Bu Toprakların Zaferi (1)

Yıl 1923… Henüz Kocatepe törenleri başlamamış ama Afyonlular 27 Ağustos’u kutluyor. Zira 27 Ağustos bu şehrin kurtuluş bayramı. Zaten dönemin gazetelerine de böyle yansıyor: “KURTULUŞ BAYRAMI”Afyon kalesine dev bir yazı yazılmış; Kurtuluş… Işıklarla alev alev ve şehrin her yerinden görülüyor.

***

Yıl 1924… Mustafa Kemal, Dumlupınar’a geliyor. Meçhul Asker Anıtı’nın temel atma töreni yapılıyor. Haydi, hemen iki yıl öncesine gidelim… Mustafa Kemal, 31 Ağustos 1922’de savaş meydanında dolaşırken Yunan top atışıyla toprağın altında kalmış bir Mehmetçiğimizi görüyor. Bir kolu dışarıda ve bayrağı toprağın üzerinde dimdik tutuyor. ‘Askerin künyesine bakın’ diyor ama cevap olumsuz… ‘Yok’… Bunun üzerine‘Savaştan sonra bunu zaferin sembolü olarak burada anıtlaştıralım.” diyor.

 

İşte, Dumlupınar’da ilk tören Mustafa Kemal’in katılımıyla 1924yılında yapılıyor ve o gün Mustafa Kemal bakın ne diyor:‘Hiç şüphe edilmemelidir ki yeni Türk Devletinin temeli burada atıldı. Ebedi hayat burada taçlandırıldı. Bu sahada, bu semada dolaşan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. Burada temelini attığımız Şehit Asker Anıtı işte o ruhları, o ruhlarla beraber gazi arkadaşları, fedakâr ve kahraman Türk milletini temsil etmektedir.’

***

Yıl 1929… Afyon’da kuraklık var, susuzluk var… Ama halk ümitsiz değil… Gazeteler “Korkunç ve kanlı hayaletlerle dolu gecenin karanlıkları sıyrılarak Kocatepe’den sönmez güneşin doğduğu tarihin yıl dönümü” başlığını atarken halktan bir yaşlı meydanda bağırıyor… “Çok şükür 7 yıl bitti.” Ne olmuş ki 7 yıl bitmişse… Cevap veriyor yaşlı: “Kafirin bastığı yerde yedi sene ot bitmez… Artık yedi sene bitti.Herkes ümitli.

****

Yıl yine 1929… Bir gece yarısı bir çocuk uykusundan sıçrayarak uyanıyor. Hıçkırıklarla ağlıyor…. Abisi yanına koşuyor.

  • Ne oldu?
  • Çok kötü bir rüya gördüm abi!
  • Geçti artık… Ne gördün rüyanda?
  • Yunanlıların Afyon’u işgal ettiğini gördüm.
  • Korkma! Zafer artık bizim.

Üzerinden 7 sene geçmesine rağmen bu toprakların halkı o kadar çok zulüm gördü ki bunu unutamadı. Psikolojik olarak da savaşın etkisi kolay kolay geçmedi. Rüyalara da yansıdı.

Unuttuk mu?

Unutmayın…

Çünkü 1932 yılında bu mesaj ile çıktı Afyon gazeteleri…

“Hemşeri! Kurtulduğun günü unutma!

 

***

1934 yılında bir ilk yaşanıyor Afyon’daHalkevleri diyor ki: “Haydi Kocatepe’ye çıkalım.” Zira o yıla kadar sadece 27 Ağustos ve 30 Ağustos’ta tören yapılıyor ama 26 Ağustos’ta bir etkinlik yok. Günümüzün 25 Ağustos’unu 26’ya bağlayan gecenin Zafer Yolu yürüyüşleri daha yok. 1934’te yol yok, imkân yok. Kocatepe’ye çıkışlar başlıyor… Zafer de zaten bu imkansızlıklarla kazanılmadı mı?

***

1936 yılında Utku Anıtı’nın açılışını yapılıyor. Utku demek Zafer demek! İsmet İnönü’nün o seneki cümleleri herkes tarafından duyuluyor. “Türklerin 27 Ağustos günü Afyon ovasına inme hamleleri Ergenekon efsanesinin 20.yüzyıldakikarşılığıdır.” Bu cümle, bir tarihi günün, kökü binlerce yıl öncesindeki bir başka olaydan güç alması… Bununla ilgili size daha sonra başka bir hikaye anlatacağım.

***

Yıl 1937… Dumlupınar’da Zafer Bayramı töreni var. Kurtuluş Savaşımızın önemli komutanlarından İzzettin Çalışlar da törenlere katılıyor. Onunla birlikte 150’ye yakın kişinin şehre geldiği, törenlere katıldığını görüyoruz. Çalışlar törene katılanların da isteğiyle 1922 gecesinde yaşananları anlatıyor.Herkes coşkulu! Ama onun da bir isteği var… “Bir genç konuşma yapsın…” Adana Kozanlı bir genç kürsüye çıkıyor ve şöyle konuşuyor:

‘Bizim için 1922 zaferi ile yeni bir hayat başladı. Bu yeni bir doğumdur. Bu yüzden,ben 15 yaşındayım… Biz şimdi hepimiz 15 yaşındayız…”

 

***

Yıl 1938… 16 yaşında bir gencin gazetelerdeki yazısı karşımıza çıkıyor… ‘Şimşek çakmış, tufan başlamıştı. Kocatepe eteklerinden, dünyada eşi görülmemiş büyük okyanus dalgası öyle bir yaslandı ki o dalga denize ulaşıp yeşil İzmir’i Anadolu yakasına atmıştırBu sözlerin sahibi geleceğin Afyon milletvekillerinden olan, şiirleri ve kitapları ile yaşadığı dönemde zaferi anlatmış Osman Attila idi. 16 yaşında idi. Zaferin bir ucundan o da sımsıkı tutmaya başlamıştı.

“Bu yer tarihin başı, kim demiş işin sonu

Tarih, vatanı bağrına basmaktır Afyon’u”

diyordu şiirlerinde.

***

 

Yıl 1943… Törenlerde hep bir kadın ön plana çıkıyor. Herkesi organize ediyor. Konuşmalar yapıyor. Hatta o dönem kadın vekillerimizden Erzurum Milletvekili Nakiye Elgün ve Edirne Milletvekili Fatma Memik’in sürekli törenlere katılmasını sağlıyor. O kadın 1935 yılındaki seçimlerde Afyon milletvekili seçilen ve TBMM’de yemin eden ilk kadın milletvekili olan Mebrure Gönenç idi. Kurtuluş Savaşında zaferin mimarlarından olan kadınlarımızın meclisteki yansıması.

***

Yıl 1949… Afyon’da bir çocuk doğdu. Afyon Lisesi Müzik Öğretmeni Reyhan Dağpınar ile Yusuf Dağpınar’ın erkek çocukları dünyaya gözlerini açtığında güneş, sabahın ilk ışıklarını Afyon kalesine daha yeni ulaştırıyordu. Tarihler ise 30 Ağustos’u gösteriyordu.

  • Ne olacak çocuğun adı, diye sordu yakınları…

Çok düşünmediler:

  • ZAFER, dediler.

***

 

Sevgili Odak okuyucuları…

Yazılacak, anlatılacak o kadar çok şey var ki…

Allah sağlık verdikçe, bu satırlar bize açık oldukça, dilimiz döndükçe yazacağız.

Haftaya kaldığımız yerden “Bu Toprakların Zaferi” yazımızın ikincisi iledevam edeceğiz…

***

Bu vesile ile bir öneride bulunayım:

Zaferin 100.yılında 26-30 Ağustos 2022 tarihleri arasında doğan çocuklara aileler ZAFER ismini verse çok hoş olmaz mı?

“Adım Zafer! Çünkü, ben, zaferin 100.yılında doğdum!"