Darbe... 27 Mayıs 1960... Mahkeme... İddianame... Tanık ifadeleri... Suçlamalar... Avukatların yaptıkları savunmalar... Ve...
Karardan önce, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın, Başbakan Adnan Menderes'in... Yargılananların... Son sözleri... Şahsi savunmaları.
Bayar'ın savunmasından satırbaşları:



 Henüz 23 yaşında iken politikaya atıldım (Abdülhamid dönemi.)
 Bana o zaman, 'Bunun sonunda ölüm vardır' demişlerdi.
 Hakkımda ölüm kararı verebilirsiniz... Mağdur olarak ölmek, şehit olmak demektir.

***


Adnan Menderes
İstiklal madalyası sahibi Başbakan, "Vatana ihanetle" suçlanıyor. Savunması, yaşananlara isyan:



Ne yazık ki, siyaset hayatının seyyal heyecan dalgaları bizi şimdi vatana ihanet ithamının pençesine atmış bulunuyor.

***


Hasan Polatkan
Maliye Bakanı olarak, "Yurt dışına çıkmak isteyen muhalif gazetecilere döviz vermemekle" suçlanıyor.
Şahsi savunmasında... Kime, kaç dolar verildiğini, isim isim sayıyor:



 Akis Dergisi sahibi Metin Toker'e... Bin dolar.
 Yeni Sabah Gazetesi sahibi Safa Kılıçlıoğlu'na... Bin dolar.
 Hürriyet Gazetesi sahibi Sedat Simavi'ye... Bin dolar. Oğulları Erol Simavi ile Haldun Simavi'ye 1000'er dolar.
 Cumhuriyet Gazetesi sahiplerinden Nadir Nadi ile Doğan Nadi'ye 5 bin lira karşılığı dolar.
Liste... Uzayıp gidiyor... İddia makamı ve mahkeme heyeti, suspus.

***


Bahadır Dülger
Erzurum milletvekili... Gazetelerde yazı yazıyor... İdamla yargılanıyor.
Mehmet Dülger dostumuzun babası... Şahsi savunmasından 2 cümle:



 Sayın Başsavcı, Zafer Gazetesi'nde intişar etmiş (yayımlanmış) yazılarımın seviyesiz bir partizanlığın ifadesi olduğunu işaret ettiler.
 Bu sözleri kendilerine iade ederim.

***


Hamdi Ongun
Isparta milletvekili... Şahsi savunması... Son sözleri:



Siyasetin nankör ve insafsız olduğunu bilirdim... Fakat bu derece gaddar olacağını düşünmemiştim.

***


Faruk Nafiz Çamlıbel
İstanbul milletvekili... Ünlü Han Duvarları şiirinin yazarı... Yassıada...
Kişisel savunma:



 Millet Meclisi'ne girinceye kadar fakir bir memleketin şairi, girdikten sonra da fakir bir memleketin mebusu olduğumu asla unutmadım.
 Demokrasi yolunda kazanılan bir şerefin diktatörlük uğrunda sarf edilmesi, şuursuzca bir israf olur kanaatindeyim.
Unutmadan... Büyük şairin Yassıada'da yazdığı şiir; Zindan Duvarları.

***


Ahmet İhsan Gürsoy
Kütahya milletvekili... Celal Bayar'ın damadı... Nilüfer Gürsoy'un eşi.
Şahsi savunmasında, "Demokrat Parti iktidarının diktaya gittiği" iddiasına şu yanıtı veriyor:
 Milattan 5 asır önce yaşayan Yunan mütefekkir ve ediplerinden Euripides şöyle demiştir: Demokraside hakikatler, yerini demagojiye terk ederse, cemiyet süratle anarşiye kayar.
 Demokrat Parti iktidarı diktaya gittiği için değil de, demagoji ile mücadele etmesini bilmediği için buradadır.

***


Rüştü Erdelhun
O rgeneral... Genelkurmay Başkanı... Yassıada'da yargılananlar arasında.
Şahsi savunmasında, mahkeme heyetine soruyor:
Acaba şimdi ben bizzat ihtilal yapmadığımın veyahut ihtilal yapanlara mukavemet tedbirleri almadığımın cezasını mı çekiyorum?

***


Samet Ağaoğlu
Manisa milletvekili... İdamı isteniyor... Suçu, iki diktatöre yardım... Bayar ile Menderes'e.
Şahsi savunma... Satırbaşları:



 Bir dikta rejimini kurmuş olanlara yardım etmek suçu ile itham ediliyorum ve idamım isteniyor.
 Elinizde benim ve şu mebuslardan herhangi birinin, Bayar- Menderes ile dikta rejimini kurmak, bu maksatla Anayasa'yı tebdil ve tağyir etmek için anlaştıklarını gösteren tek vesika yoktur.

***


Hayati Ülkün
Nevşehir milletvekili... Anayasa'yı ihlal ile suçlanıyor... Şahsi savunma... Söylediklerinden bir demet:
 İhtilal, millet adına ve millet için güttüğünü kabul ettiği davada, rey verenleri cahil ekseriyet (çoğunluk) sayarak, yegâne milli hakkı ve yegâne hak kaynağını, yani milleti inkâr etmektedir.



 Asıl suç bu değil mi?
 Öyle okumamış kimseler var ki, önünde hep beraber eğilmeliyiz.
 Öyle okumuş kimseler var ki -zulmeti beyza- telin edelim hep beraber.
 Onca vatan hizmetinden sonra, Klemanso'ya muarızları hırsız, vatan haini diye hücum etmişlerdi... Onlara, yalan diye cevap verdi.
 'Tarih tekerrür eder' derler... Ben de aynı cevabı tekrarlıyorum... Yalan.
 Mahkemeniz beni mahkûm edebilir.
 Fakat milletin, kanunun, adaletin vicdanından ayıramaz.

***


Haluk Şaman
Bursa milletvekili... Devlet Bakanlığı yaptı... Ve Çalışma Bakanlığı... Şahsi savunması:



 Osmanlı İmparatorluğu'nun, vezir kellelerinin sık sık düştüğü karanlık devreleri dâhil, tarihimizin hiçbir devrinde devlet adamlarının başının bu kadar ucuza talep edilmiş olduğunu zannetmiyorum.
 Zindanlarda çürümek veya sehpalarda can vermek politikacıların kader defterinde yazılıdır.

***


Yarın... 27 Mayıs
Yüzlerce milletvekili... Yüzlerce kişisel savunma...
Hepsinden söz etmeye kalksak... Ciltlere sığmaz... Günlerce değil, aylarca yazmak lazım.