Son günlerde... Nereye gitsek aynı yakınma... AfyonkarahisarAksaray, Kapadokya... Çarşıda, pazarda... AVM'de, lokantada... İnsanlar, siyasetteki "yüksek gerilimden" rahatsız. Birlikte Beypazarı Festivali'ne gittiğimiz Cemil Çiçek'e bu gözlemimizi söyledik.
Çiçek, siyasette sakin güç... Deneyim küpü... "Aksakallı" tabir edilen, "akil adam." Uzlaşmacı... Saçını siyaset yollarında ağarttı... Dedi ki:
- Seçim harareti çok erken başladı.



1. Doğru... Sanki iki ay sonra seçim varmış gibi bir havaya girildi.
2. Yanlış... Olmaz ki, bir yıl sonraki seçimin tansiyonu şimdiden böylesine yükseltilmez ki.

***


Çözümsüzlük... Gevezelik
Eski Bakan, Başbakan Yardımcısı, Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek, "Televizyonlarda üç yıldır seçim konuşuluyor" dedi:
 Oysa seçimin ne zaman yapılacağı belli.
 Her şeyin kuralı var... Yasalarda yazılı.
 Yine üç yıldan bu yana cumhurbaşkanlığı seçimi tartışılıyor... Kim aday olacak, kim olmayacak? Yerli yersiz yorumlar yapılıyor.
 Böyle bir ülkede sorun çözülmez ki.
 Siyaset, sürekli sorun konuşmak değildir... Sorun çözmektir.
 Sorunu, çözümsüz hale getirmeye çalışmak, çözüm önermeden sürekli konuşmak, gevezelikten başka bir şey değil.

***


Kitabın ortasından
Sabah-akşam... 7/24... TV'lerdeki tartışmalar... İncir çekirdeğini doldurmayacak konuşmalar... Yüksek tansiyondan beslenmeye çalışanlar... O kadar çok ki.
Cemil Çiçek, kitabın ortasından bir çift söz söyledi:
 Bütün bunlar toplumu, Kovid-19 kadar geriyor.
 Evet, seçimde belli bir gerginlik olur... Ama her şey kırılıp dökülmez ki.

***


Akıl... Duygu
Beypazarı sohbeti... Siyaset nasıl yapılır? Cemil Çiçek, "İki türlü yapılır" diyerek söze başladı:
 Birincisi... Akla dayalı siyaset.
 İkincisi... Duyguya dayalı siyaset.
 Geride kalan 100 yıllık sürece bakacak olursak, bizde ikincisi öne çıkıyor... Duygu eksenli siyaset.
 Ve bu da gerilimi artırıyor.
 Akılla yapılmayan siyaset, ülkenin başına dert açar.
 Maalesef, aklı en az kullanan toplumlardan biriyiz.

***


'Ve üçüncüsü'
Cemil Çiçek, "Birincisi... İkincisi" dedikten sonra... Sözüne, "Üçüncüsü" diyerek devam etti:
 Siyaseti ahlaktan soyutlayarak yapmak, toplumun birlik ve beraberliğine de, siyaset kurumuna da zarar verir.
 Ahlak çok önemli... Kendin için istediğini, başkası için de iste.
 Bunun aksi de söz konusu... Kendin için istemediğini, başkası için de isteme.
 Bu tanım doğruysa... Ki bu bir hadis... Bu görüşü hiçe sayarsak, işimiz zor.
 Üzüntüyle görüyor ve söylüyorum ki, elimizden de, dilimizden de zarar gelen bir süreci yaşıyoruz.

***


Dikiş noktalarına jilet
Hangi siyasetçi, ülkenin hangi köşesinden? Kim, hangi mezhepten? Kim, hangi etnik kökenden? Bugün siyasetin gündemine gelecek konular bunlar mı?
Bir parti liderinin Alevi oluşunu siyaset malzemesi yapmak modern Türkiye'ye yakışıyor mu?
İnsanların, ağızlarından çıkacak söze dikkat etmeleri çok mu zor? Konu açılınca Cemil Çiçek, dedi ki:
 Toplumun dikiş noktalarına jilet atıyoruz... Çok tehlikeli.
 Etnik siyaset... Mezhepsel siyaset... Birbirimize bu yoldan hakaret... Sonunda ülkenin birlik, beraberlik, kardeşliğine büyük zararlar verir.
 Bunu görememek, siyasi körlüğün ta kendisidir.

***


Atölye çalışması
Beypazarı'nda... Cemil Çiçek'ten bir süre ayrıldık.
Cemil Bey, Belediye Başkanı Tuncer Kaplan ile birlikte Hırkatepe Köyü'ne gitti... Gazi Gündüzalp'i anma etkinliklerine katılmaya... Ok atmaya, demir dövmeye.
Biz de atölye çalışması yaptık... Editörümüz Yaşar Önel ile birlikte.
Tarihi Taş Mektep'te oturduk... Festival için AnkaraEskişehirBursaDüzceBolu... Çevre ilçelerden gelenleri dinledik.
 Kemal Kılıçdaroğlu'nun Aleviliği üzerinden siyasi tartışmalar... Yorumlar... Eleştiriler... Eskişehirli bir kadın öğretmen dedi ki: "Tamamen zevzeklik... Terbiyesizlik."
 Herkes, kafasına göre eleştiriyor... Ekonomi... Döviz... Akaryakıt fiyatları... Ama yine herkes, "Eleştirinin hakaret boyutuna varmasına tepkili."
 Siyasi tansiyon... Yüksek gerilim... Savunan çıkmadı... Düzceli bir mühendis, "Ses yükseltmek... Yalan söylemek... Ona buna sövmek, zavallılığın belirtisidir" dedi... Çevredekilerden, "Bravo" ve alkış aldı.