Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, Tarih Topluluğu ve Genç Kızılay Topluluğu tarafından düzenlenen “Gazze Ekseninde Dünden Bugüne İsrail ve Filistin Paneli” yoğun ilgiyle gerçekleştirildi.
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Güler başkanlığında yapılan panele, akademik ve idari personel, öğrenciler ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Panelde, tarihî ve güncel gelişmelerin yanı sıra, çatışmanın ideolojik ve dini temelleri de tartışıldı.
“SOYKIRIMIN BİR DAYANAĞI YOK”
Panelde ilk olarak konuşan AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ramazan Hüseyin Biçer, “Tarihte Yahudilik ve Arz-ı Mev’ûd Meselesi” başlıklı sunumunda, hiçbir soykırımın tarihsel veya insani açıdan meşru gösterilemeyeceğini vurguladı. Biçer, Tevrat’taki bazı metinlerin katliamları meşrulaştırmak için kullanıldığını belirtti.
Yahudilikte üstün ırk anlayışının ve Arz-ı Mev’ûd inancının merkezi bir yer tuttuğunu ifade eden Biçer, “Bugün yaşanan olayların kökeni bu inanç yapısında yatıyor. Yahudiler için Vadedilmiş Topraklar, tartışmaya kapalı bir inanç unsurudur” dedi.
“GAZZE HALKI YOK HÜKMÜNDE GÖRÜLÜYOR”
İsrail’in kuruluş sürecinde yaşanan şiddet olaylarına da değinen Biçer, 1948’de Filistin topraklarında kurulan İsrail Devleti’nin büyük bir soykırım projesinin sonucu olduğunu söyledi. İsrail’in kuruluşunda aktif rol alan terör örgütlerinin bugünkü devlet yapısına yön verdiğini belirten Biçer, “Gazze halkı, İsrail gözünde yok hükmündedir” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, dönemin İsrail Savunma Bakanı’nın Filistinlileri “insani hayvanlar” olarak nitelendirdiğini hatırlatan Biçer, bu yaklaşımın Tevrat’taki üstün ırk anlayışının günümüze yansıması olduğunu dile getirdi.
“BALFOUR DEKLARASYONU DÖNÜM NOKTASI OLDU”
Panelin ikinci konuşmacısı AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Aydın, “Balfour Deklarasyonu ve İsrail Devletinin Kuruluşuna Giden Süreç” başlıklı sunumunda, İngiltere’nin 1917 tarihli deklarasyonuyla Yahudi devletinin kuruluşuna zemin hazırladığını ifade etti.
Aydın, İngiltere’nin yanı sıra Fransa, Amerika, Japonya, İtalya ve Sırbistan gibi ülkelerin de deklarasyona destek verdiğini belirtti. 1920 San Remo Konferansı ve 1922 Milletler Cemiyeti kararlarıyla İngiliz mandasının Filistin’de güçlendiğini söyleyen Aydın, “Bu dönem, Yahudi devletinin kurulma sürecini hızlandırdı” dedi.
“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KALICI ÇÖZÜM ÜRETEMEDİ”
Birleşmiş Milletler’in 1947’de Filistin meselesini ele aldığını hatırlatan Aydın, İngiltere’nin başvurusuyla kurulan Filistin Özel Komitesinin iki devletli çözüm önerdiğini, ancak bu kararın bölgede kalıcı bir barış sağlayamadığını vurguladı.
Hazırlanan planla Filistin’de Arap ve Yahudi olmak üzere iki devlet kurulmasının kararlaştırıldığını söyleyen Aydın, “Bu karar, Filistin meselesini uluslararası düzeyde daha da derinleştirdi” diye konuştu.
“ARZ-I MEV’ÛD PROPAGANDASINA ESİR OLMAMAK GEREKİR”
Panelin son konuşmacısı AKÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Güler, “Bağımsız Filistin Devletine Giden Yol” başlıklı sunumunda, Filistin’in tarihsel, demografik ve dini yapısına değindi. Bölgedeki Yahudi nüfus artışının göç ve teşvik politikalarıyla sağlandığını belirten Güler, “Hiçbir dönemde Nil’den Fırat’a uzanan bir Yahudi devleti kurulmamıştır” dedi.
Güler, “Kurulan İsrail devleti tarihî kaynaklarda Hz. Davud ve Hz. Süleyman dönemine dayandırılsa da Arz-ı Mev’ûd propagandasına esir olmamak gerekir. Bu konu, ideolojik bir manipülasyon aracı hâline getirilmiştir” ifadelerini kullandı.
Panel, soru-cevap bölümüyle sona erdi. Katılımcılar, konuşmacılara yoğun ilgi göstererek Gazze’de yaşanan trajedinin tarihsel kökenlerine dair değerlendirmelerde bulundu.
