Devlet Bahçeli, “İmralı’ya gidilmesine ayak sürmenin manası yok. Gerekirse yanıma üç arkadaşımı alır, İmralı’ya ben giderim.” ifadelerini kullanarak sürecin hızla ilerlemesi gerektiğini vurguladı.
Konuşmasının başında askeri kargo uçağının düşmesi sonucu şehit olan 20 askeri anan Bahçeli, acının derin olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “20 şehit için üzüntümüz tarifsizdir. Kahraman vatan evlatlarının isimleri milli gönüllere kazınmıştır. Geride bıraktıkları aileler hepimizin namusuna emanettir.”
Uçağın nasıl ve neden düştüğüne ilişkin soruşturmanın aydınlatılacağını söyleyen Bahçeli, sosyal medyada yayılan dedikodu niteliğindeki paylaşımları da eleştirdi: “Bu olay üzerinden dedikodu furyası çıkaranların maskeleri indirilecektir. Devletimize güven esastır. Komplo teorilerine kapalı olunmalıdır. Uçağımıza dış müdahale ihtimali elbette araştırılacaktır”
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE MİLLİ BİR POLİTİKADIR”
Bahçeli, konuşmasının devamında “Terörsüz Türkiye” hedefinin tarihi bir fırsat olduğunu ifade ederek sürecin kararlılıkla yürütülmesi gerektiğini belirtti: “Bu hedef, son yüzyılda yakaladığımız en önemli fırsatların başında gelmektedir. Terörsüz Türkiye hedefi milli politikadır ve geriye dönüş imkânı kalmamıştır.”
Sürecin ilerleyebilmesi için gerekli temasların sağlanması gerektiğini ifade eden Bahçeli, gündem yaratan sözlerini şöyle sürdürdü: “İmralı’ya gidilmesine ayak sürmenin manası yok. Gerekirse alırım yanıma üç arkadaşımı, İmralı’ya giderim. Sürecin muhataplarından biriyle doğrudan temas kurulamayacaksa ilerleme nasıl sağlanacaktır?”
Devlet Bahçeli, konuşmasının sonunda ülkücülere seslenerek “İmralı’ya gitmeme izin veriyor musunuz?” diyerek salonda dikkat çeken bir soru yöneltti.
