İstemiyoruz... Yazılı, görsel, sosyal medyada sansür istemiyoruz.
Sansürün her türlüsüne karşıyız. Sınırsız özgürlükten yanayız.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop'a bunları söyledik... Ve daha fazlasını... Sansür, olacak iş mi?

***


Sorumsuzluk medyası
Daha önce de yazmıştık... Geçenlerde (31 Mayıs Salı) tekrarladık... Bir sosyal medya hikâyesi... Mustafa Şentop okumuş... Yine de anlattık:
 2018... Birisi... Cemil Çiçek'in adını kullanarak sosyal medya paylaşımı yaptı.
 Paylaşım... AK Parti, dolar, ekonomi eleştirisi... Zehir zemberek.



 Oysa... Cemil Çiçek'in sosyal medya hesabı yok... Bu mecra ile uzaktan yakından ilgisi hiç yok.
 Cemil Bey, yargıya başvurdu... Araştırıldı... Mesajı gönderen Polatlı'da bulundu.
 Yargılandı... Mahkûm oldu.
 Ama... Mesaj kısa aralıklarla... Birileri tarafından... Paylaşılıyor.
"Sayın Meclis Başkanım" dedik... Ve sorduk:
1. Sansüre karşıyız... Özgürlük istiyoruz... Amaaa... Cemil Bey'in adını kullanarak mesaj atanların hiç sorumluluğu olmayacak mı?
2. Yalan... İftira... Hakaret... Sahte hesaplar... Sürüp gidecek mi?
3. Delinin biri kuyuya bir taş atıyor... 40 akıllı çıkarmak için uğraşıp duruyor... Avukat tutuyor... Mahkemeye gidiyor... Masraf ediyor... Bu işin sonu ne olacak?

***


Mustafa Şentop dedi ki...
Başkan Mustafa Şentop'un sözleri... Kelimesi kelimesine...
 Düşünce açıklama, ifade özgürlüğü herkesin hakkı.
 Ama ifade özgürlüğünüzü kullanırken, başkalarının haklarını ihlal ediyorsunuz... Söylenmemiş bir söz üzerinden kişinin siyasi itibarıyla oynuyorsunuz, duruşuyla ilgili ithamda bulunuyorsunuz.
 Daha ileri gidenler var. Hakaret edenler, küfredenler... Bu özgürlük değildir.
 Başkasının özgürlük alanına tecavüz etmiş oluyorsunuz.
 Kamu düzeni kurulurken, kanunlar yapılırken bu dengeyi göz etmek lazım.
 Herkes fikrini, görüşünü açıklasın. Eleştiri elbette olabilir.
 Ama iş hakaret noktasına varınca, bu kez başkasının özgürlük alanına girmiş, ihlal etmiş oluyorsunuz.
 Herkes aynı şeylerden şikâyetçi.

***


Dünyanın ortak şikâyeti
Bitmedi... Meclis Başkanı Mustafa Şentop, bir örnek verdi... Paylaşalım:
"Viyana'da, dünya parlamento başkanları toplantısına katıldım.
Üç temel başlık vardı. Bir tanesi yalan haber, manipülasyon.
Biz teklif etmedik. Onlar gündeme koymuş.
Avusturya meclis başkanı, konuşmasında, sosyal medyadan şikâyetçi oldu.
Meksika'dan senatörler aynı şeyi söyledi.
Afrika'dan Togo meclis başkanı hanım, aynı şeyleri aktardı.
Ben de benzer sözleri dile getirdim.
Bütün dünyada aynı. Herkesin şikâyeti ortak."

***


Yalnız değilsiniz
Başkan Şentop, devam etti:
"Teknoloji çok yeni ve çok hızlı geliştiği için insanlar teknolojiyle beraber bu işin kurallarını, ahlakını birleştiremediler.
Psikolojisini de birleştiremediler.
Telefonu eline alan, odada yalnız ise mesaj yazarken, kendisini yalnız zannediyor.
Halbuki yazdığı, bütün dünyanın okuduğu mesaj oluyor.
Yalnız değil ama bunu hissetmiyor o esnada.
Aklı başında bir insanın yazmayacağı mesajlar paylaşılıyor."

***


Gözden kaçan boyut
Meclis Başkanı Mustafa Şentop, "Gözden kaçan bir boyut daha var" dedi... Ve ekledi:
 İfade hürriyeti ile ceza arasındaki ilişkinin üçüncü boyutu.
 İfade özgürlüğünü, kendimize ait bir alanda kullanmıyoruz ki.
 Düşünce, fikir yazılarını, çokuluslu ticari şirketlerin açtığı AVM benzeri alanda kullanıyoruz.
 Onların kendilerine göre algoritmaları var.
 Mesela benim yazdığım bir yazının çok kişiye ulaşmasını engelliyor.
 Veya bir başkası eleştirdiğinde ses çıkarmıyor.
 Bunun hem ticari boyutları var hem de siyasi boyutları.
 Bunlar bazı ülkelerde yaşandı.
 Nijerya'da yapıldı. Yayımlanan mesajlar ile bazı partilerin önünü açıyor, bazılarını engelliyor, kapatıyor.
 Dolayısıyla, ulusal hukuk düzenlemelerini tanımak istemeyen çokuluslu şirketlerin de burada önemli bir payı var.
 Hukuki düzenlemeler biraz da onlara ilişkin ve çok önemli bence.
 İnşallah başarırız.
 Şikâyete gelince, herkes, kendisine yapılınca şikâyetçi oluyor ama başkalarına yapıldığında normal diyor.

 

***


Nokta
Yazımızın başında vurguladık... Sansüre hayır... İlle de özgürlük.
Ama... Çöpçülerin özgürlüğü değil.
Gecenin bir vakti sokak temizleyen emekçilerden söz etmiyoruz.
Sözümüz... Sosyal medyayı çöplüğe çevirenlere... Çöplüğü eşelemeyi marifet zannedenlere... Onur fukaralarına.