Yıl, 1922… 25 Ağustos’u 26 Ağustos’a bağlayacak geceye doğru adım adım yaklaşılıyordu.

Yer, Şuhut’ta günümüzün Zafer Yolu üzeri…

Mustafa Kemal, o gün Şuhut’taki Büyük Taarruz Karargâh evinden Çakırözü köyüne geçmiş ve Çadırlı Karargah’ta kalmıştır. Gece de buradan Kocatepe’ye doğru çıkacaktır.

***

 

25 Ağustos günü, Çakırözü köyünden Kocatepe’ye doğru tırmanan askerlerimiz de vardı.

Yol ise yol değildi.O zamanlar buralarda bir patika vardı. Küçük, ince, dar… Bir insanın, hayvanın bile buradan geçmesi zor olan bir yol.

Askerler, silahlar, cephaneler düşmana belli etmeden bu vadiden Kocatepe’ye ve düşmana taarruz edilecek mevzilere doğru yola çıkmıştı.

Gerçekten insan üstü bir gayret ile...

Zafer için her şey hazırdı.

Zafer için artık gündoğumu beklenecekti.

 

***

İşte 25 Ağustos günü taarruz için mevzilerine doğru giden askerlerden biri de Kurtuluş Savaşı gazisi Mehmet Ali Soy’dur.

Kendisi, 1975 yılında TRT’debir programa katılmıştır. Sunucu sormuştur: “O akşam, taarruz öncesi, ne yaşadınız?”

Mehmet Ali Soy o programda çok önemli bir olay anlatmıştır ki bu olay geçmişten günümüze Türk ordusunun, Türk milletinin bir kültür hazinesini ruhunda ve yüreğinde nasıl yaşattığının da kanıtı olmaktadır.

Bakın, Mehmet Ali Soy ne anlatıyor?

25 Ağustos ikindi vakti Mehmet Ali Soy ve arkadaşları Kocatepe’ye doğru ilerliyormuş. Belirlenen sürede zirveye çıkmaları gerekiyormuş; 15. Fırka 38.Alay…

O sırada bir kilometre yürüdükten sonra askerlerin yirmi metre önünden bir kurt hızlı bir şekilde geçmiş; yolun bir tarafından diğer tarafına… Evet, bir kurt…

Sancağın tam önünden geçmiş.

Korkmuşlar mı? Hayır! Tam tersine sevinmişler, mutlu olmuşlar.

Mehmet Ali Soy sevinmiş, arkadaşları da görmüş kurdu.

Sevinmişler, mutlu olmuşlar.

Birbirlerine sarılmışlar ve Zafer bizim olacak demişler.

Evet…

    --Zafer bizim olacak!

***

 

Mehmet Ali Soy, o gün Kocatepe yolundaki bu olayı, 1975 yılında, TRT’deki programda aynen bu şekilde anlatmaktadır.

Peki, askerlerimiz kurdu gördükten sonra neden zafer bizim olacak diye sevinmişler ki? Çünkü bilindiği üzere kurt Türklerde kutsal bir hayvandır. Nasıl Fransızların sembolü horoz, Rusların ayı ise Türklerin sembolü de kurttur.

Ergenekon Destanı’nda da kurt vardır. Türkler, demir dağı eritip Ergenekon’dan çıktıkları zaman önlerine Börteçine adı verilen bir kurt çıkıp Türklere yol göstermişti. Türk milletini, zor zamanlarında yerleşmeleri gereken yere kadar götürmüş ve gözden kaybolmuştur.

Özellikle, biz tarih öğretmenleri, sosyal bilgiler, Türkçe ve edebiyat öğretmenleri bu kültür hazinesini derslerimizde anlatırız.

Ders kitaplarımızda bu destan vardır.2022 yılında da öğrenciler bu destanı öğrenirler.Evet, destanı öğrenirler; güzel! Ama ya sonrası? İşte bu olay,bu destanın 20.yüzyılda milletin ruhunda yaşadığının kanıtıdır.

1922’de askerlerimiz gördükleri kurdu Ergenekon Destanındaki kurt ile ilişkilendirmişler ve ondan manevi bir güç almışlardır; tarihten güç almışlardır. Tarih, bunun için anlamlıdır.

***

 

İşte askerlerimiz taarruz öncesi, vadi üzerinde gördükleri kurdu da Türkleri zafere götürecek bir sembol olarak görmüştür.

Burada asıl önemli olan şey, binlerce yıl öncesindeki bir geleneğin, bir sembolün, bir kültürel unsurun binlerce yıl sonra bile bu topraklarda devam ettirilmesidir.

 

***

Ergenekon’dan çıktıktan sonra Türklere yol gösteren bozkurt, Kocatepe yolunda, zafere giden yolda askerlerimize görünmüştür.

Kurdu görünce ‘Zafer bizim olacak!’ diye birbirine sarılan askerlerimizin, kurt ile zaferi ilişkilendirmesi ve anlamlandırmasının ne kadar doğru olduğu ise kısa bir süre sonra kanıtlanacaktır.

26 Ağustos sabahı Kocatepe’den başlayan taarruz sonrası Yunanlar çekilmiş, Afyon 27 Ağustos’ta kurtarılmış, düşman Dumlupınar-Çalköy civarına çekilmiştir.

30 Ağustos’ta Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni kazanan Türk ordusu, 9 Eylül 1922’de Yunanları İzmir’den denize dökünceye kadar takibini sürdürmüştür.

***

 

Zafer Yolu’ndaki bozkurt Türk ordusuna zaferi müjdelemiştir.

Zafere götürmüştür.

Zafer Türk ordusunun olmuştur.

***

Bu haftaki yazımı sizi, 27 Ağustos 1936tarihine götürerek bitireyim. Haber gazetesinin sütunlarına İsmet İnönü’nün 1922’de Büyük Taarruz’un başlaması ve Afyon’un kurtuluşu ile ilgili olarak dile getirdiğişu sözleri yansıyor: “Türklerin Afyon ovasına inme hamleleri Ergenekon efsanesini 20. yüzyılda meydana getiren gerçek bir belirtidir.”

***

Dün; okuması bilinirse bugüne ve yarına güç verir.

Bugün ve yarın güçlü olmak için de dünü bilmek şarttır.

Zaferi müjdeleyen köklerimizi ruhumuzda hissettiğimiz sürece “Zafer Bizim Olacak!”