Bitmeyen yara, tükenmeyen acının adı Doğu TÜRKİSTAN…

Müslüman olduğunu belli ettiğin anda direk hapishane vizesi alınan bir coğrafya da nefes almayı denediniz mi hiç?

Sağ el parmağına yüzük taktığı için hapse atılan kardeşlerimiz.

Hani hep deriz ya “Çin işkencesi”

Dinden dönmek adına akıl almaz işkenceler… 24 saat süren bitmeyen cinsten!

Empoze ederek asimile etmeye çalıştıkları Uygur Türkü soydaşlarımızın çocuklarına Komünist Çin Rejiminin zorla öğrettiği üç cümle şunlardı…

“Çin Başkanı yücedir”

“Allah (haşa) yoktur”

“Çin Başkanı vardır”

Aileleri göz önünde tutmak için Çin rejimi askerlerinin Uygur Türklerinin evinde zorla kaldıklarını biliyor muydunuz?

“Annen ile kız kardeşinle yabancı bir erkeğin aynı evde yaşaması” düşüncesi bile ne kadar kan dondurucu…

Hapishane de ibadet etmek zaten mümkün değil. Abdest teyemmümle namaz göz imasıyla kılınıyordu.

Hapishanede hayvana verseniz yemeyecek yemekleri yemenin de bir şartı vardı. “Allah yoktur, Çin Başkanı yücedir”

 

İşte Doğu Türkistan… Müslüman ümmetin kanayan yarası...

Allah onlara Hz. Bilal’in sabrını versin.

Kendinize bir sorun. “Doğu Türkistan zulmü, internette birkaç fotoğraf gördüğümüzde bir kaç saniye üzüldüğümüz akabinde kendi basit dertlerimizle şımarıklığa devam ettiğimiz kadar mı önemli bizim için.”

Hani bütün müminler kardeşti?

Hani komşumuz açken bile tok yatan bizde değildi…

Kardeşlerimiz ölüyor.

Soydaşlarımız ölüyor.

Dindaşlarımız ölüyor!

Nasıl bir ümmetin en büyük sorunu sıkılmak olabilir?

Derttir insanı var eden! İçin yanacak ki anlayacaksın kardeşinin çektiklerini…

 Bu yazıyı okuyan sen! Ne zaman düşüneceksin kardeşlerini? Kardeşlerimiz acı çekerken bizler nasıl da uyuşturulmuşuz? Bunun sebebi bizlere sorulmayacak mı sanıyorsunuz? Kalbimizi saran gaflet perdesini ne zaman yırtacağız!

“İyi de ben ne yapabilirim ki” deme… Ne diyordu Rahmetli Erbakan Hoca “Bir çiçekle bahar gelmez ama her bahar bir çiçekle başlar”

Zalimler için yaşasın cehennem!

Zalimler için yaşasın cehennem!

Zalimler için yaşasın cehennem!

Bir Müslüman başı önde gezemez… Sen susmazsan tüm susanlarda konuşmaya başlayacaktır. Mesafelerin bir önemi yok bizim kardeşliğimiz bir, kıblemiz bir, elimizi açtığımızda dilendiğimiz yaratıcı bir…

Allah tuzak kuranların şüphesiz ki en hayırlısıdır!

Ve sen Doğu Türkistanlı mazlum kardeşim! Belki bizleri duymuyorsun ve çok acı çekiyorsun. Sana karşı mahcubuz kardeşim. Asla yeisse düşme! Unutma kardeşim Ne zulüm varsa Allah zalimi elbet kahreder! Ne olur unutma! Bir gün sende özgür olacaksın! Bir gün senin de minarelerinden en gür seda ile o cümleler yükselecek!

“Allah birdir! Muhammed O’nun kulu ve elçisidir!”

 

Toplama Kampları

Eğitim ve rehabilitasyon merkezleri…

Bu Komünist Çin Rejiminin toplama kamplarına verdiği isim. Toplama kamplarında asimile edilmeye çalışan Uygur Türklerinin varlığı yakın bir zamanda dünya medyasına yansımıştı.

Bölgede hiç bir Uygur Türkü yok ki ki trajik bir hikayesi olmasın…

Ya katliam mağduru ya sürgün mağduru…

İnsan hakları coğrafyada resmen katlediliyor…

Peki, Çin bunu neden yapıyor? Neden Özerk bölgede Çin işgali zulümle donatılmış vaziyette…

Çin’in “İpekyolu” projesi…

Zulmün ana nedeni bu aslında. Zira Doğu Türkistan bağımsız olursa Çin’in İpekyolu projesi hayal olacak.

2015’den beri beş milyon civarında Doğu Türkistanlı vatandaş eğitim veriyoruz adı altında asimilasyon niyetinde. Kamplar; çocuklar, gençler ve yetişkinler olarak ayrılıyor. Artan zulümler, tecavüzlere daha ne kadar dayanılır, daha ne kadar sessiz kalınır bilemiyorum!

Sanırım sorulması gereken tek soru şu!

Doğu Türkistan’da bu zulüm yaşanıyorken bizler bu zulme nasıl ve ne derece karşı koyabiliyoruz…