Abdullah Kaptan Konferans Salonunda düzenlenen Mebusan Meclisi’nden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne “Milli Egemenlik” başlıklı konferansta; Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sibel Yazıcı ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı Öğr. Gör. Gülden Yürektürk konuşmacı olarak yer aldı. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sibel Yazıcı, “Mebusan Meclisi’nden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Parlamenter Sistem” konusunu anlattı. Parlamenter sistemin demokratik katılımın önemli ögelerinden bir tanesi olduğunu söyleyen Yazıcı,  parlamenter sistemde yürütme erkinin yasama erkinden kaynaklandığı ve parlamenter sistemin anayasal demokrasi tipi olarak tanımlandığını ifade etti. Yazıcı,  “Parlamenter sistem, hükümetin parlamento içinden ve parlamentoda bulunan milletvekillerinin çoğunluğun oyları ile seçildiği ve onların güvenini sağladığı sürece de yönetimde kaldığı yönetim biçimidir. Geçmişe dayalı derinliği olan bir sistem değildir. Her ne kadar dünyada 1215 Magna Carta, parlamenter sistemin başlangıcı kabul edilse de burada krala karşı feodal beylerin hak kazanımı süreci söz konusudur ki daha sonra Fransa’da devam ettirilmiştir. Sistemin içinde bugünden çok daha farklı olarak; daha çok danışman üyeliği veya kralın kendisine eş değer gördüğü güçlerle bir müzakere sürecini yürüttüğü bir sistem olarak tanımlanmıştır” diye konuştu.

200 Yıla (1)

Kurum İdari Kurulunda talepler dinlendi! Kurum İdari Kurulunda talepler dinlendi!

OSMANLI ZAMANINDA TANIŞILDI

Osmanlı Devleti’nin 1876 yılında Kanuni Esasi ile parlamenter sistemle tanıştığını kaydeden Yazıcı şunları söyledi:  “Kimi tarihçiler bunu parlamenter sistemin tam başlangıcı olarak değerlendirmedikleri için oradan başlattığımızda 200 yıla yakın bir parlamenter sistem geçmişimiz var diyebiliyoruz. Ama bunun ne yazık ki bölünmüş ve devamlılığı sağlanamamış bir sistem olmasından dolayı da milat olarak 1908 yılını değerlendirmeye alıyoruz. Parlamenter sistem, anayasal sistemin de işlevliğini sağlayan bir durum ama biz önce anayasayı ilan ediyor daha sonra parlamentoyu açıyoruz. Bu anlamıyla da bir monarşik süreç işliyor. Tam demokratik süreç, halkın katılımı ya da milli egemenlik dediğimiz sistemden ziyade padişaha olan baskılar ya da padişaha şart koşularak iktidara getirilmesinin sonucunda geçte olsa Osmanlı parlamenter sistemi 1876 yılında hayata geçirilmiş oluyor. 1876’daki sistem ne olursa olsun bir başlangıç oluşturuyor. Monarşiyi kısıtlayabilmek adına bir başlangıç.” Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı Öğr. Gör. Gülden Yürektürk ise “Ulusal Egemenlik Kavramı ve Birinci Dönem TBMM’nin Çalışmaları” konusunu anlattı.

Editör: Fadime Özkaran