Raporda; enflasyondaki kademeli düşüş, liraya artan güven ve güçlenen rezervlerin bu başarının temel göstergeleri olduğu vurgulandı.
IMF, Türkiye ekonomisinin geçen yıla göre daha az risk taşıdığına dikkat çekerek, sıkı maliye politikası, pozitif reel faiz ortamı ve TCMB’nin finansal riskleri kontrol altında tutmak için kullandığı araçların etkili olduğunu belirtti. Bütçe açığındaki gerilemenin enflasyonun dizginlenmesinde önemli rol oynadığı ifade edilirken, ekonomideki istikrarın devamı için maliye politikasında gelir odaklı sıkılaştırmanın ve daha sıkı para politikasının sürdürülmesi önerildi.
Raporda, 2025 sonu enflasyonunun yüzde 33 seviyesine gerilemesinin beklendiği, ekonominin bu yıl yüzde 3,5, 2026’da ise yüzde 3,7 büyüme öngörüldüğü kaydedildi. IMF, yapısal reformların, özellikle işgücü ve ürün piyasalarında rekabeti artıracak düzenlemelerin önemine işaret ederek, Türkiye’nin büyüme potansiyelinin bu adımlarla daha kapsayıcı hale gelebileceğini belirtti. Ayrıca, döviz likiditesi risklerinin yakından izlenmesi ve finansal denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
