas Komisyonu" var... "Plan Bütçe'den Adalet'e... Anayasa'dan Çevre'ye... Milli Eğitim'den Sanayi'ye" kadar.
En çok çalışan komisyon... Galiba, "En son kurulan"... Dijital Mecralar Komisyonu.
Kurulalı "12 ay" oldu... Yaptığı toplantı sayısı da "12."



1. Üyelerin, komisyon toplantılarına katılım oranı... Tam puan... Bu önemli.
2. Komisyonda her partiden milletvekili var... Aralarındaki uyum... Takdire değer... Bu da önemli.
Meclis'e gitmişken... Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman'a da uğradık... Hatay Milletvekili.

***


Yasaklamadan düzenleme
Sosyal medya ile ilgili "yasal düzenlemeden" söz ediliyordu... Ne oldu?
Hüseyin Yayman'a sorduk... Dedi ki:
 Dijital platform yetkilileri ile görüşmelerimiz devam ediyor.
 Yasakçı değiliz... Yasaklara kesinlikle karşıyız.
 Fakat vatandaşın hukukunu da korumak zorundayız.
 Vatandaşın isteği, kişisel verilerinin güvence altında olması... Saygın bir talep.
 İktidar... Muhalefet... Birlikte çalışıyoruz... Kolay iş değil... Zaman alıyor.

***


Şehir-kırsal farkı
Ankara'nın batısında... Büyük şehirlerde... "Instagram ile Twitter" daha yaygın kullanılıyor.
Ankara'nın doğusunda... Kırsalda ise... "Facebook" daha yaygın.
Hangi ilde, hangi sosyal medya platformu kullanılıyor? Ve yüzdeleri... Uzun olur... O kadar ayrıntıya girmeyelim.

***


Kullanıcı sayıları
Biliyor muydunuz? Temmuz 2021 itibarıyla... Türkiye'de, sosyal medya "kullanıcı" sayıları kaç? Instagram... 50 milyon. Facebook... 27 milyon. Twitter... 15.6 milyon. Linkedin... 11 milyon.

***


En çok kullanılanlar
Hüseyin Yayman'ın masasındaki "liste" dikkatimizi çekti... "Yüzdeler" ile ilgili. "En çok kullanılan sosyal medya platformlarının" yüzdeleri... Paylaşalım:
Youtube... Yüzde 94.5.
Instagram... Yüzde 89.5.
Whatsapp... 87.5.
Facebook... 79.
Twitter... 72.5.

***


Dijital diplomasi
Hüseyin Yayman'ın yanında fazla kalmadık... Zira "ziyaretçisi" vardı.
"Dijital medya" dünyasından bir temsilci.
Yayman, "Dijital diplomasi yapıyoruz" dedi.
Bu da yeni bir kavram... Ve oldukça da önemli.

***


Sadece aşı yetmez önlemlere devam
Meclis'te... Hüseyin Yayman'a uğramamızın bir nedeni daha vardı... "Geçmiş olsun" ziyareti.
Yayman... Kovid-19 konusunda titiz... Maske... Mesafe... Çok dikkatli.
Ama... Titizliğine rağmen...
Koronaya yakalandı... Ve oldukça da ağır atlattı.
Sonra... Aşı oldu... Hem de 4 doz.
Derken... Bir kez daha Kovid-19 ile yolu kesişmez mi? "Hastane... Karantina... Günlerce yattı."
Yani... Aşı elbette önemli...
Fakat "Aşılarımı oldum, artık istediğimi yaparım" diyebilmek imkânsız.
Hüseyin Yayman, "Ne olur bunu yazın" diye ısrar etti:
- Benim gibi maskeye, mesafeye, hijyene, aşıya özen gösteren bir insan bile 2 kez yatağa düşüyorsa... Aman dikkat!
Kendinizi düşünmüyorsanız sevenlerinizi düşünün.