Babo henüz çocukken, hayatını değiştiren bir trajedi yaşadı. Bir ev yangınında annesi onu kollarına alarak 7. kattan aşağı atladı. Anne, oğlunu korumak için kendi hayatını feda etti. Küçük Babo ise gözlerindeki kanama nedeniyle görme yetisini kaybetti.
Annesi ölmeden önce buz pateni yapıyordu. Onun tutkusu, Babo’nun kalbine de işlemişti. Kör olmasına rağmen buz pateninden hiç vazgeçmedi. Annesinin yarım kalan hayalini, kendi adımlarıyla sürdürmeye karar verdi.
Şampiyonada partneriyle birlikte ünlü La Cumparsita tangosunu dans eden Babo, görmeyen gözlerine rağmen sahneyi hissederek yön buldu. Kulakları bir yarasa gibi çevresindeki sesleri ölçüyor, partnerinin yönlendirmeleriyle karmaşık figürleri kusursuzca tamamlıyordu.
Partneri, buzun üzerinde adeta bir rehber gibi süzülüyor; Babo ise onun ritmine tutunarak dansın ruhunu seyirciye aktarıyordu. Seyirciler, bu uyumun büyüsüne kapıldı.
ŞOK EDİCİ DETAY
Gösteri sonunda herkesin öğrendiği bir detay ise şok ediciydi: Babo’nun vücudunda geçmiş kazalardan kalma 22 kırık vardı. Buna rağmen buzun üzerinde dimdik duruyor, dansın her hareketini tutkuyla icra ediyordu.
DÜNYAYI AĞLATAN DANS
O gece, buz pistinde sadece bir dans değil; bir yaşam mücadelesi, bir annenin fedakârlığı ve bir çocuğun hayallerine tutunma gücü sahnelendi. Seyirciler, alkışlarla buz pistini inletti. Pek çok kişi gözyaşlarını tutamadı.
Bu gösteri, artistik patinaj tarihinin en büyük performanslarından biri olarak hafızalara kazındı.
