Bozkuş'a göre, devletlerin güvenlik yapıları, istihbarat ve beka politikaları üzerinden şekilleniyor. Bu, onların terör ve diğer eylemleri önlemek, bilgi toplamak ve gerekli önlemleri almak için çalışmalar yapmasının temelini oluşturuyor.
Terör eylemlerinin günümüzde uygulanma ve kullanma şekillerinin, istihbarat yapılarının yeni politikaları doğrultusunda değiştiğini belirten Bozkuş, eylemlerin artık çok daha karmaşık yapılarda ve çeşitli kanallar üzerinden yürütüldüğünü belirtti.
Sosyal medya aracılığıyla haberleşme, finansal desteklerin kayıt dışı dijital ortamlar üzerinden sağlanması, iç destek mekanizmaları, toplumdaki düşmanlıkları körükleme ve korku seviyesini artırma politikalarından bahsederek, terör örgütlerinin stratejilerinin çeşitlenmiş durumda olduğuna dikkat çekti.
Terör saldırılarının genelde sömürülen ülkelerde gerçekleşmesinden bahseden Bozkuş, sömürgeci devletlerin kendi sistemlerini güçlendirmek için sürekli kriz ve kaos ortamına ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
Bozkuş, terör örgütlerinin bölgesel olarak sorunlu bölgelerde örgütlendiğini, özellikle Ortadoğu, Kafkasya ve Afrika'nın terör örgütü destekçilerinin odağında olduğunu belirtti. Batı'nın bölgedeki gelişmişlik ve bilinçlenmeye karşı çıktığını, çünkü bu durumun kendi çıkarlarına zarar vereceğini düşündüklerini vurguladı.
Mehmet Bozkuş, teröre karşı mücadele eden ülkelerin birlikte hareket etme zorunluluğunu savundu. Terör ve terörist çeşitliliğine dikkat çeken Bozkuş, Batı'nın yeni kazanımlar elde etmek için sürekli olarak kriz ve kaos yaratma politikaları güttüğünü iddia etti.
Son olarak, Bozkuş, bölgesel güç merkezlerinin oluşturulmasının ve teröre karşı koordineli global yapıların kurulmasının, etkili bir terörle mücadele stratejisinin anahtarı olduğunu öne sürdü. Bu mücadelede her ülkenin terör ve teröristle karşı karşıya kalabileceğini vurgulayarak önemli bir uyarıda bulundu.
