Beyaz feminizmin “batı dışı toplumları yansıtmadığı”, “feminist dalgalar metaforunun evrensellik iddiasının yanlış olduğu” ve “batı dışı toplumların kadın mücadeleleri batıdaki mücadeleye benzemediği için kadın mücadelesinin dışında sayılmayacağı” argümanları uzun zamandır bilinen ve literatürde yer edinmiş birer gerçeklik.

Fakat ana akım söylemini bu argümanların tam tersi domine ediyor. Filistinli kadınların mücadelesi neden “ağlayan anne” imgesi dışında görünmezdir? Yaşayan, konuşan, tartışan kadınlar neden ana akım medyada yer almaz? Savaşların toksik maskülenliğinden şikayet edip ciltlerce kitaplar yazan feministlerin gözünde bile Gazzeli kadınları görünmez kılan nedir? Neden Filistinli kadınlar kadın mücadelesinin bir parçası olarak görünmüyor? Gazzeli kadınlar için "Black Lives Matter" eylemlerine katılmış siyahi kadınlar, toplumları tarihsel olarak batılılar tarafından silip süpürülmüş Amerikalı yerli kadınlar, hatta ailesi Yahudi soykırımından kurtulmuş ve aile hafızasında soykırımın ne olduğunu bildiği için bu suça ortak olmak istemeyen Yahudiler, yani ana akımın dışında kalan kim varsa ses çıkarırken ana akımda temsil edilmek neden bu kadar zor?

TÜM BEYAZLAR İÇİN YABANCILAŞTIRILMIŞ OBJELER

Konuyu kapitalist toplum, sermaye yapısı, tarihsellik, hegemonya gibi birçok açıdan ele alabiliriz. Ben sosyal medyada gördüğü halde Gazzeli kadınlarla empati yapamayan Batılıların “yaşam tarzı saplantısı” üzerinden konuyu ele almak istiyorum. Filistinli kadınlar varoluşları, görünüşleri ve davalarıyla dünyanın geri kalanıyla empati yeteneğini kaybetmiş tüm beyazlar için yabancılaştırılmış objeler. Bütün Müslümanların heykel kıran, kadınların eğitimini engelleyen ve yeri gelince de orantısız şiddete maruz bırakan olarak resmedildiği bir popüler kültürde Gazze’de doktorluk yapan, hayat kurtaran, dünyaya İngilizce kendini anlatan kadınlar dikkat çekmiyorlar. Öncelikle Filistinli kadınlar “fotojenik” değiller. Ama Ahed Tamimi gibi “fotojenik” de olsalar bir şey fark etmiyor; yaşam tarzı zihin dünyasını da kapsayan bir konu.

SİLAHLANDIRILMIŞ KIZLAR HENÜZ ÇOCUK YAŞTA!

Bu durum, Orta Doğu’da doğrudan Amerika’nın maşası gibi hareket eden YPG’nin Batıların desteğini almak için kadın teröristleri sarı saçlı kızlardan seçmesi örneğinde de görülebilir. Batı'da “direnişçi” olarak epey sükse yapmasına karşın bu idealize ettikleri silahlandırılmış kızların henüz çocuk yaşta olmaları kimsenin dikkatini çekmiyor. Orada bir yerde birileri -müttefikleri de olabilir- çocuk yaşta ölebilir. Bu tarife üstelik Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) doğrudan desteklediği, donattığı, eğittiği bir grup için uygulanıyor. Filistinliler üstüne üstlük Amerika’nın desteklemediği bir davanın içindeler. Yani Filistinli kadınların direnişi, estetiğini pazarlamanın imkansız olduğu bir direniş.

4 polis gözaltına alındı! 4 polis gözaltına alındı!

Batı medyasının Müslüman kadınları görme biçimlerinin genelde oryantalizmden kurtulamadığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu, ne yazık ki kadınların görünme biçimlerine itiraz eden feministlerin de Müslüman kadınları görmediği bir dünya. Medya gerçekleri görmeye karar verdiğinde de onu kendi elindeki araçsallaştırmalarla milliyetçilik, vatanperverlik tartışması içinde gerçekçi olmayan bir düzleme taşıyor. Vatan sevgisi ve müdafaası kadınlar açısından eril bir tahakküm olarak kabul edildiği için işgalcinin realitesi hep araya kaynayıp gidiyor. Bu konuyu aşmak için yazıda bahsettiğim endişelerin dürüstçe ortaya konduğu pek çok akademik çalışmanın ve entelektüel çabanın varlığını da inkar edemeyiz. Ama bugün görüyoruz ki ana akım söylem, gençlerin zihinlerini şekillendiren değer yargılarına, kitleleri yöneten söylemlere, bunca akademik yayına ve bütün entelektüel çabaya rağmen yine de egemenlerin kavramları ile ve ezilenlerin realitelerini anlama ihtiyacı duymadan gelişiyor ve çoğunlukla da işgalcinin amacına hizmet ediyor.

Kendisini özgürlükçü olarak konumlandıran, iktidar, eşitlik, adalet, savaş gibi kavramlara alternatif bakmaya çalışan pek çok Batılı gazetecinin Müslüman kadın temsilinde tamamen sabit fikirli bir Amerikan askeri gibi düşünmesi ne acıklı. Neyse ki Filistinli kadınlar mücadelelerinin herhangi bir dergide Gal Gadot gibi bir “süper kahraman” figürü çıkarıp çıkarmadığını umursamıyorlar. Belki bu yazı bile onlar için anlamsız. Bu haliyle Batılıların hayal dünyasını, zihnini ve modern dünyanın kahraman kadın özneliğini gönüllü olarak Gal Gadot’a bırakmışlar. AA