Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Avrupa’nın 2050 Karbon nötr hedefi doğrultusunda hazırlanan “Avrupa Yeşil Mutabakatı”nın tekstil ve hazır giyim sektörlerini doğrudan etkileyeceğini söyledi. “Bu yöndeki çalışmaları yakından takip ediyoruz. Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi, sürdürülebilir üretim modeli bir seçenek değil, bir zorunluluk haline geldi. Türkiye’nin AB’nin en büyük ikinci tedarikçisi olduğunu, tekstil ihracatımızın yüzde 50’sinin, hazır giyim ihracatımızın ise yüzde 70’inin Avrupa ülkelerine gerçekleştiğini dikkate aldığımızda, ülke olarak sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi alanında geri kalma gibi bir lüksümüz yok. Tüm paydaşlar olarak bu güçlü konumumuzu korumanın yolu Yeşil Mutabakat yükümlülüklerini yerine getirmekten geçiyor. Sürdürülebilirlik denince akla ilk gelen ülkelerden olan Finlandiya’nın konuyu ele alış biçimi, yenilikçi çözümleri ve üreticilerden beklentilerini öğrenmek bize ışık tutacak.”

Avrupa’nın vazgeçilmez tedarikçisi konumuna getirecek

Sertbaş’a göre Türkiye hazır giyim ve tekstil üreticilerinin gerek kapasiteleri gerekse iş yapış şekilleri Finli firmaların beklentileriyle örtüşüyor. “İşletmelerimizde sürdürülebilirlik, döngüsel ekonomi ve döngüsel tasarım alanlarında yaptığımız dönüşümler ve Avrupa’ya olan yakınlığımız bizi Avrupa’nın vazgeçilmez tedarikçisi konumuna getirecek. Birlik olarak 2020 yılını ‘Sürdürülebilirlik Yılı’ ilan ettik, 2021 yılında da çalışmalarımıza ara vermeden devam etmekteyiz. Faaliyetlerimizden kısaca bahsedecek olursak; dünyanın en büyük sivil sürdürülebilirlik inisiyatiflerinden biri olan Global Compact’a üye olduk. Konuyla ilgili çeşitli webinarlar ve eğitimler düzenledik, düzenlemeye devam ediyoruz. Ticaret Bakanlığımızın desteği ve 22 firmamızın katılımıyla Hazır Giyim Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi UR-GE Projesi”ni yürütüyoruz. Projemiz kapsamında firmalarımızın ihtiyaç analizleri yapılarak, Operasyonel Sürdürülebilirlik, Yönetsel Sürdürülebilirlik, Çevresel Sürdürülebilirlik alanlarında kapasitelerini geliştirmeyi amaçlıyoruz.”

ÇOK DAHA FAZLA ÇEŞİTLİLİK SUNUYOR

Finlandiya’nın Türkiye Büyükelçisi Ari Maki, AB endüstri stratejisinin Yeşil Mutabakat ile sürdürülebilir ekonomiye doğru değiştiğini ve döngüsel ekonominin AB’nin dönüşüm programının bir parçası olduğunu söyledi. “AB bu değişimde yoğun su ve enerji kullanımı, atık, karbon emisyonu nedeniyle tekstil sektörünü öncelikli olarak gösterdi. Sektördeki en kritik konu sıfır atık. Türkiye bu süreçte büyük üretim kapasitesiyle uluslararası markaların en önemli tedarikçisi olarak öne çıkıyor. Aynı zamanda lojistiği ve lokasyonuyla çok avantajlı. Uzak Doğu şirketlerine göre çok daha fazla çeşitlilik sunan son derece esnek hazır giyim imalatçılarıyla ileri tekstil sanayiine sahip. Dahası son derece yaratıcı koleksiyonlar da ortaya koyuyor. Finli şirketler Türkiye ile çalışarak daha az lojistik maliyetine sahip olabilir.” 

HEDEFİNE AB’DEN DAHA ÖNCE ULAŞACAK

Fin şirketlerinin Türkiye’ye girmek istediğini açıklayan Business Finland Biyo ve Döngüsel Ekonomi Programı Başkanı Marika Ollaranta, “Finlandiya’daki biyo ve döngüsel çözümler bütün dünyada kullanılıyor. AB’nin tekstil stratejisi doğrultusunda; 2025’e kadar tekstil atığının plastikten ayrıştırılması hedefi var. Finlandiya bu hedefe 2023 yılında yani AB’den önce ulaşacak. Geri dönüşüm Finlandiya’da iki yıl içinde hemen hemen her şeyde gerçekleşecek. İnovasyonlara 10 yıldır yatırım sağlıyoruz. Tekstil geri dönüşümü ekosistemini 5 yıldır uyguluyoruz. Biyo tabanlı çözümler tekstil sanayi için önemli” dedi. >>ODAK HABER MERKEZİ

 

Editör: TE Bilisim