Tarım Bakanlığı’nın yaptığı “Çiftçimize hayırlı olsun” açıklamasına tepki gösteren Olgun, “Bu fiyatlar çiftçinin yarasına merhem değil, iflas ilanıdır” diyerek şunları söyledi: “Mazot 45 lirayı geçmiş, gübre fiyatları ikiye katlanmış, tohum ve ilaç fiyatları uçmuş. Bu koşullarda belirlenen alım fiyatları, çiftçiye açıkça ‘zarar et, borçlan, üretimden vazgeç’ demek oluyor.”
“ÇİFTÇİNİN BUĞDAYI PARA ETMİYOR, İTHALATÇIYA DÖVİZ GARANTİSİ!”
İthalata bağımlı tarım politikalarını eleştiren Olgun, “Yerli ve milli tarım” söyleminin içinin boşaltıldığını ifade etti. Açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Çiftçinin tarlasındaki buğday para etmiyor, ama ithal buğdaya dövizle ödeme yapılıyor. Bu bir çelişki değil, bilinçli bir tercih! Çiftçiyi batır, tarlayı sattır, ithalatçının cebini doldur!”
“DESTEKLER GEÇ, PRİMLER YETERSİZ”
Olgun, destekleme primlerinin de enflasyon karşısında eridiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Destekler geç geliyor, primler yetersiz. Bu koşullarda çiftçiye verilen destek değil, adeta bir köstek! Çiftçinin maliyeti bile karşılanmıyor.”
Olgun, uygulanan tarım politikalarının yalnızca çiftçiyi değil, tüm toplumu etkilediğini belirtti: “Bir ülkenin gücü toprağından gelir. Ama siz çiftçiye sırtınızı döndünüz. Bu anlayış sofraları da boş bırakır!”
“İYİ PARTİ OLARAK TARIMIN, ÜRETİMİN VE ÇİFTÇİNİN YANINDAYIZ”
İYİ Parti’nin tarımı bir milli güvenlik meselesi olarak gördüğünü vurgulayan Olgun, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Bugün açıklanan alım fiyatları bir reform değil, bir teslimiyet belgesidir. Biz bu düzene razı değiliz. Çiftçiyi yalnız bırakmak, sofrayı boş bırakmaktır. Hükümeti uyarıyoruz: Daha fazla geç kalmadan bu yanlış yoldan dönün! Çünkü bir ülke çiftçisini kaybederse, geleceğini de kaybeder.”
