Zaferin 100.yılında Zaferin Şehrinde Odak gazetesi sütunlarında zaferi yazmaya devam ediyorum.

İlk yazımda genel bir mantıkla 2019’da Samsun ile başlayıp Amasya, Erzurum, Sivas ile devam Milli Mücadelenin 100.yılı gelişmelerinin tarihi sürecinden bahsetmiştim. Daha sonra da Afyonkarahisar’daki çalışmaların mantığını oluşturabilecek birkaç cümleyi sıralayıp bunları sonraki yazılarımda açıklamaya çalışacağımı söylemiştim.

İyiyi Örnek Almak

Günlük hayatımızda da dile getiririz; iyi olanı örnek almak gerekir, hatalarımızdan dersler çıkarmamız lazım deriz. 2022’nin güzel örneklerini 2019’da bulmak mümkün… Bu taklit değildir, bu tekrar değildir. Düz mantık düşünelim... Günümüzde hangi organizasyon olursa olsun birbirine benzer etkinlikler yapıldığını görmüyor muyuz? “Bu organizasyonda resim sergisi, konser yapıldı diye biz onu yapmayalım” diyemezsiniz. Dolayısıyla benzer etkinlikler işin akışı ile ilgili olarak normal olarak görülecektir.  Afyonkarahisar şehri de 2019’daki benzer etkinliklerden payını alacaktır ve bunun üzerine 2022’de ZAFER ile ilgili farklılığı yakalayacak etkinliklere imza atacaktır, atmalıdır.

Önce Coğrafi Dezavantajdan Başlayalım

Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas şehirlerinde 2019’da etkinliklerin yapıldığı odak noktası şehir merkezi idi. Dolayısıyla etkinlikleri yürütmek daha kolay sayılabilir. Bizim Zafer Meydanı gibi düşünün… Ama 2022 yılında Zaferin 100.yılına ev sahipliği yapacak Afyonkarahisar’ın Şuhut, Zafer Yolu, Kocatepe, Yüzbaşı Agah Efendi Şehitliği, Zafer Meydanı, Giresunlular Şehitliği, Büyük Taarruz Şehitliği, Çiğiltepe, Anıtkaya Şehitliği ve sonrasında Kütahya’daki Zafertepe-Dumlupınar boyutları düşünüldüğünde ne kadar geniş bir alan olduğunu zaten biliyorsunuz.

100.yılda bu coğrafi genişliğin getireceği en önemli dezavantaj gelecek kişi sayısının on binleri bulacağı ön görüsüne dayanmaktadır. Buralara gelecek kişiler için trafik, temizlik, beslenme, yönlendirme gibi birçok konuda sorunlar yaşanacak. Samsun’un 5 kilometrelik geniş sahil şeridin de dahi ne büyük kalabalık olduğunu ve ne gibi sorunların yaşandığını benim gibi görseydiniz bana daha iyi hak verirdiniz.

2022 Yılının Tamamı Zafer Yılı

26-30 Ağustos haftasında Afyon, tarihinin en büyük kalabalığı görecek… Ama zafer yılı bu haftadan ibaret görünürse şehir geleceğe dair kazanımlarını azaltır. Bu noktada geçen hafta yapılan karavan etkinliği sırasında 100.yılın başladığı sayın valimiz ve belediye başkanımız tarafından açıklandı ve görsel olarak da etkinlik alanında bu sergilendi. Daha önceki karavan afişlerinde 100.yıl vurgusu yoktu… Olması gereken gerçekten bu. Bu çok doğru bir adımdı. Zira Samsun ve Sivas’ta bu böyle oldu ve hala devam ediyorlar… Şu örneği her yerde veriyorum. Samsun’da bir doğa yürüyüşü yapıldı adı 100.yıl Doğa Yürüyüşü oldu. Sivas’ta kangal festivalinin adı 100.Yıl Kangal Festivali oldu. Yani her şey ama her şey 100.yıl ile ilişkilendirildi. İllaki tarihi bir etkinlik olmasına gerek yok. Önemli olan 100.yıl ruhunun etkinliklerle yaşatılması idi. Şehirdeki her kişi, her kurum, hem oluşum bir şekilde bu planlamanın içinde görev ve sorumluluk aldı.

Hangi Etkinlik 26-30 Ağustos Haftasında Yapılmamalı

Bunu somut örnekle anlatayım, ne demek istediğim daha net anlaşılsın… Bakın, 18-19 Mayıs 2019’da bir kurum çok güzel bir Gençlik Organizasyonu düzenledi. Bir otelde güzel bir şekilde konuşmalar, sunumlar yapıldı. Ama iki gün boyunca otelde kalan gençler Samsun Meydanına yapılan asıl etkinlikleri kaçırdı. O ruhu, o heyecanı verimli yaşayamadı. Şimdi dönelim Afyon’a… 26-30 Ağustos Haftasında da aynı durum olabilir… Şehirde bu tarihlerde kişileri bir etkinlikle bir bina içinde tutmak o kişilerin Kocatepe’de, Zafer Meydanında, Dumlupınar’da yapılan tarihi etkinlikleri kaçırması anlamına gelir… Buna dikkat çekmek istiyorum.

Yerel mi Ulusal mı?

Bu soruyu sorduğum da daha yerel cevabını veren olmadı ki zaten doğrusu da bu.. Kimse hiçbir etkinliğin yerel de kalmasını istemez. 100.yıl organizasyonu yerel bir etkinlik olmaktan çıkıp ulusal bir organizasyon mantığı ile şekillendirilmeli ve şehir dışından mümkün olduğunca çok kişinin katılması sağlanacak bir yol haritası çizilmeli. Ama bu çok soyut bir cümle: Asıl soru şu: Bunun için ne yapılmalı, nasıl yapılmalı? Ülke çapında yıl içinde ne kadar çok insanı bu şehre getirip 100.yıl ile birlikte Frigya’nın, Akdağ’ın, gastronominin, mevlevihanenin, termalin vb. tanıtımını yapabiliriz? 26-30 Ağustos Haftası zaten bir şey yapılmasa da şehir dışından binlerce insan gelecek.. Peki, yıl içinde?...

Yerel Farkındalıktan Ulusal Bilince

100.yıl heyecanı tüm şehirde görsel olarak halkın farkındalığına sunulmalı. Önce bu şehirde yaşayan herkes 100.yıl olduğunu bilmeli, görmeli…Zafer Meydanı, alışveriş merkezleri, üst geçitler, reklam tabelaları... Önce bu şehirde dolmuşa binen kişiden, üniversitedeki öğrenciye kadar, şehir merkezinde bankaya giren kişiden, lokantada yemek yiyen kişiye kadar; alışveriş merkezlerine ve Uzunçarşı’ya şehir dışından gelen kişilere kadar; herkes ama herkes önce bunu görmeli ve farkındalığı yakalamalı… Bu farkındalığı şehir yakalarsa organizasyonun ulusal boyutu çok daha sağlam temellere oturtur. Örneğin; şehir merkezindeki bir trafik sıkışıklığında tartışma çıkmaz, üniversitedeki öğrenciler okullar açılmadan önce o zafer haftası için daha erken şehre gelir, esnaf ile şehre gelen kişiler arasındaki bağ güçlenir…

Yazılacak, anlatılacak o kadar çok şey var ki daha…

Şahsımla bitireyim.

2018, 2019, 2020 yıllarında öğrencilerimle ders yaparken özellikle son sınıf öğrencilerime şunu diyordum: “Yarın üniversiteye gideceksiniz. Arkadaşlarınız olacak… 2022’de bu şehirde, şehrinizde 100.yıl etkinliklerinin yapılacağını şimdiden bilin ve üniversitedeki arkadaşlarınızı o zaman bu şehre davet edin, onlara ev sahipliği yapın, onları misafir edin, onları gezdirin…”

Ben biliyorum ki öğrencilerim bunu yapacak…

Peki, size soruyorum. Siz bireysel olarak“Cumhuriyet’in kazanıldığı topraklar” sloganına sahip Zaferin Şehri Afyonkarahisar’a 100.yıl için ne katkı sağlayacaksınız?..

Çünkü ben herkesin bireysel olarak da olsa 2022’ye katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum.

Bundan 100 yıl önce bu toprağın insanı zulmü ve zaferi nasıl omuzlamışsa biz de 100 yıl sonra o ruhla zaferi omuzlayalım.