Ankara'dan Edirne'ye giderken... Ve dönerken... Binlerce "TIR'ı, kamyonu, tankeri" görünce... Düşündük ki:
- Acaba... Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu yapılmasaydı, İstanbul'un hâli nice olurdu?
TIR'lar... Ağır taşıtlar... "3'üncü köprüden geçiyorlar."
Eğer... Bu köprü olmasaydı... Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, "bu trafiği" nasıl taşıyacaktı?
Merak ediyoruz... Köprüye, otoyola karşı çıkan "istemezük" lobisi, bugün ne diyor?

***


Derin kazı
Edirne... Akşam... Dostlarla birlikteyiz... Televizyon izliyoruz.
"Kanalın" birinde... Gazeteci, akademisyen, siyasetçi, hukukçu... Tartışıyorlar... "Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı kim olacak?" sorusuna yanıt arıyorlar.
"Öteki" kanala geçiyoruz... Araştırmacı, profesör, avukat, siyasetçi, gazeteci... Tartışıyorlar... Konu... "Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı."
Edirneli dostlardan biri... "Gayri yetti bee" diyerek, kanal değiştiriyor:
- Aylardır... Her akşam... Saatlerce, "Millet İttifakı'na cumhurbaşkanı adayı" arıyorlar... Derin kazı yapar gibi... "Altın arasalardı" çoktan bulurlardı.
Millet... Kahkahayı basıyor.

***


Profesör Büyükerşen
Cumartesi... 9 Ocak... Telefonda sohbet... Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Profesör Yılmaz Büyükerşen ile konuşuyoruz... "Görüntülü arama."
Sohbet... Anılar... Veda... Telefonu kapatıyoruz. Fakat... "Karşıdan" hâlâ Hoca'nın sesi geliyor...
Hoca, telefonu kapatamıyor.
Tekrar sohbete başlıyoruz:
- Hocam... Telefon ile ilgili bir konu varsa, toruna soracaksınız? O bilir.
- Doğru söylüyorsun... Geçenlerde yine böyle oldu... Torunuma seslendim... Geldi, 10 saniyede halletti... Sonra da bana, "Dede sen nasıl profesör oldun?" dedi.

***


'Cep' icat oldu, ezber bozuldu
Teknoloji... Cep telefonu... Değişim... Prof. Yılmaz Büyükerşen sordu:
- Ben eskiden en az 150 telefonu ezbere bilirdim... Şimdi, 3-5 telefonu ya bilirim ya bilmem... Ya sen?
- Hocam... Ben de 300 civarında telefonu ezbere bilirdim... Bir kısmı hâlâ aklımda... Mesela Demirel'in telefonu... 127 52 31... "Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu" misali... Cep telefonu icat edildi, ezber yok oldu... Kusura bakmayın, sizin telefonu ezbere söyleyemem.
- Sorma... Sorma... Ben de öyle.

***


Bir çocukluk anısı
Bizden değil... Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'den anı.
Hoca'nın babası... "Belediyede memur."
Belediye Meclisi'nin gündemi... Toplantıda konuşulanlar... Alınan kararlar... Hepsini, kâğıda dökermiş... Ama... "Eski Türkçe."
Cumartesi günleri... Babaoğul... Belediyeye gelirlermiş.
Baba, eski Türkçe notlarını tane tane okurmuş.
Oğul... Yılmaz da... Köhne bir daktilo... Tak-tuk... Türkçe olarak yazarmış.
Yılmaz Hoca, "bunları" anlattı ve dedi ki:
- Neredeen nereye? Değişim bu işte.
Hem de ne değişim Hocam... Eskiden baba, "oğlundan" destek istiyordu... Şimdi ise... Cep telefonunda... Bilgisayarda... Çözemediğimiz bir sorun olunca, "toruna" danışıyoruz.

***


Estergon Kalesi
Korona... Pandemi... Sağlık konusu... En iyisi Sağlık Bakanı Prof. Dr. Fahrettin Koca'ya sormak... "Birinci elden, en doğru bilgi."
Ama... Bakan, "toplantıda."
Ertesi gün... Daha sonraki gün... "Sayın Bakan, toplantıdalar... Aradığınızı ileteceğiz."
Aradan 3 ay geçiyor... Yazı ile "üç" ay... "Bakan toplantıda."
Yine, "sağlık konusu." İstanbul'u ilgilendiriyor.
Vali Ali Yerlikaya'yı arıyorsunuz... "Anında, telefonun diğer ucunda."
Vali... Sağlıktan Sorumlu Vali Yardımcısı Niyazi Erten... "Anında devrede."
"Hızlı... Çözüm odaklı" kadro... "7/24 hizmet."
1. Adımız kadar eminiz... Arandığından, "Sağlık Bakanı'nın haberi bile yok."
2. Bürokrasi... "Estergon Kalesi" gibi.
3. Bakan Bey, bazı bürokratları, "İstanbul'a gönderse" diyoruz... "Valiliğe... Staja."

***

Edirne... Gelenek... 'Aynalı süpürge'
Tarihi Kapalıçarşı'da... Bedesten'de... Caddelerdeki dükkânlarda... Vitrinlerde... Nereye baksanız, "aynalı süpürge."
Boy boy... Süslü... Ama mutlaka, "aynalı."
Süpürge... "Aksesuvar" gibi... Al, duvara as... "Magneti" bile var... "Buzdolabına yapıştır."
Yerel... Örf... Âdet... Gelenek... Gelin kızın çeyizinde mutlaka, "aynalı süpürge" olacak.
"Turistler" de alışmışlar... Yunan... Bulgar... Aynalı süpürge alıyorlar... "Edirne hatırası."
Sorduk... Süpürge neden aynalı?
Recep Zıpkınkurt anlattı... Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı:
- Evi, yeni gelin süpürür... Süpürürken de, aynadan arkasına bakar... Kaynana var mı, geliyor mu diye... Eğer kaynana yoksa temizlik üstünkörü... Kaynana varsa, daha bir titiz süpürür.


***


Vali... 'Gölgesi yetiyor'
Edirne'de... Halktan dinledik... Çarşıda... Lokantada... "Vali Ekrem Canalp... Caddede... Sokakta... Pazarda... Markette."
Kırklareli'nde... Yine halkan dinledik... "Vali Osman Bilgin, her yerde... Manavda... Peynircide... Zincir markette... Cumartesi pazarında."
Vali gezince... Halkın arasına girince... "Fiyat etiketlerine" göz gezdirince... Kimse, "etiketle oynamaya... Fırsatçılığa... Fiyat artırmaya" cesaret edemiyor.
Vali... İldeki en büyük, "Mülki İdare Amiri."
Hani... Ne derler? Gölgesi yetiyor.

***


Teşekkürler
Bağcılar Belediye Başkanı Sayın Lokman Çağırıcı'ya...
Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Ceran'a... Ve şahsında, İletişim Fakültesi öğrencilerine.
10 Ocak... "Haberin Kahramanları/Meslek Onur Ödülü'ne" layık görmelerinden dolayı.
"Törene" katılamadık... Zira... "Sahadaydık... Edirne... Kırklareli... Sonra ver elini Anadolu."
Ödülümüzü, Erhan Öztürk kardeşimiz aldı... Haber Müdürümüz.
Söz... En kısa zamanda Bağcılar'dayız... Belediyede... Ve Medipol Üniversitesi'nde.